pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

TAVUĞUN FOLU VAR.MASANIN YOLU VAR.

Siyasette 24 saat uzun bir süre olsa da iki ay seçimler için çok kısa. Muhalefet, dağılma sonrası bir araya gelme coşkusunu yaşıyor. Lakin bu hava yerini yeni belirsizliklere bırakacak. Çünkü muhalefet bir yıldan fazladır Türkiye’yi kâğıt üzerinde yönetme açıklamalarından başka bir iş çıkarmadı. Çalışmaların ilk pratik ve sahaya yansıması olacak görüşmede ise koalisyon krizi çıktı. Şimdi yine en başa, girilmemiş seçimin kazanılmamış mevki ve makamları dağıtmaya döndüler. Türkiye’nin 22 yıldır unuttuğu koalisyon dönemlerini hatırlatmaları ve üstelik muhalefetteyken böyle bir krizi yaşamalarının hasarını onarmak gibi büyük bir sorunları var artık. Çünkü millete izlettirilen ‘koalisyon fragmanı’, Millet İttifakı’nın iktidar olasılığına dair soru işaretlerinin yanıtlarını verdi. Her anlaşmazlıkta masayı terk etme tehditlerinin savurulduğu, talepler yerine getirilmeyince de zehir zemberek açıklamalar yapılarak ittifakın terk edildiği bir fotoğraftan bahsediyoruz. El sıkışmaların, yüze gülmelerin ve inşa edilen hukukların sahte olduğu, eski defterlerinin açıldığı, küfürlerin, hakaretlerin havada uçuştuğu ancak pazarlıklar sonucu yeniden dönülen bir masa var artık. Kemal Kılıçdaroğlu masayı kurduğu 2022’nin Şubat ayından beri hem diğer ortaklarını idare ediyor hem de tabanını sağ ve milliyetçi kesime ısındırma gayretindeydi. Bir aşama kat ettiğini de söyleyebiliriz. Ancak Akşener masadan kalkınca sadece marjinal sol düşüncenin değil CHP tabanının da kendisinden ne denli nefret ettiği şu üç günde çok net görüldü. Meral Akşener’in CHP’den söküp almak istediği Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş üzerinden geliştirdiği dönme formülü de yeni krizlerin habercisi olacaktır. Ankara ve İstanbul’un yönetilme biçimleri ve pazarlık malzemesi yapılmasının siyasi sonuçları olacaktır. İmamoğlu ve Yavaş formülü, Akşener’in masayı dizayn etmesi olarak yorumlansa da aksine bir teslimiyet ve mecburiyet söz konusu. Akşener büyük bir güvenle birlikte hareket etmeye davet ettiği Yavaş ve İmamoğlu peşinden gelmeyince bir anda yalnızlaştığını gördü. “Partim benim arkamda” dedi ama birçok İYİ Parti Milletvekili yaptıkları paylaşımla akıllarının Altılı Masa’da kaldığını gösterdi. İYİ Parti’yi Türkiye’nin ana muhalefet partisi yapma iddiasında bulunan ve CHP’nin gölgesinden kurtarmak isteyen Akşener iki günde yüzde 7’lik barajın altında kalma tehlikesiyle yüzleşti. Bu nedenle de Akşener’in masaya dönüşü, siyaset mühendisliği olarak değil de siyaseten yok olma korkusu şeklinde okunmalı. Bu korkuyu sadece Akşener değil, milletvekilleri de derinden yaşadılar. Seçimlere iki ay kaldı. Erdoğan’ın nihayet bir rakibi ve hatta rakipleri var artık. Siyaset, sosyal medyadan sahaya taşınacak. Her şey gerçek olacak. Mesela halk izlediği kaostan sonra “dün dündür, bugün bugündür” diyecek mi? Bekleyip göreceğiz. 3 ve 6 Mart çok konuşulacak... Biz 3 Mart’a giden yolla ilgili gözlem ve yorumlarımızı aktaralım... 3 Mart’ın yaklaşık 4 ay kadar önce başladığı söylenebilir. İYİ Parti’nin oy oranı yüzde 15’i bulunca, hedef yüzde 20’ye kondu... Burada durulur mu, çıta daha da yükseldi: -Birinci parti oluyoruz... Akşener başbakanlığa yürüyor... Ancak partinin oyu yüzde 15’te çakıldı. Bunun nedenleri masaya yatırıldı. Baskın görüş şu çıktı: -Biz CHP’yle hemhal yürüdükçe AKP ve MHP’den çekilenler bize gelmeyecek. Millet İttifakı içinde kalmamız HDP’yle de aynı kulvardaymışız gibi bir hava yaratıyor. Bu saptamayı yapan görüş çözümü de şunda buldu: -6’lı masadan sert bir şekilde kalkalım. Oylar bize akar. Akşener buna başlangıçta karşı çıkıyor. Zaman içinde ikna oluyor. Kim bilir belki de kıskaç altına alınan Akşener! Partinin üst yönetiminde etkin olan isimler belli. Onların yaklaşımı egemen olunca, arkasından 3 Mart konuşması geldi. Akşener’in il başkanları ve belediye başkanlarıyla toplantıyı beklemeden o konuşmayı yapması, sürecin nerede piştiğini gösteriyor. Akşener’in 2 Mart Perşembe günü Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde yapılan 6’lı masa buluşmasından sonra partisinin genel merkezine dönüşte kendisini ateşli partililer karşıladı. Bu 3 Mart’ın habercisiydi! 3 Mart sonrasındaki yankılar, İYİ Parti’nin oylarının patlamayacağını gösterdi. Akşener’in “Ya tarih olacağız ya tarih yazacağız” sözü şu aşamada hayata şöyle geçti: Tahrip oldu,Daha büyük ölçekten bakınca şunu da söylemek gerekir:  İYİ Parti karar vericileri 3 Mart krizinin Türkiye’nin geleceğini nasıl etkileyeceğini öngörerek hareket ettiyse vahim, öngörmediyse daha da vahim!
Ekleme Tarihi: 07 Mart 2023 - Salı

