HUZURLU OLMANIN KISA YOLU
Dünyada da muhakkak bir cennet vardır. Onu bulan kimsede cennet arzusu kalmaz. O cennet mârifetullahtır.” buyurmuştur.
Biz bunu gönül cenneti diye vasıflandırıyoruz, bu hayat her şeyin fevkindedir.
Allah-u Teâlâ dilediklerini derecelerine göre dilediği sahada çalıştırır. Çok sevdiğini ise kendi maiyyetine alır.
Zâtî tecelli ile beşeri sıfatlar yok olduğu zaman, Allah-u Teâlâ’nın zâtına karşı irfan husule gelir. Marifetullah’a yükselen bir ârif, Hakk’ın nuru ile hakikatı görmeye başlar. Bu ise vahyin bir kolu olan “İlhâm-ı ilâhî” ile olur, “Kalp gözünün açılması” ile veya “Rüyây-ı sâdıka” ile olur.
Bu ilim sahiplerinin muallimi Allah-u Teâlâ’dır, onlara dilediği kadar duyurur.
Onlar Fenâfillâh makamına alınmış olan ve halkı Hakk’a götüren kimselerdir, sayıları çok azdır.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:
“Yarattıklarımızdan öyle bir topluluk da vardır ki, onlar Hakk’a iletirler ve Hakk ile hüküm verirler.” (A’râf: 181)
O’nun memur ettiği, vazife için ileriye sürdüğü kimseler bunlardır, Hakk’ı tebliğ eden ve halkı Hakk’a çağıran yine bunlardır.
Onların kalbinde yalnız Hazret-i Allah olduğu için Hazret-i Allah ile Hazret-i Allah’a götürürler.
Onlar Resulullah Aleyhisselâm’ın nurunu taşıyanlar ve Allah-u Teâlâ’nın Kudsî ruh ile desteklediği, kalplerine nuru akıtıp hakikatı bildirmek için gönderdiği kimselerdir.
Bu ilâhî hüküm Asr-ı saâdet’ten kıyamete kadar geçerlidir ve müslümanlar için büyük bir müjdedir.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif’lerinde buyururlar ki:
“Allah-u Teâlâ bu ümmete, her yüzyıl başında dinini yenileyecek bir müceddid gönderir.” (Ebu Dâvud: 4391)
Bunlar yüz senede bir, vazifeli olarak gönderilmiş olanlardır. Yüz senede bir gelenler ayrıdır, nâdir olarak gelenler ayrıdır.
Ekleme
Tarihi: 09 Mart 2023 - Perşembe
HUZURLU OLMANIN KISA YOLU
Dünyada da muhakkak bir cennet vardır. Onu bulan kimsede cennet arzusu kalmaz. O cennet mârifetullahtır.” buyurmuştur.
Biz bunu gönül cenneti diye vasıflandırıyoruz, bu hayat her şeyin fevkindedir.
Allah-u Teâlâ dilediklerini derecelerine göre dilediği sahada çalıştırır. Çok sevdiğini ise kendi maiyyetine alır.
Zâtî tecelli ile beşeri sıfatlar yok olduğu zaman, Allah-u Teâlâ’nın zâtına karşı irfan husule gelir. Marifetullah’a yükselen bir ârif, Hakk’ın nuru ile hakikatı görmeye başlar. Bu ise vahyin bir kolu olan “İlhâm-ı ilâhî” ile olur, “Kalp gözünün açılması” ile veya “Rüyây-ı sâdıka” ile olur.
Bu ilim sahiplerinin muallimi Allah-u Teâlâ’dır, onlara dilediği kadar duyurur.
Onlar Fenâfillâh makamına alınmış olan ve halkı Hakk’a götüren kimselerdir, sayıları çok azdır.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:
“Yarattıklarımızdan öyle bir topluluk da vardır ki, onlar Hakk’a iletirler ve Hakk ile hüküm verirler.” (A’râf: 181)
O’nun memur ettiği, vazife için ileriye sürdüğü kimseler bunlardır, Hakk’ı tebliğ eden ve halkı Hakk’a çağıran yine bunlardır.
Onların kalbinde yalnız Hazret-i Allah olduğu için Hazret-i Allah ile Hazret-i Allah’a götürürler.
Onlar Resulullah Aleyhisselâm’ın nurunu taşıyanlar ve Allah-u Teâlâ’nın Kudsî ruh ile desteklediği, kalplerine nuru akıtıp hakikatı bildirmek için gönderdiği kimselerdir.
Bu ilâhî hüküm Asr-ı saâdet’ten kıyamete kadar geçerlidir ve müslümanlar için büyük bir müjdedir.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif’lerinde buyururlar ki:
“Allah-u Teâlâ bu ümmete, her yüzyıl başında dinini yenileyecek bir müceddid gönderir.” (Ebu Dâvud: 4391)
Bunlar yüz senede bir, vazifeli olarak gönderilmiş olanlardır. Yüz senede bir gelenler ayrıdır, nâdir olarak gelenler ayrıdır.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.