Her anlaşmazlıkta masayı terk etme tehditlerinin savurulduğu, talepler yerine getirilmeyince de zehir zemberek açıklamalar yapılarak ittifakın terk edildiği bir fotoğraftan bahsediyoruz. El sıkışmaların, yüze gülmelerin ve inşa edilen hukukların sahte olduğu, eski defterlerinin açıldığı, küfürlerin, hakaretlerin havada uçuştuğu ancak pazarlıklar sonucu yeniden dönülen bir masa var artık.
Kemal Kılıçdaroğlu masayı kurduğu 2022’nin Şubat ayından beri hem diğer ortaklarını idare ediyor hem de tabanını sağ ve milliyetçi kesime ısındırma gayretindeydi. Bir aşama kat ettiğini de söyleyebiliriz. Ancak Akşener masadan kalkınca sadece marjinal sol düşüncenin değil CHP tabanının da kendisinden ne denli nefret ettiği şu üç günde çok net görüldü.
Seçimlere iki ay kaldı. Erdoğan’ın nihayet bir rakibi ve hatta rakipleri var artık. Siyaset, sosyal medyadan sahaya taşınacak. Her şey gerçek olacak. Mesela halk izlediği kaostan sonra “dün dündür, bugün bugündür” diyecek mi? Bekleyip göreceğiz.
3 ve 6 Mart çok konuşulacak...
Biz 3 Mart’a giden yolla ilgili gözlem ve yorumlarımızı aktaralım...
3 Mart’ın yaklaşık 4 ay kadar önce başladığı söylenebilir. İYİ Parti’nin oy oranı yüzde 15’i bulunca, hedef yüzde 20’ye kondu...
Burada durulur mu, çıta daha da yükseldi:
-Birinci parti oluyoruz... Akşener başbakanlığa yürüyor...
Ancak partinin oyu yüzde 15’te çakıldı. Bunun nedenleri masaya yatırıldı. Baskın görüş şu çıktı:
-Biz CHP’yle hemhal yürüdükçe AKP ve MHP’den çekilenler bize gelmeyecek. Millet İttifakı içinde kalmamız HDP’yle de aynı kulvardaymışız gibi bir hava yaratıyor. Bu saptamayı yapan görüş çözümü de şunda buldu:
-6’lı masadan sert bir şekilde kalkalım. Oylar bize akar. Akşener buna başlangıçta karşı çıkıyor. Zaman içinde ikna oluyor. Kim bilir belki de kıskaç altına alınan Akşener! Partinin üst yönetiminde etkin olan isimler belli. Onların yaklaşımı egemen olunca, arkasından 3 Mart konuşması geldi. Akşener’in il başkanları ve belediye başkanlarıyla toplantıyı beklemeden o konuşmayı yapması, sürecin nerede piştiğini gösteriyor.
Akşener’in 2 Mart Perşembe günü Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde yapılan 6’lı masa buluşmasından sonra partisinin genel merkezine dönüşte kendisini ateşli partililer karşıladı. Bu 3 Mart’ın habercisiydi!
3 Mart sonrasındaki yankılar, İYİ Parti’nin oylarının patlamayacağını gösterdi. Akşener’in “Ya tarih olacağız ya tarih yazacağız” sözü şu aşamada hayata şöyle geçti:
Tahrip oldu,Daha büyük ölçekten bakınca şunu da söylemek gerekir:
İYİ Parti karar vericileri 3 Mart krizinin Türkiye’nin geleceğini nasıl etkileyeceğini öngörerek hareket ettiyse vahim, öngörmediyse daha da vahim!