Seçim sonuçları Berlin Duvarı’nın yıkılması gibi olmalı…
Seçim sonuçları Berlin Duvarı’nın yıkılması gibi olmalı…
Nedret Ersanel
29/04/2023 Cumartesi
Bu kadar iş niye yapılıyor sanıyorlar acaba…
Türkiye’nin günlük ihtiyaçlarını karşılamak için yapılanlar başka, stratejik ihtiyaçlarını gidermek için yapılanlar başka…
Yolları, hastaneleri, köprüleri, vs, zaten saymıyorlar.
Peki.
Nükleer santral, savunma sanayinin tüm ürünleri, TCG Anadolu, Türkiye’nin enerji merkezi haline getirilmesi, Türk Devletleri Teşkilatı, 360 derece diplomasi, uzatmayalım, bunların muradı ne?
Nereye varmaya çalışıyoruz?..
Şöyle açalım…
14 Mayıs’ta seçim var değil mi.. Ya Erdoğan ya Kılıçdaroğlu seçilecek. ABD Başkanı Biden da 2024 seçimleri için aday olacağını açıkladı. Seçilirse 2028’e kadar ABD’nin başında bulunacak.
Üç adaydan hangisi ‘stratejik’ seçimdir? Hangileri konvansiyonel seçimdir?
Sadece biri ‘yeni dünya düzenini’ temsil ve talep ediyor. Sadece biri eskisine itiraz ediyor…
‘HAYATIN AKIŞINA UYGUN MU’?..
2025-2030 arası küresel düzen aktörlerinin karar ve buluşma yılları olacak. Bu süreç hem sancılı geçecek hem de ‘çok kutuplu dünya müesses nizamının anlaşma yılları” olacak…
Bir işareti göstereyim…
İngiltere malum, ABD’nin ayrıcalıklı ortağı ve bir çok uluslararası uzmana göre Ukrayna savaşının en ateşli destekçisi olduğu kadar, arkasındaki akıl. Doğru veya değil ayrı konu ama başrol oyuncusu…
Keza, ABD’nin hem Rusya hem de asıl Çin’i hedefe koyan, NATO’yu ve AB’yi peşinden sürükleyen, “yerleşik düzene devam” operasyonunun da ana ortağı. Ukrayna savaşı ile Pasifik gerilimi arasında direkt ilişki var. ABD bütün müttefiklerini her iki cephede de görmek istiyor. Mesela, ABD Ukrayna’da yenilirse, Pasifik’te de düşer. Çin’in şimdi Ukrayna-Rusya arasına girip, “arabuluculuğa” soyunmasının nedeni bu. (Düşmanı nerede karşıladığına dikkat ederseniz, “Türkiye’nin şurada burada ne işi var” diyenlerin miyopluğunu daha iyi kavrarız.)
Dört gün önce İngiltere Dışişleri Bakanı, Londra-Mansion House’da bir konuşma yaptı. İngiltere’nin Çin politikasını anlattı. (‘Our position on China: Foreign Secretary’s 2023 Mansion House speech’, 25/04, gov.uk.)
Buyrun…
“Çin ile diyalogdan vazgeçmek insanlığın en büyük sorunlarının çözümünden vazgeçmek olur. Daha kötüsü, güvenliğimiz ve refahımız için hayati önem taşıyan gerçekleri görmezden gelmek olur”:..
“Şüpheniz olmasın, Pekin’de alınan kararlar hayatımızı etkileyecek. Hiç bir küresel sorun Çin olmadan çözülemez”…
“Soğuk Savaş ilan etmek, amacımızın Çin’i tecrit etmek olduğunu söylemek benim için kolay hatta tatmin edici olurdu. Ama yanlış olurdu”…
“Çin’i ‘tehdit, ortak, düşman’ diye tek kelimeyle tanımlayamam. İmkânsız ve akıllıca da olmaz. Hükümetimiz Çin ile doğrudan İngiliz çıkarlarını ilerletecektir”…
Çok garip değil mi? Ne diyeceksiniz şimdi bunlara?