TAVUĞUN FOLU VAR.MASANIN YOLU VAR.

Siyasette 24 saat uzun bir süre olsa da iki ay seçimler için çok kısa. Muhalefet, dağılma sonrası bir araya gelme coşkusunu yaşıyor. Lakin bu hava yerini yeni belirsizliklere bırakacak. Çünkü muhalefet bir yıldan fazladır Türkiye’yi kâğıt üzerinde yönetme açıklamalarından başka bir iş çıkarmadı. Çalışmaların ilk pratik ve sahaya yansıması olacak görüşmede ise koalisyon krizi çıktı. Şimdi yine en başa, girilmemiş seçimin kazanılmamış mevki ve makamları dağıtmaya döndüler.
Türkiye’nin 22 yıldır unuttuğu koalisyon dönemlerini hatırlatmaları ve üstelik muhalefetteyken böyle bir krizi yaşamalarının hasarını onarmak gibi büyük bir sorunları var artık. Çünkü millete izlettirilen ‘koalisyon fragmanı’, Millet İttifakı’nın iktidar olasılığına dair soru işaretlerinin yanıtlarını verdi.

Her anlaşmazlıkta masayı terk etme tehditlerinin savurulduğu, talepler yerine getirilmeyince de zehir zemberek açıklamalar yapılarak ittifakın terk edildiği bir fotoğraftan bahsediyoruz. El sıkışmaların, yüze gülmelerin ve inşa edilen hukukların sahte olduğu, eski defterlerinin açıldığı, küfürlerin, hakaretlerin havada uçuştuğu ancak pazarlıklar sonucu yeniden dönülen bir masa var artık.

Kemal Kılıçdaroğlu masayı kurduğu 2022’nin Şubat ayından beri hem diğer ortaklarını idare ediyor hem de tabanını sağ ve milliyetçi kesime ısındırma gayretindeydi. Bir aşama kat ettiğini de söyleyebiliriz. Ancak Akşener masadan kalkınca sadece marjinal sol düşüncenin değil CHP tabanının da kendisinden ne denli nefret ettiği şu üç günde çok net görüldü.

