pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

Bütün insanlık Batı’yı sorgulamak zorundadır.

Geçen hafta İrlanda Başbakanı Leo Varadkar, ortada ciddî bir sebep yokken görevini bıraktığını açıkladı. Leo Varadkar’ın bu beklenmedik kararı neredeyse bütün dünyada şaşkınlık yarattı. Bu sebeple basın açıklamasından hemen sonra Varadkar’ın ABD başkanı Joe Biden’ın Beyaz Saray’da Aziz Patrick Günü için verdiği davette yaptığı konuşma gündeme geldi. İrlanda Başbakanı ABD Başkanı Biden’a İrlanda’nın Gazze’de yaşananlarla ilgili tutumuna açıklık getirmek için “Filistinlilerin gözünde tarihimizi görüyoruz; yerlerinden edilmesi, mülklerinin ellerinden alınması, ulusal kimliklerinin kabul edilmemesi, zorunlu göç, ayrımcılık ve açlığın hikâyesi...” demişti. Varadkar’a göre bugün Gazze’de olanlar, İrlandalılara geçmişlerini hatırlatmakta ve bu, onların Filistinlilerle duygudaşlık kurmalarına sebep olmaktadır. Gazze halkı İrlandalıların yaşadıklarına benzer acılar çekmektedir. Filistin de İrlanda gibi kolonize edilmektedir. Leo Varadkar’ın sözlerini Güney Afrikalıların Filistinlileri desteklemek için yaptığı çıkıştan hatırlıyoruz. Güney Afrika da uzunca bir süre İngiliz müstemlekesiydi. Onlar da İrlandalılar gibi Filistinlilerin gözlerinde kendi tarihlerini görmüşlerdi. Hadiseleri bilmeyenler için Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İngiltere’nin kolonisi olduğu dönemlere ait çok kısa bilgiler vermiştik. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD ve İsrail de bu İngiliz kolonisinde Anglosaksonların üstünlüğüne dayanan apartheid rejimine destek vermişti. Afrikalılar ırk ayrımının bütün dehşetini yaşadılar. Hadiseleri daha içeriden görmek isteyenlere “İmam’ın Öldürülüşü” ve “Barbarları Beklemek” adlı romanları önerebilirim. Filistin’in kolonizasyonuyla ilgili kitap ve filmler de aradaki benzerlikleri anlaşılır kılabilir. Fakat sıra İrlandalıların tarihine geldiğinde kolonizasyon dönemlerinin başlarına gitmek gerektiği ortaya çıkar. Bu da aradaki benzerlikleri anlama sürecini biraz daha zorlaştırır. Hâlbuki James Joyce’un “Ulysses” gibi devasa romanı dahi bu gözle okunabilirdi. Fakat bugün postkolonyal eleştirinin en güçlü eserleri arasında kabul edilen “Ulysses” gibi bir kitabın bile Türkiye’de İngilizcenin üstünlüğü kanıtlamak için okunduğunu düşündüğümüzde İrlandalıların geçmişini Filistinlilerin gözlerinde yakalamak en azından bizim için zordur. Zaten Varadkar’ın Biden’e söylediği sözler üzerinde duran da olmadı. Belki patates kıtlığından kaynaklanan kitlesel ölümler gündeme geldiğinde benzerlikler üzerinde durulabilirdi fakat bütün dehşetine rağmen bu da tekil bir olaya indirgendi. James Joyce’un “Ulysses”i yazdığı dönemden yüzyıl sonra İngiltere’nin ve elbette ABD’nin tutumunda ciddî bir değişiklik olmadığı çok açıktır. Varadkar’ın Filistinlilerin gözlerinde kendi tarihlerini gördüklerini söyledikten hemen sonra görevden ayrılması bunu gösteriyor. Artık bir gerçeği bütün açıklığı ile ortaya koymak gerekiyor. İngiltere ve ABD bütün dünyayı ateşe sürüklüyor. Gazze’de altı aydır yaşanan, inanılması zor dehşetin, bütün sorumluluğunun bu iki ülkede olduğunu herhâlde bilmeyen yoktur. Fakat yaşanan bunca felaket çoğu kimsenin Batı’ya olan inancını sarsıntıya uğratamadı. Onlar hâlâ saldırıya uğrayanların kabahatlerini nerede aramaları gerektiği üzerine kafa yoruyorlar. Hâlbuki onların suçladığı gibi soyut bir İslam dünyası üzerine fikir yürütmenin çok da sağlıklı olmadığı çok açık. Zira derin bir araştırmaya yapmaya gerek olmadan Batı’ya olan inancın yaygınlığını kendilerinden hareketle de fark edebilirler. Leo Varadkar Filistinlilerin yerlerinden edildiğini, mülklerinin ellerinden alındığını, millî kimlikliklerinin kabul edilmediğini; zorunlu göçe, ayrımcılığa ve açlığa mahkûm edildiklerini söylüyor. Bugün bu hakikat bütün insanlığı daha önce görülmemiş bir ayrışmaya zorluyor. İrlandalıların Filistinlilerin gözlerinde kendi geçmişlerini gördüklerini söylerken sadece kendi geçmişlerinin acı hatıralarından bahsetmediklerini bilmek gerekiyor. Onlar da Anglosaksonlar eliyle bütün dünyanın ateşe sürüklendiğinin farkındadır. İsrail hastaneleri basıyor ve yaralıları öldürüyor, yolda giden sıradan insanlara bomba yağdırıyor, çocukları hayattan bezdirerek geleceğe inancı yıkıyor, kadınlara insanlık dışı şiddet uyguluyorlar. İsrail’in bunları kendi başına yapamayacağını herkes bilir. İsrail ABD’dir ve İngiltere’dir. Onlar Gazze’de bütün insanlığa mesaj veriyorlar. Bunun, kabahati kendimizde aramakla ilişkisi nedir? Bütün insanlık Batı’yı sorgulamak zorundadır.
Ekleme Tarihi: 25 Mart 2024 - Pazartesi

