14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere 26 günden az bir zaman kala 8’li koalisyonda yaşanan adaylık pazarlıkları ve liste kavgalarının arkasından CHP ve İYİ Parti’de PKK ve FETÖ terör örgütleri ile iltisaklı teröristlerin seçilecek sıralara konulması özellikle FETÖ’nün TBMM içinde bir grup kuracak sayıya ulaştığına yönelik güçlü iddialar Bay Kemal ile Meral Akşener’in ihanetlerini gözler önüne serdi. Bay Kemal’in Kandil ve Pensilvanya’nın adayı olduğu iddialarının medyada ve televizyonlarda sık sık dile getirilmesine karşın Kılıçdaroğlu’nun bu yakıştırma sıfatlara bir tepki göstermemesi enteresan ve aynı zamanda bu iddiaların doğru olduğunun işaretlerini vermektedir. Aynı şekilde Meral Akşener’in partisi içindeki geçmişte FETÖ içinde üst düzey görevler yapmış sözde lider kapsamındaki İdris Naim Şahin, İrfan Sönmez vs. birçok FETÖ’cüyü seçilecek sıralardan aday göstermesi kısa bir süre önce ‘kazanamayacak aday’ olarak lanse ettiği Kılıçdaroğlu’na destek vermemesi 8’li masayı kumar, noter ve kumpas masası olarak ağır bir şekilde suçlayıp masadan ayrılması CHP’nin trol medyası tarafından kendisine ve partisine linç operasyonu ağır tahrik hakaretlerde bulunmasına rağmen, ABD Büyükelçisi Flake’nin kendisini uyarması ile jet hızıyla 8’li masaya dönüp Kılıçdaroğlu’na medya önünde ‘Cumhurbaşkanım’ sıfatı ile hitap etmesinin arka planında ne yaşandığının da ortaya çıkarılması önemlidir sanırım.
Diğer taraftan Kılıçdaroğlu başta olmak üzere bazı CHP’li üst düzey yöneticilerinin alenen terör örgütleri ile içli dışlı olmaları ülkemizin Genel Güvenliği ve birlik beraberliğini bozacak açıklamaları ile teröre ve terörizme destekleyen öven açıklamaları karşısında yargıdan bir ses çıkmamasından cesaret alarak hadlerini daha çok aştıkları bir vakıa olarak karşımızda durmaktadır. Bu durum karşısında ABD, İngitere ve AB ülkeleri tarafından Türkiye aleyhine yayın yapmaları için fonlanan medyada akıl almaz iddialar ortaya atılmakta resmen 14 Mayıs seçimlerinde seçmenler Millet koalisyonuna yönlendirilmeye çalışılmaktadır. Terör örgütleri KIlıçdaroğlu CHP’si ve İYİ Parti’yi alenen desteklerken bu partilerin tepki koymaması açıkça milli ve yerli olmadıklarının bir itirafıdır sanırım.
CHP’nin Batman ve Diyarbakır sokaklarında üzerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafıyla gezen seçim otobüsünden PKK sevici Aynur Doğan’ın söylediği Kürtçe ‘Keçe Kurdan’ şarkısı çalındı. CHP otobüsünde çalan şarkının sözlerinde Kürtçe savaşa davet edilmesi dikkat çekti. Şarkıda “Kızlar bizle savaşa gelin/ İsteriz ki bizimle muharebeye gelin” sözleri yer alıyor.
Öte yandan “Kızlar bizle savaşa gelin” şarkısını seslendiren Aynur Doğan geçmişte bu şarkıyı PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın posteri önünde verdiği konserde seslendirmişti. Konser sonrası vatandaşlar tepki alan Doğan’ın AK Partili belediyelerdeki konserleri iptal edilmiş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın poster önünde konser veren Doğan’a sahip çıkarak hükümeti hedef almıştı.
Kılıçdaroğlu’nun gözünü iktidar hırsı bürümüş. Bu nedenle Kılıçdaroğlu CHP’sinin PKKHDP’ye verdiği ihanet sözleri ve tavizlerinin sonu yok. Özerklik ve Öcalan’a özgürlük vaadinden sonra bu kez de CHP’den Kandil’e selam göndererek “PKK ile müzakere edeceğiz. Sezgin Tanrıkulu bu müzakereyi Parlamentoda yapacağız şeklinde devlete meydan okudu. Siz kimsiniz alt tarafı PKK Muhibbilerisiniz. Siz iktidar olamazsınız. Hadi oldunuz diyelim TC Devleti sizin bu ihanetlerinize göz yummaz hukuken hak ettiğiniz cezayı verir. TBMM’sinde PKK ile müzakere’ye oturup silah bıraktıracaklarmış. TC devleti terör örgütleri ile masaya asla oturmaz. Hele çocuk katilleri ile hiç işi olmaz. Öcalan’a Selahattin Demirtaş’a özgürlük vereceklermiş. Selahattin Demirtaş neden tutuklu Kobani olaylarında 53 Kürt vatandaşımızı çoğu çocuk alçakça katletme emri veren bir teröristi nasıl bırakacaksınız acaba? En önemlisi bu konuyu ABD veya CIA ile görüşüp izin aldınız mı? Zira bütün dünyada fırtınalar koparan Wikileaks belgelerine göre Sezgin Tanrıkulu bir CİA ajanı! Daha önce hakkında “Gölge CIA” olarak bilinen Stratfor belgeleri yayınlanan ve “TR 705” kodu taşıdığı için eleştirilere konu olan Tanrıkulu’yla ilgili Wikileaks’te bugüne kadar gündeme gelmeyen ABD’ye ait resmi belgeler de var.