ABD, Rusya, Çin ne diyecek? Türkiye ne diyecek? Erdoğan ne diyecek? Kılıçdaroğlu ne diyecek?..
Yanlış anlaşılmasın. Britanya dış politikasında köklü düzeltme anlamına gelmiyor bu sözler. Çin’e yönelik rezervlerini aynı konuşmada en ağır ifadelerle tekrarladı İngiliz dışişleri bakanı. Tüm taraflar da bu yeni çıkışa temkinli yaklaşacaklardır. Ama buraya kadar akan öyküden farklı bir yanı var. Farkı tespit ediyoruz. ‘Hayatın normal akışına ters’ denir ya, o. Farkı fark edenler kim Türkiye’de?
RANDEVUYU KAÇIRAMAYIZ…
İngiltere bunu niye yapıyor? Niye şimdi yapıyor?..
Avrupa’nın, özellikle Almanya ve Fransa’nın Çin’le ilişkiler konusunda ayak sürümesini görüyor ve ABD’ye rağmen dahi buna kayıtsız kalamaz. Çin Devlet Başkanı Xi ile Zelensky görüşmesinin zamanlaması da odur. Sızan Pentagon belgeleri de dahildir. Özünde, “değişen küresel panoramayı bozuyor savaş” diyor o belgeler. Yukarıda, “müesses nizamların anlaşması” dediğim budur.
Biden devam ederse, ki o döneme dahi kalmayabilir, Ukrayna savaşını yükselterek yanıt verecektir. Büyük risk. Bahar aylarında beklenen Ukrayna saldırısının tercümesi anlamına gelir.
Çok çok özetleyerek anlatıyorum, hepsi işaretlerdir. Dünyanın geçiş döneminin ve dahi ardından gelecek buluşma anının, randevunun emareleridir. Herkes saatlerini buna ayarlıyor. Üstelik çok yakın zamanda gerçekleşecek ve durdurulamayacak…
Sadece yedi yıl içinde geçiş döneminin biteceği, kaos/kriz eşiğinin atlanacağı ve stratejik seçimlerin sonuç üreteceği bir sürece ülkeler kendini hazırlıyor. Türkiye adına bu hazırlıklardan sonuncusu ülke içi seçimlerdir. “Efendim, seçmen buna bakmaz”.. Seçmen neye bakar neye bakmaz bilemem. Ama bakmazsa sürecin sonuçları ona bakacak. Kaldı ki, “bakmayan liderin” seçmenleri “bakmıyor”. Gören seçmen çok…
KONVANSİYONEL LİDER Mİ STRATEJİK LİDER Mİ!
Sadece bir örnek vererek değişimin kaçınılmazlığını anlattık ama emsallerine sayfalar yetmez. Anlaşılması gereken, buluşma anını önceden kestiren ve buna göre hazırlanan/donanan bir Türkiye’nin şu an varolduğudur.
Küresel güçteki dalgalanmalar istikrara kavuştuğunda yeni oyuncu yeni dengelerle masaya oturacak. Bunlardan biri ve şimdiden görüldüğü üzere Türkiye’dir.
Aynı güç ve dengelerin buluşacağı bir an var. Nasıl olacağı tartışmalı. Belki, “Berlin duvarının yıkılması” gibi somut ve ani olacak belki kaybedenleri ikna ede ede.
14 Mayıs seçim sonuçları maalesef ilk ihtimaldeki gibi olmalı. Düşmeliler Türkiye’nin yakasından.
İki tür safra var; balonlardaki gibi yükselmek için atılanlar ve gemilerdeki dengeyi korumak için yerleri ayarlananlar. İlkinden kurtulmalı, ikincisini doğru yerlere yerleştirmeliyiz…
Ki, randevuya yetişebilelim. Kaçırırsak ülkenin son 20 yıl boşa gidecek. Önündeki kaç yıl boşa gidecek onu hiç kestiremiyoruz…
Ekleme
Tarihi: 29 Nisan 2023 - Cumartesi
Seçim sonuçları Berlin Duvarı’nın yıkılması gibi olmalı…
Seçim sonuçları Berlin Duvarı’nın yıkılması gibi olmalı…
Nedret Ersanel
29/04/2023 Cumartesi
Bu kadar iş niye yapılıyor sanıyorlar acaba…
Türkiye’nin günlük ihtiyaçlarını karşılamak için yapılanlar başka, stratejik ihtiyaçlarını gidermek için yapılanlar başka…
Yolları, hastaneleri, köprüleri, vs, zaten saymıyorlar.