Bütün insanlık Batı’yı sorgulamak zorundadır.

Geçen hafta İrlanda Başbakanı Leo Varadkar, ortada ciddî bir sebep yokken görevini bıraktığını açıkladı. Leo Varadkar’ın bu beklenmedik kararı neredeyse bütün dünyada şaşkınlık yarattı. Bu sebeple basın açıklamasından hemen sonra Varadkar’ın ABD başkanı Joe Biden’ın Beyaz Saray’da Aziz Patrick Günü için verdiği davette yaptığı konuşma gündeme geldi. İrlanda Başbakanı ABD Başkanı Biden’a İrlanda’nın Gazze’de yaşananlarla ilgili tutumuna açıklık getirmek için “Filistinlilerin gözünde tarihimizi görüyoruz; yerlerinden edilmesi, mülklerinin ellerinden alınması, ulusal kimliklerinin kabul edilmemesi, zorunlu göç, ayrımcılık ve açlığın hikâyesi...” demişti. Varadkar’a göre bugün Gazze’de olanlar, İrlandalılara geçmişlerini hatırlatmakta ve bu, onların Filistinlilerle duygudaşlık kurmalarına sebep olmaktadır. Gazze halkı İrlandalıların yaşadıklarına benzer acılar çekmektedir. Filistin de İrlanda gibi kolonize edilmektedir.

