Ekleme
Tarihi: 04 Mart 2023 - Cumartesi
1.GRUP :İKTİDAR:
Meral Akşener’in birlikte hareket ettiği liderleri yolda bırakıp, yola, yolda bulduğu yeni isimlerle devam ettiğini ve sırada Kemal Kılıçdaroğlu’nun olduğunu aralık ayında bu köşede kaleme almıştım. Meral Hanım, Altılı Masa’yı devirdi ve içerisinde bulundukları muhalefet koalisyonunun büyük ortağı ve fikir babası olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını kabul etmediğini ilan ederek yine birlikte yürüdüğü bir lideri daha yolda bıraktı.
Bu bir ‘Ben demiştim’ yazısı değil. Altılı Masa göstere göstere devrildi. Ancak Meral Akşener masayı 3 Mart günü dağıtmadı. Bacağına son tekmesini vurdu. Son bir yılda ve özellikle de geride bıraktığımız üç ay içindeki açıklamalarında masayı dağıtacağının işaretlerini veriyordu zaten. Kemal Kılıçdaroğlu ve diğer liderler sineye çekmeye çalışsalar da İYİ Parti cephesi masa ile hep bir kavga halindeydi.
YAVAŞ VE İMAMOĞLU’NUN GÖLGE GENEL BAŞKANI
Akşener sadece Kılıçdaroğlu karşıtlığı yapmadı. CHP’nin yönettiği Ankara ve İstanbul büyükşehir belediyeleri üzerinde hak iddia etti. Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun “Gölge genel başkanı benim” demeye getirdi. Hak iddiasını masayı devirirken de dile getirdi. Yani sadece masayı dağıtmadı, bundan sonrası için CHP’yi karıştıracak büyük bir kaosun fitilini de ateşledi.
“Kişisel ikbal hesapları için üretilmiş devşirme bir siyasetin ‘hınk’ deyicisi olmayacağız” gibi ağır bir cümlenin üzerine; “Erdoğan’a karşı açık ara kazandığını gördüğümüz iki ismin adaylığı konusunda görüşümüzü beyan ettik” diyerek Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’na CHP’den istifa etmeleri çağrısında bulundu. Yani ‘tek bir adayın tasdiki için çalışan noter masası’ dediği Altılı Masa’yı deviren ve Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı kazan kaldıran Meral Akşener, giderken CHP’yi de ikiye değil üçe böldü. Basın açıklaması sırasında basın mensuplarını kastederek, “Sizlerin aracılığıyla Sayın Mansur Yavaş’a ve Sayın Ekrem İmamoğlu’na bir çağrıda bulunmak istiyorum, milletimiz çok kritik bir kırılmanın eşiğinde sizi göreve çağırıyor” cümlesiyle uzun zamandır kulislerde konuşulan İYİ Parti’nin adayı CHP’nin içinden başka bir isim olacak iddiasının doğruluğunu da tasdik etmiş oldu.
HDP’YE YER AÇILDI
Konuşmanın satır aralarında diğer 5 siyasi partinin Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda mutabık olduğu bilgisi de vardı. Masadan kalkan başka bir parti daha olabilir mi yoksa masa kalan 5 partiye yeni isimler eklenerek yoluna devam eder mi şimdilik bilemiyoruz. Ancak İYİ Parti’nin olmadığı bir masaya oturmaya en yakın partinin HDP olduğunu belirtmekte fayda var. İttifakın dışında tutulan ve “gizli ortak” muamelesi gören HDP için Akşener, “Onların olduğu masada biz olmayız. Bizim olduğumuz masada da HDP olmaz” demişti. Şimdi şartlar oluştu, İYİ Parti masadan kalktı. HDP’nin masanın altıncı ortağı olmasının yolu açıldı. Saadet, DEVA, Gelecek ve Demokrat Parti itiraz etmezse Millet İttifakı yoluna ‘yeni Altılı Masa’ olarak devam edebilir. Hatta Kılıçdaroğlu’nun dün görüştüğü Türkiye İşçi Partisi (TİP) de masaya HDP ile dâhil edilebilir. Nitekim Kılıçdaroğlu, “Soframızı büyütmeye devam edeceğiz” diyerek ittifaka yeni partilerin katılacağını işaret etti. Bu şekilde ittifakın sağ-sol dengesizliği de ortadan kaldırılabilir.
