Gavs Abdülhakim’den (kuddise sırruhû) İnci Taneleri
“Tüm âlem Cenâb-ı Hakk’ın sıfatlarına mazhar olmuştur; O’nu yansıtır. İnsanın kalbi de buna benzer. Yüce Allah’ın sıfatlarını yansıtan küçük âlemdir. Bu yüzden kalp, Allah’ın nazargâhıdır. Ruhlar âlemini içine alır. Kâinatın yaratılışında arş ne ise bedendeki kalp de odur. Arş, mana âlemiyle madde âlemi arasında bir köprüdür. Emir âleminden gelen ilâhî tecelliler önce arşa iner. Sonra madde âlemine yansır.
İşte beden dünyasına gelen tecelliler de önce kalpte yer bulur. Sonra ruh, manevi zevk alır ve gelen tecellileri bedenin bütün organlarına ulaştırır. O zaman saçımızın bir teline varıncaya kadar bütün organlarımız bu manevi hissi elde eder.
Mesela harama bakan gözü düşünün; manevi kiri önce kalbe gider, diğer organlarla kazanılan günahların manevi kirleri de böyledir. Onun için kalbin günahlardan arındırılması gerekir. Bu da zikirle olur. Kalp zikretmezse günahların kirini atamaz hale gelir. O zaman ilâhî feyizleri de anlamaz. Bu yüzden büyüklerimiz, kalbin Allah’tan gafil kalmaması için çok gayret etmişlerdir. Kalbin temizliğine önem vermişlerdir.”