https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

FRANSIZ DERGİSİ YAZINCA MI ÖĞRENDİK!

1- Le Point dergisinin, Trump, Putin, Erdoğan ve Xi Jinping üzerinden Yeni Dünya Düzeni kapağını görünce; 2- 2018, 2019 ve sonraları çok kez yazdığım “Güçlü Liderler Çağı” yazılarına baktım. Aslında çok şeyi herkesten önce yazdığımı, tartıştığımı, dikkat çekmeye çalıştığımı farkettim. 3- “Liderler Çağı"na, her devletin merkez iktidar alanını güçlendirme çabasına, İkinci Dünya Savaşı sonrası düzenin yerini nasıl yönetimlerin alacağına, küresel ölçekte güç haritalarının ne yönde değişeceğine, Türkiye’nin merkezinde yer aldığı Orta Kuşak’ın neden "Süper Kuşak" olması gerektiğine, geleceğe dönük “devlet” ve "güç" formatlarının ne yönde değişime uğrayacağına dair o kadar çok yazı yazmışım ki.. 4- Erdoğan tipi liderlik, Avrupa’nın lider çıkaramaması, Trump’ın Erdoğan ve Putin’i örnek alması ve bu eğilimin kaçınılmaz olması üzerine, Trump'ın seçileceğine ve "Olağanüstülükler Çağı"nın başlayacağına.. Bence Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu tarihi rolü, hiç bir şekilde, yeterince kavranamadı, anlatılamadı. 5- Yıllar önce “Türkiye Ekseni” yazıları yazarken şuan Türkiye Ekseni üzerine düşünce ve siyaset üretenler, yazılar yazanlar bile beni hayalcilikle suçluyordu. 6- Çünkü inanmıyorlardı. Çünkü Türkiye'nin böyle bir gücü olacağını düşünemiyorlardı. Çünkü tarih, coğrafya ve "siyasi genetik" eksenli düşünmüyorlardı. Çünkü kendilerini "yerli" olarak tanımlasalar da Avrupa, Batı zihin kodlarıyla düşünüyor, her şeyi öyle okuyorlardı. 7- “Süper Kuşak” diyorum ve bunun mümkün olduğunu anlatıyorum yıllardır. Şimdi “Patron Devletler Çağı” diyorum ve bunun ne anlama geldiğini anlatmaya çalışıyorum. Avrupa tipi siyasi ezberlerin artık ömrünün bittiğini, dünyanın hiç bir şekilde bir daha öyle olmayacağını, Türkiye'de de buna yönelik değişimlerin olacağını anlatıyorum. 8- Beş yüz yıllık Batı sömürge ve üstünlük çağının neden ve nasıl sona erdiğini, imparatorlukların neden geri döneceğini, coğrafyamızın yaşadığı üç büyük şoktan sonra bütün yükselişlerin neden bizden başladığını, “Üçüncü Büyük Yükseliş” dönemini yüz yıl sonra nasıl başlattığımızı anlatıp duruyorum. 9- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir iç politik isim olmadığını, tarih dönüştürdüğünü, gücü dönüştürdüğünü, neden bir Abdülhamit değil “Yükseliş Dönemi” öncüsü olduğunu, tarihi ve liderleri yerli yerine oturtmamız gerektiğini, “Devletler Sürekliliği” gibi bir üst akılla hareket etmemiz gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. 10- Ama Türkiye’de; gerçek ve doğrudan çok algı, üretmekten çok pazarlama esastır. Üretilen şeylerin dikkate alınması için ya Avrupa’dan bir isim olacaksınız ya da devlet bürokrasisi veya siyasette pazarlanan bir isim olacaksınız. 11- Övünmek gibi olmasın ama bu alanlarda hep birkaç adım önde gittiğimi gördüm. Kendi tespitlerimi yaparken dünyanın güç eğilimlerini iyi izlediğimi biliyorum. Hep kendi cümlelerimle, kendi kavramlarımla yol aldım. 12- Biz tarih yolcusuyuz. Not alır, kaydeder, yürürüz, geriye bakmayız. Bir çok şey böyle. Olsun, biz pazarlamacıları kendi haline bırakalım ve yolumuza devam edelim.. Le Point kapağına dair sadece iki yazımı hatırlatayım. Kaç yıl olmuş hem de..
Ekleme Tarihi: 22 February 2025 - Saturday

FRANSIZ DERGİSİ YAZINCA MI ÖĞRENDİK!