HESAPLAŞMAYI OKUYAN BAŞLATTI
Masayı devirmesi ihtimali olursa Akşener hakkındaki gizli dosyaları açıklayacağını ilan eden Yaşar Okuyan’ın gelinen süreçte payı olduğu söyleniyor. Kılıçdaroğlu ile Akşener arasındaki “dedikodu”, “magazin” ve “yazıhane muhabbeti” atışması da son bir hafta içinde yaşandı ve arka planında Yaşar Okuyan’ın tehditleri vardı. Okuyan, Akşener masayı devirdikten sonra yenisafak.com’a verdiği demeçte iddialarının arkasında durarak şöyle bir cümle kurdu: “Akşener artık torunlarına bakacak.” Çok ağır bir mesaj. Nedir ne değildir bilmiyoruz ancak büyük bir hesaplaşmayı işaret ediyor.
Okuyan açıklamalar yapıp, ardından Kılıçdaroğlu ile görüşünce Akşener’den ‘hesaplaşma’ uyarısını FOX TV’de “o bitmeyen rövanş ortaya konur” diyerek yapmıştı. Daha düne kadar masanın büyük ortaklığını paylaştığı Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkan ve zehir zemberek ifadeler kullanarak Akşener, “yenilgi yenilgi büyüyen küçük hesaplar” diyerek de Kemal Beyin kaybettiği seçimleri hatırlattı. Eski defterleri açtı. İddialar ve tehditler 14 Mayıs’tan önce sahaya yansıyacak gibi. Bu durumda seçim sürecinde meydanlara yansıyacak tartışma ve atışmalar Erdoğan ile rakibi Kılıçdaroğlu arasında değil de bölünen Millet İttifakı arasında yaşanacağa benziyor. Bekleyip göreceğiz…
2.GRUP:ANA MUHALEFET:
6’lı masanın önemli bileşeni İYİ Parti dün resmen masadan ayrıldı.
Akşener, yaptığı açıklamada daha önceki söylemlerini dile getirerek noter olmayacaklarını ve masadan ayrılacaklarını söyledi.
Ayrıca, İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlarına aday olmaları için çağrıda bulundu.
Şu aşamada kuşkusuz en önemli soru şudur: Şimdi ne olacak?
Sıcak politik gelişmenin üzerinden 24 saat geçmeden olabilecekler ya da olasılıklar şöyle sıralanabilir:
Öncelikle CHP’nin belediye başkanları olarak görev başında bulunan İmamoğlu ve Yavaş’ın, CHP ile yollarını ayırıp İYİ Parti’nin cumhurbaşkanı adayı olmak için görevlerinden ayrılacaklarını düşünmek olanaksızdır.
İYİ Parti Genel İdare Kurulu, cumhurbaşkanlığı seçimi için ya Akşener’i aday gösterecek ya da seçmenini özgür bırakacaktır. Başka bir seçeneği olmadığı görünüyor.
Bu durumda olasılıklar şöyledir:
İYİ Parti, “Biz noter olmayacağız” diyor. Ancak diğer 5 parti bir kişi üzerinde birleştiğine göre; İYİ Parti bu durumda, bu partilere kendi görüşü yönünde oy vermeleri için baskı uygulamış olmuyor mu? Bu tutum demokratik ilkelere ters düşmüyor mu?
“Hiçbir koşulda Saray’la işbirliği yapmam ve 6’lı masayı dağıtmam” diyen Akşener, 6’lı masayı tahrip etmiş bulunuyor. Bu durumda konunun Saray’la ilişkisi üzerinde durulacaktır. “Saray’la ittifak yapmam” diyen Akşener, şimdiden bu zor soruya hazır olmalıdır.
1. 6’lı masada Kılıçdaroğlu’nun adaylığını diğer 5 parti desteklediğine göre masanın 5’li olarak görevini sürdürmesi doğaldır.
2. Kılıçdaroğlu’nun beşli masanın adayı olarak ilan edilmesi doğaldır.
3. İYİ Parti aday çıkarırsa cumhurbaşkanlığı seçiminde 3 aday yarışacaktır ki bu durum yepyeni koalisyonlara olanak sağlayabilir.
4. Bu durumda HDP’nin varlığı ve HDP seçmeninin tutumu önem kazanmaktadır.
Durum yeni oluşumlara yeni siyaset ve stratejilere gebedir. Bekleyelim ve görelim.