Peki.
Nükleer santral, savunma sanayinin tüm ürünleri, TCG Anadolu, Türkiye’nin enerji merkezi haline getirilmesi, Türk Devletleri Teşkilatı, 360 derece diplomasi, uzatmayalım, bunların muradı ne?
Nereye varmaya çalışıyoruz?..
Şöyle açalım…
14 Mayıs’ta seçim var değil mi.. Ya Erdoğan ya Kılıçdaroğlu seçilecek. ABD Başkanı Biden da 2024 seçimleri için aday olacağını açıkladı. Seçilirse 2028’e kadar ABD’nin başında bulunacak.
Üç adaydan hangisi ‘stratejik’ seçimdir? Hangileri konvansiyonel seçimdir?
Sadece biri ‘yeni dünya düzenini’ temsil ve talep ediyor. Sadece biri eskisine itiraz ediyor…
‘HAYATIN AKIŞINA UYGUN MU’?..
2025-2030 arası küresel düzen aktörlerinin karar ve buluşma yılları olacak. Bu süreç hem sancılı geçecek hem de ‘çok kutuplu dünya müesses nizamının anlaşma yılları” olacak…
Bir işareti göstereyim…
İngiltere malum, ABD’nin ayrıcalıklı ortağı ve bir çok uluslararası uzmana göre Ukrayna savaşının en ateşli destekçisi olduğu kadar, arkasındaki akıl. Doğru veya değil ayrı konu ama başrol oyuncusu…
Keza, ABD’nin hem Rusya hem de asıl Çin’i hedefe koyan, NATO’yu ve AB’yi peşinden sürükleyen, “yerleşik düzene devam” operasyonunun da ana ortağı. Ukrayna savaşı ile Pasifik gerilimi arasında direkt ilişki var. ABD bütün müttefiklerini her iki cephede de görmek istiyor. Mesela, ABD Ukrayna’da yenilirse, Pasifik’te de düşer. Çin’in şimdi Ukrayna-Rusya arasına girip, “arabuluculuğa” soyunmasının nedeni bu. (Düşmanı nerede karşıladığına dikkat ederseniz, “Türkiye’nin şurada burada ne işi var” diyenlerin miyopluğunu daha iyi kavrarız.)
Dört gün önce İngiltere Dışişleri Bakanı, Londra-Mansion House’da bir konuşma yaptı. İngiltere’nin Çin politikasını anlattı. (‘Our position on China: Foreign Secretary’s 2023 Mansion House speech’, 25/04, gov.uk.)
Buyrun…
“Çin ile diyalogdan vazgeçmek insanlığın en büyük sorunlarının çözümünden vazgeçmek olur. Daha kötüsü, güvenliğimiz ve refahımız için hayati önem taşıyan gerçekleri görmezden gelmek olur”:..
“Şüpheniz olmasın, Pekin’de alınan kararlar hayatımızı etkileyecek. Hiç bir küresel sorun Çin olmadan çözülemez”…
“Soğuk Savaş ilan etmek, amacımızın Çin’i tecrit etmek olduğunu söylemek benim için kolay hatta tatmin edici olurdu. Ama yanlış olurdu”…
“Çin’i ‘tehdit, ortak, düşman’ diye tek kelimeyle tanımlayamam. İmkânsız ve akıllıca da olmaz. Hükümetimiz Çin ile doğrudan İngiliz çıkarlarını ilerletecektir”…
Çok garip değil mi? Ne diyeceksiniz şimdi bunlara?
