Peş peşe “Gerici İttifak” manşetleri atılmaya başladı. Eski defterler açıldı, hakaretler yağdırıldı. Yalan yanlış bilgiler servis edilmeye başladı. Şirinlikleri gitti, şirret yüzleri ortaya çıktı.
1994 yılında yapılan yerel seçimlerde Refah Partisi sadece Ankara ve İstanbul gibi büyükşehirleri kazanmadı. Aynı zamanda bugün HDP’nin güçlü olduğu bölgedeki birçok belediye başkanlığını da kazanmıştı Refah.
Diyarbakır, Van, Batman, Siirt, Ağrı gibi büyükşehir ve il belediye başkanlıklarını kazanan Refah Partisi bölgede kardeşliğin merkezi haline gelmişti. Refah Partisi’nin iktidara yürüyüşü o seçimlerden sonra net bir şekilde görülmeye başlamıştı.
Refah’ın yükselmesiyle birlikte Türkiye’de irtica adı altında dindarlara karşı düşmanlık da yükselmeye başladı. Nitekim 28 Şubat’ın temelleri daha 1995 Aralık seçimleri yapılmadan ve Refah Partisi birinci parti olmadan önce atılmaya başladı.
27 Mart seçimlerinde Refah Partisi’nin başarısını hazmedemeyen laik yobazlar sokağa dökülmüş, laiklik gösterilerine başlamıştı. “Mollalar İran’a” sloganları atarak, Müslümanlara olan nefretlerini İran’daki rejimi bahane ederek kusuyorlardı.
Müslüman karşıtlığında o kadar ileri gitmişlerdi ki, Türkiye’ye karşı yıllarca silahlı bölücülük terörü estiren PKK’yı Refah Partisi’ne tercih ettiler. Sadece tercih etmekle kalmadılar, bölücülük talepleriyle ilgisi olmadığı için Refah Partisi’ni tercih eden Kürt vatandaşlarımızı da PKK’nın kucağına ittiler.
28 Şubat’ın baş aktörlerinden Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya, henüz MGK toplantısı gerçekleşmeden 4 gün önce “İrtica PKK’dan daha büyük bir tehlikedir” diyerek, nasıl bir ruh hali içinde olduklarını ortaya koymuştu.
Günümüzün 28 Şubatçıları da aynı kafayla hareket etmeye devam ediyor. Bölücülüğü, terörü en üst perdeden savunan ve her geçen gün pervasızlaşan HDP ile iş tutuyorlar. HÜDA PAR’ın Cumhur İttifakı’na destek vermesine kıyameti koparıyorlar.
“Biz bölücü de değiliz, birilerinin heykelini dikme peşinde de değiliz. Bayrakla bir derdimiz yok. Bölünüp ayrı bir devlet kuralım da demiyoruz. Biz bin yıldır İslâm paydasında beraber yaşayan Türk ve Kürt’ün kardeşliğini savunuyoruz” diyen Zekeriya Yapıcıoğlu’dan rahatsız olanlar, Öcalan’a özgürlük isteyenlerle kol kola girerek, iktidar hayali kuruyorlar.
Libya’da, laik olduğu için tercihini Türkiye düşmanı Hafter’den yana yapanların, Türkiye’de de terör uzantısı siyasi yapıları seküler oldukları için tercih etmelerine şaşırmamak lazım.
28 Şubat bin yıl devam edecek diyorlardı. Bu zihniyeti 2002 yılında halk sandığı gömdü. Ancak anlaşılan birilerinin kalbinde hâlâ sürüyor.
28 Şubat’ın üzerinden 26 yıl geçti, Türkiye çok büyük badireler atlattı. Güney sınırlarımızda bir terör devleti kurulmak isteniyor. Ne yazık ki irtica adı altında Müslümanlarla problemi olanlar, hâlâ PKK’yı irticadan daha az tehlikeli görüyorlar.