Muhalefetin ekonomi politikası

Bir yılı aşkın süredir ardı ardına yapılan toplantılar neticesinde, adayları sözüm ona yıpranmasın diye açıklamayı geri bırakıp, seçime ramak kala ana muhalefet liderini aday gösteren şaşkın akıl, ekonomide ayrı bir izansızlık içinde. Rıfkı’ya ne oldu? Bir toplantı yapılmıştı belki hatırlayanınız olur. Türkiye’ye getiremedikleri ekonomi danışmanlarını veya akıllarını vidyo konferans yöntemiyle toplantıya bağlayabilmişlerdi ya hani, işte o toplantı! 10 yaşında veledin bayram tebriği için kullandığı görüntülü görüşmeyi (vidyo konferans) sanki ışınlanmayı sağlamışlar edasıyla anlatıp Türkiye’ye getirmeyi bile becerememenin üstünü örtmek için seçmenlerinin aklı ile alay edercesine allayıp pullamışlardı, işte o toplantı! Rıfkı’yı bir orada gördük, ilk ve son oldu. Akıbeti nedir bilmiyoruz doğrusu, endişelenmemiz lazım mı onu da bilmiyoruz. Rıfkı Bey’den haber alan varsa bize de bildirsin ahali… Neyse mesele Rıfkı Bey değil! Mesele muhalefetin varsa yoksa göz boyama ve günü kurtarma çabası içinde yalanın her türlüsüne başvurmada pervasızlığı… Baktılar ki Rıfkı tutmadı, yan yattı çamura battı, yeni bir şey bulalım: “300 milyar dolar para getireceğim; temiz para” dedi Kılıçdaroğlu. Tam bunu anlama gayretini gösteriyorken bize fırsat bırakmadan söylem değişti (demek ki ajanslar iyi çalışıyor haklarını verelim) bunun da tutmadığını görünce, yeni söylem “Gittim, milletimiz için 300 milyar dolar temiz yatırım getirdim” şekline dönüverdi. Son söylemine göre 300 milyar dolarlık parayı getirmiş bile ama paranın geliş şekli açıklanmıyor. Yani sıcak para mı, sabit yatırım mı açıklama yok! Peki kimden getirmiş? Kendisi kesin getirdim diyor biz biraz temkinli davranalım; A,B,C … bilmem kaç adet şirket ile yatırım için iyi niyet protokolü mü yapılmış? Hani nerede görelim. Hadi göremedik bari isimlerini zikret bari? Yoksa yıpranmasınlar diye isimleri yine açıklanmayacak mı adaylığınız gibi? Destekli atsanız bari! Kılıçdaroğlu’na bu rakamı hangi ajans yetkilisi verdiyse sadece reklamcı, ekonomi ile alakası olmadığı aşikâr. Keşke bir ekonomiste de sorsaydılar ne kadar atmaları gerektiğini ki yutulur yanı olsun! UNACTAD’ın yayımladığı verilere göre Dünya’da yapılan senelik doğrudan yatırım miktarı ortalama 1,5 trilyon dolar. Bununda senelik en büyük paya sahipleri ABD ve Avrupa Birliği, son on yıl takribi 200-300 milyar dolar arasında senelik yatırım çekebilmişlerdir. Yani Kemal Bey’in getirdiğini ifade ettiği rakam ABD’nin veya AB’nin toplam rakamına eşitmiş! Şimdi çark ederlerse diye söyleyeyim sabit yatırım değil, sıcak para getiriyoruz derlerse, vay halimize! Düşünün ki (bir anlık doğru olduğunu) 300 milyar dolar sıcak para geldi. Ne üretim kalır ne de iş! Dövizin bedava olduğu yerde yerli üretim pahalı kalacak, fabrikalar kapanacak, işsizlik ve yoksulluk zirve yapacaktır kısa bir dönem sonra. Ama en kötüsü daha da sonra yani bu para geri çıkmaya başlayınca meydana çıkacaktır; talan edilmiş bir finansal sistem, hiperenflasyon, kapanmış fabrikalar ile üretim yoksunu bir ülke ve bitik bir halk! Kılıçdaroğlu ajans aklı ile bir rakam değil de ekonomiyi kalkındırma vaadi olarak atacağı adımları açıklasaydı bugün bunu az çok inceleyebilirdik. Ancak ipe sapa gelmez, hesapsız bir rakam ile ortada dolaşması yine muhalefetin yetersizliğini ortaya koymaktadır. Bizim daha iyi bir iktidara değil daha iyi bir muhalefete ihtiyacımız var lafı işte buradan gelmektedir.