1- Le Point dergisinin, Trump, Putin, Erdoğan ve Xi Jinping üzerinden Yeni Dünya Düzeni kapağını görünce; 2- 2018, 2019 ve sonraları çok kez yazdığım “Güçlü Liderler Çağı” yazılarına baktım. Aslında çok şeyi herkesten önce yazdığımı, tartıştığımı, dikkat çekmeye çalıştığımı farkettim. 3- “Liderler Çağı"na, her devletin merkez iktidar alanını güçlendirme çabasına, İkinci Dünya Savaşı sonrası düzenin yerini nasıl yönetimlerin alacağına, küresel ölçekte güç haritalarının ne yönde değişeceğine, Türkiye’nin merkezinde yer aldığı Orta Kuşak’ın neden "Süper Kuşak" olması gerektiğine, geleceğe dönük “devlet” ve "güç" formatlarının ne yönde değişime uğrayacağına dair o kadar çok yazı yazmışım ki.. 4- Erdoğan tipi liderlik, Avrupa’nın lider çıkaramaması, Trump’ın Erdoğan ve Putin’i örnek alması ve bu eğilimin kaçınılmaz olması üzerine, Trump'ın seçileceğine ve "Olağanüstülükler Çağı"nın başlayacağına.. Bence Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu tarihi rolü, hiç bir şekilde, yeterince kavranamadı, anlatılamadı. 5- Yıllar önce “Türkiye Ekseni” yazıları yazarken şuan Türkiye Ekseni üzerine düşünce ve siyaset üretenler, yazılar yazanlar bile beni hayalcilikle suçluyordu. 6- Çünkü inanmıyorlardı. Çünkü Türkiye'nin böyle bir gücü olacağını düşünemiyorlardı. Çünkü tarih, coğrafya ve "siyasi genetik" eksenli düşünmüyorlardı. Çünkü kendilerini "yerli" olarak tanımlasalar da Avrupa, Batı zihin kodlarıyla düşünüyor, her şeyi öyle okuyorlardı. 7- “Süper Kuşak” diyorum ve bunun mümkün olduğunu anlatıyorum yıllardır. Şimdi “Patron Devletler Çağı” diyorum ve bunun ne anlama geldiğini anlatmaya çalışıyorum. Avrupa tipi siyasi ezberlerin artık ömrünün bittiğini, dünyanın hiç bir şekilde bir daha öyle olmayacağını, Türkiye'de de buna yönelik değişimlerin olacağını anlatıyorum. 8- Beş yüz yıllık Batı sömürge ve üstünlük çağının neden ve nasıl sona erdiğini, imparatorlukların neden geri döneceğini, coğrafyamızın yaşadığı üç büyük şoktan sonra bütün yükselişlerin neden bizden başladığını, “Üçüncü Büyük Yükseliş” dönemini yüz yıl sonra nasıl başlattığımızı anlatıp duruyorum. 9- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir iç politik isim olmadığını, tarih dönüştürdüğünü, gücü dönüştürdüğünü, neden bir Abdülhamit değil “Yükseliş Dönemi” öncüsü olduğunu, tarihi ve liderleri yerli yerine oturtmamız gerektiğini, “Devletler Sürekliliği” gibi bir üst akılla hareket etmemiz gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. 10- Ama Türkiye’de; gerçek ve doğrudan çok algı, üretmekten çok pazarlama esastır. Üretilen şeylerin dikkate alınması için ya Avrupa’dan bir isim olacaksınız ya da devlet bürokrasisi veya siyasette pazarlanan bir isim olacaksınız. 11- Övünmek gibi olmasın ama bu alanlarda hep birkaç adım önde gittiğimi gördüm. Kendi tespitlerimi yaparken dünyanın güç eğilimlerini iyi izlediğimi biliyorum. Hep kendi cümlelerimle, kendi kavramlarımla yol aldım. 12- Biz tarih yolcusuyuz. Not alır, kaydeder, yürürüz, geriye bakmayız. Bir çok şey böyle. Olsun, biz pazarlamacıları kendi haline bırakalım ve yolumuza devam edelim.. Le Point kapağına dair sadece iki yazımı hatırlatayım. Kaç yıl olmuş hem de..
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.