Seçimleri kazanmak için HDPKK’- nın oylarına talip olan 8’li Koalisyon partilerinin şirin gözükmek için HDPKK ve FETÖ terör örgütlerine verdikleri aşırı vaatlerin dozu ülkemizin birlik ve beraberliğini ve ülke güvenliğini tehdit edebilecek boyutlara ulaştı. Daha önceleri terör elebaşlarından Selahattin Demirtaş ile Kavala’nın serbest bırakılmasını istiyorsanız bize oy vereceksiniz diyen Kılıçdaroğlu Van’daki mitinginde kayyum denilen garabet uygulamayı tamamen kaldıracakları sözünü bir kez daha tekrarladı. Kılıçdaroğlu özerklik ilan edip Öcalan’ı ve diğer PKK’lılar ve KHK ile tutuklu bulunan FETÖ’cüleri serbest bırakacakları iddiasını yineledi. Saadet Partisi lideri Temel Karamolaoğlu da ‘Ana dilde eğitim serbest olacak’ dedi. Ali Babacan ise FETÖ elebaşını saygılı sözlerle övdü. Aynı zamanda PKK/YPG’nin birçok ülkede terör örgütü olarak görülmediği iddiasıyla Amerika’ya selam çaktı. CHP Genel Başkan Yardımcısı CIA ajanı tescilli Sezgin Tanrıkulu çıtayı daha yükseklere taşıyarak FETÖ terör örgütü ile TBMM’de PKK’nın silah bırakılmasına yönelik müzakere yapacağını iddia etti. Daha öncesinden Kandil ve Pensilvanya’nın Cumhurbaşkanı olarak lanse ettiği Kılıçdaroğlu bu suçlamalara ses çıkarmazken yanına Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarını alarak yaptığı açıklamalarda PKK ile bir görüşme yapmadığını iddia etse de yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun kendisini yalanlayarak ‘PKK Tutum Belgesi ile Kılıçdaroğlu’nun HDPKK ile imzaladığı belge bire bir örtüşüyor’ ifadesi Kılıçdaroğlu’nun doğru söylemediğini açık etmişti.
14 Mayıs seçimlerine günler kala Abdullah Öcalan merkezli tartışma sürüyor. Muhalefetin “Öcalan’la görüşme” iddiaları iktidar kanadı tarafından yalanlandı. Aslında ‘devlet ile Erdoğan görüşüyor’ iddialarının nasıl başladığı ve nasıl bir seyir izlediğini göz önüne alırsak doğru bir neticeye ulaşacağımızı düşünüyorum. Millet Koalisyonu özellikle İYİ Parti ve CHP üzerindeki PKK ve FETÖ iltisaklı şaibeleri ortadan kaldırmak, dikkatleri AK Parti üzerine çekmek amacıyla Meral Akşener, İmamoğlu ve Mansur Yavaş üçlüsü Ak Parti iktidarında 2013-2015 yılları arasında Çözüm Süreci’nde PKK ile görüşüldüğü iddiaları ortaya atılmaya başlanmıştı. Ancak Çözüm Süreci PKK terör örgütünü bitirme ve Türkiye dışına çıkarma amaçlı MGK’da görüşülen bir devlet kararıydı. Günümüzde HDPKK ve FETÖ terör örgütleriyle yapılan gizli ve açık görüşmeler, verilen sözler tamamen hukuk dışı, Anayasa’ya aykırı girişimler söz konusuydu. Bu illegal faaliyetlerde Millet Koalisyonu enteresan bir şekilde kendilerinin Amerika tarafından korunacağına inanıyordu. Bir de Millet Koalisyonu seçimi kazanacağına inandırılmış. 14 Mayıs akşamı Başkan Erdoğan’ın Balkon Konuşması ile şok olacaklar. Terör örgütleri ile içli dışlı olanlar ülkeye ihanet edenler hiç şüpheniz olmasın yargıya hesap verecekler.
28 Aralık 2012’de bir televizyon röportajında Recep Tayyip Erdoğan PKK terörü sorununu çözmek için hükûmetin İmralı’da’ hapis yatmakta olan Abdullah Öcalan ile görüşmeler yapmak üzere MİT’in görevlendirildiğini duyurdu. 21 Mart 2013’te, MİT ile Abdullah Öcalan arasındaki görüşmelerden aylar sonra, Abdullah Öcalan’ın mektubu hem de Kürtçe hem de Türkçe olarak Diyarbakır’da Nevruz etkinlikleri sırasında okundu. Mektupta PKK’nın silahlı güçlerinin Türkiye topraklarından çekileceği ve silahlı mücadeleye son verildiği bildirildi. PKK Öcalan’ın bu emirlerine uyacağını ve Türkiye topraklarından çekileceğini açıkladı. Erdoğan mektubu olumlu karşılayıp, PKK’nın çekilmesiyle daha somut adımların atılacağını duyurdu. 25 Nisan 2013’te, PKK bütün silahlı güçlerini Türkiye topraklarından Kuzey Irak’a çekeceğini resmî olarak duyurdu. Hükûmete, Kürtlere ve basının çoğuna göre bu hareket 30 yıllık çatışmaların sonunu getiren adım oldu. İkinci aşama olan anayasal değişiklikler ile ilgili çalışmaların da çekilmeyle birlikte başladığı bildirildi.
7 Haziran 2015’te sert bir seçim kampanyasının ardından HDP yüzde 13 oyla barajı geçip 80 vekil çıkardı. Yüzde 41’de kalan AK Parti tek başına iktidar olamadı.
12 Haziran 2015 seçimlerden sonra Demirtaş’ın Öcalan’ın çağrısıyla PKK’nın silah bırakabileceği açıklamasına ve HDP’nin bu kararı desteklemesine KCK karşı çıktı. Amerika’nın emir ve komutasındaki PKK/ KCK terör örgütü “PKK’nın Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi bırakma konusu ve bunun iradesi tamamen bize aittir. Şunu herkes bilmelidir ki HDP, PKK’nın yasal partisi değildir” yönündeki açıklamasına ve 7 Haziran seçimlerinde 80 vekil çıkarmasına rağmen HDP Türkiye partisi olmayı beceremedi. Amerika’nın kışkırtmasıyla Rojova’da kurulan özerk bölgeye Erdoğan karşı çıkarak “Bedeli ne olursa olsun, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin güneyinde bir devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz” demişti.