Meral Akşener’in CHP’den söküp almak istediği Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş üzerinden geliştirdiği dönme formülü de yeni krizlerin habercisi olacaktır. Ankara ve İstanbul’un yönetilme biçimleri ve pazarlık malzemesi yapılmasının siyasi sonuçları olacaktır. İmamoğlu ve Yavaş formülü, Akşener’in masayı dizayn etmesi olarak yorumlansa da aksine bir teslimiyet ve mecburiyet söz konusu.
Akşener büyük bir güvenle birlikte hareket etmeye davet ettiği Yavaş ve İmamoğlu peşinden gelmeyince bir anda yalnızlaştığını gördü. “Partim benim arkamda” dedi ama birçok İYİ Parti Milletvekili yaptıkları paylaşımla akıllarının Altılı Masa’da kaldığını gösterdi. İYİ Parti’yi Türkiye’nin ana muhalefet partisi yapma iddiasında bulunan ve CHP’nin gölgesinden kurtarmak isteyen Akşener iki günde yüzde 7’lik barajın altında kalma tehlikesiyle yüzleşti. Bu nedenle de Akşener’in masaya dönüşü, siyaset mühendisliği olarak değil de siyaseten yok olma korkusu şeklinde okunmalı. Bu korkuyu sadece Akşener değil, milletvekilleri de derinden yaşadılar.

Seçimlere iki ay kaldı. Erdoğan’ın nihayet bir rakibi ve hatta rakipleri var artık. Siyaset, sosyal medyadan sahaya taşınacak. Her şey gerçek olacak. Mesela halk izlediği kaostan sonra “dün dündür, bugün bugündür” diyecek mi? Bekleyip göreceğiz.

3 ve 6 Mart çok konuşulacak...

Biz 3 Mart’a giden yolla ilgili gözlem ve yorumlarımızı aktaralım...

3 Mart’ın yaklaşık 4 ay kadar önce başladığı söylenebilir. İYİ Parti’nin oy oranı yüzde 15’i bulunca, hedef yüzde 20’ye kondu...

Burada durulur mu, çıta daha da yükseldi:

-Birinci parti oluyoruz... Akşener başbakanlığa yürüyor...

Ancak partinin oyu yüzde 15’te çakıldı. Bunun nedenleri masaya yatırıldı. Baskın görüş şu çıktı:

-Biz CHP’yle hemhal yürüdükçe AKP ve MHP’den çekilenler bize gelmeyecek. Millet İttifakı içinde kalmamız HDP’yle de aynı kulvardaymışız gibi bir hava yaratıyor. Bu saptamayı yapan görüş çözümü de şunda buldu:

-6’lı masadan sert bir şekilde kalkalım. Oylar bize akar. Akşener buna başlangıçta karşı çıkıyor. Zaman içinde ikna oluyor. Kim bilir belki de kıskaç altına alınan Akşener! Partinin üst yönetiminde etkin olan isimler belli. Onların yaklaşımı egemen olunca, arkasından 3 Mart konuşması geldi. Akşener’in il başkanları ve belediye başkanlarıyla toplantıyı beklemeden o konuşmayı yapması, sürecin nerede piştiğini gösteriyor.

Akşener’in 2 Mart Perşembe günü Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde yapılan 6’lı masa buluşmasından sonra partisinin genel merkezine dönüşte kendisini ateşli partililer karşıladı. Bu 3 Mart’ın habercisiydi!

3 Mart sonrasındaki yankılar, İYİ Parti’nin oylarının patlamayacağını gösterdi. Akşener’in “Ya tarih olacağız ya tarih yazacağız” sözü şu aşamada hayata şöyle geçti:

Tahrip oldu,Daha büyük ölçekten bakınca şunu da söylemek gerekir: 

İYİ Parti karar vericileri 3 Mart krizinin Türkiye’nin geleceğini nasıl etkileyeceğini öngörerek hareket ettiyse vahim, öngörmediyse daha da vahim!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.