ABD, Rusya, Çin ne diyecek? Türkiye ne diyecek? Erdoğan ne diyecek? Kılıçdaroğlu ne diyecek?..
Yanlış anlaşılmasın. Britanya dış politikasında köklü düzeltme anlamına gelmiyor bu sözler. Çin’e yönelik rezervlerini aynı konuşmada en ağır ifadelerle tekrarladı İngiliz dışişleri bakanı. Tüm taraflar da bu yeni çıkışa temkinli yaklaşacaklardır. Ama buraya kadar akan öyküden farklı bir yanı var. Farkı tespit ediyoruz. ‘Hayatın normal akışına ters’ denir ya, o. Farkı fark edenler kim Türkiye’de?
RANDEVUYU KAÇIRAMAYIZ…
İngiltere bunu niye yapıyor? Niye şimdi yapıyor?..
Avrupa’nın, özellikle Almanya ve Fransa’nın Çin’le ilişkiler konusunda ayak sürümesini görüyor ve ABD’ye rağmen dahi buna kayıtsız kalamaz. Çin Devlet Başkanı Xi ile Zelensky görüşmesinin zamanlaması da odur. Sızan Pentagon belgeleri de dahildir. Özünde, “değişen küresel panoramayı bozuyor savaş” diyor o belgeler. Yukarıda, “müesses nizamların anlaşması” dediğim budur.
Biden devam ederse, ki o döneme dahi kalmayabilir, Ukrayna savaşını yükselterek yanıt verecektir. Büyük risk. Bahar aylarında beklenen Ukrayna saldırısının tercümesi anlamına gelir.
Çok çok özetleyerek anlatıyorum, hepsi işaretlerdir. Dünyanın geçiş döneminin ve dahi ardından gelecek buluşma anının, randevunun emareleridir. Herkes saatlerini buna ayarlıyor. Üstelik çok yakın zamanda gerçekleşecek ve durdurulamayacak…
Sadece yedi yıl içinde geçiş döneminin biteceği, kaos/kriz eşiğinin atlanacağı ve stratejik seçimlerin sonuç üreteceği bir sürece ülkeler kendini hazırlıyor. Türkiye adına bu hazırlıklardan sonuncusu ülke içi seçimlerdir. “Efendim, seçmen buna bakmaz”.. Seçmen neye bakar neye bakmaz bilemem. Ama bakmazsa sürecin sonuçları ona bakacak. Kaldı ki, “bakmayan liderin” seçmenleri “bakmıyor”. Gören seçmen çok…
KONVANSİYONEL LİDER Mİ STRATEJİK LİDER Mİ!
Sadece bir örnek vererek değişimin kaçınılmazlığını anlattık ama emsallerine sayfalar yetmez. Anlaşılması gereken, buluşma anını önceden kestiren ve buna göre hazırlanan/donanan bir Türkiye’nin şu an varolduğudur.
Küresel güçteki dalgalanmalar istikrara kavuştuğunda yeni oyuncu yeni dengelerle masaya oturacak. Bunlardan biri ve şimdiden görüldüğü üzere Türkiye’dir.
Aynı güç ve dengelerin buluşacağı bir an var. Nasıl olacağı tartışmalı. Belki, “Berlin duvarının yıkılması” gibi somut ve ani olacak belki kaybedenleri ikna ede ede.
14 Mayıs seçim sonuçları maalesef ilk ihtimaldeki gibi olmalı. Düşmeliler Türkiye’nin yakasından.
İki tür safra var; balonlardaki gibi yükselmek için atılanlar ve gemilerdeki dengeyi korumak için yerleri ayarlananlar. İlkinden kurtulmalı, ikincisini doğru yerlere yerleştirmeliyiz…
Ki, randevuya yetişebilelim. Kaçırırsak ülkenin son 20 yıl boşa gidecek. Önündeki kaç yıl boşa gidecek onu hiç kestiremiyoruz…
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.