Leo Varadkar’ın sözlerini Güney Afrikalıların Filistinlileri desteklemek için yaptığı çıkıştan hatırlıyoruz. Güney Afrika da uzunca bir süre İngiliz müstemlekesiydi. Onlar da İrlandalılar gibi Filistinlilerin gözlerinde kendi tarihlerini görmüşlerdi. Hadiseleri bilmeyenler için Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İngiltere’nin kolonisi olduğu dönemlere ait çok kısa bilgiler vermiştik. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD ve İsrail de bu İngiliz kolonisinde Anglosaksonların üstünlüğüne dayanan apartheid rejimine destek vermişti. Afrikalılar ırk ayrımının bütün dehşetini yaşadılar. Hadiseleri daha içeriden görmek isteyenlere “İmam’ın Öldürülüşü” ve “Barbarları Beklemek” adlı romanları önerebilirim. Filistin’in kolonizasyonuyla ilgili kitap ve filmler de aradaki benzerlikleri anlaşılır kılabilir. Fakat sıra İrlandalıların tarihine geldiğinde kolonizasyon dönemlerinin başlarına gitmek gerektiği ortaya çıkar. Bu da aradaki benzerlikleri anlama sürecini biraz daha zorlaştırır. Hâlbuki James Joyce’un “Ulysses” gibi devasa romanı dahi bu gözle okunabilirdi. Fakat bugün postkolonyal eleştirinin en güçlü eserleri arasında kabul edilen “Ulysses” gibi bir kitabın bile Türkiye’de İngilizcenin üstünlüğü kanıtlamak için okunduğunu düşündüğümüzde İrlandalıların geçmişini Filistinlilerin gözlerinde yakalamak en azından bizim için zordur. Zaten Varadkar’ın Biden’e söylediği sözler üzerinde duran da olmadı. Belki patates kıtlığından kaynaklanan kitlesel ölümler gündeme geldiğinde benzerlikler üzerinde durulabilirdi fakat bütün dehşetine rağmen bu da tekil bir olaya indirgendi.

James Joyce’un “Ulysses”i yazdığı dönemden yüzyıl sonra İngiltere’nin ve elbette ABD’nin tutumunda ciddî bir değişiklik olmadığı çok açıktır. Varadkar’ın Filistinlilerin gözlerinde kendi tarihlerini gördüklerini söyledikten hemen sonra görevden ayrılması bunu gösteriyor. Artık bir gerçeği bütün açıklığı ile ortaya koymak gerekiyor. İngiltere ve ABD bütün dünyayı ateşe sürüklüyor. Gazze’de altı aydır yaşanan, inanılması zor dehşetin, bütün sorumluluğunun bu iki ülkede olduğunu herhâlde bilmeyen yoktur. Fakat yaşanan bunca felaket çoğu kimsenin Batı’ya olan inancını sarsıntıya uğratamadı. Onlar hâlâ saldırıya uğrayanların kabahatlerini nerede aramaları gerektiği üzerine kafa yoruyorlar. Hâlbuki onların suçladığı gibi soyut bir İslam dünyası üzerine fikir yürütmenin çok da sağlıklı olmadığı çok açık. Zira derin bir araştırmaya yapmaya gerek olmadan Batı’ya olan inancın yaygınlığını kendilerinden hareketle de fark edebilirler.

Leo Varadkar Filistinlilerin yerlerinden edildiğini, mülklerinin ellerinden alındığını, millî kimlikliklerinin kabul edilmediğini; zorunlu göçe, ayrımcılığa ve açlığa mahkûm edildiklerini söylüyor. Bugün bu hakikat bütün insanlığı daha önce görülmemiş bir ayrışmaya zorluyor. İrlandalıların Filistinlilerin gözlerinde kendi geçmişlerini gördüklerini söylerken sadece kendi geçmişlerinin acı hatıralarından bahsetmediklerini bilmek gerekiyor. Onlar da Anglosaksonlar eliyle bütün dünyanın ateşe sürüklendiğinin farkındadır. İsrail hastaneleri basıyor ve yaralıları öldürüyor, yolda giden sıradan insanlara bomba yağdırıyor, çocukları hayattan bezdirerek geleceğe inancı yıkıyor, kadınlara insanlık dışı şiddet uyguluyorlar. İsrail’in bunları kendi başına yapamayacağını herkes bilir. İsrail ABD’dir ve İngiltere’dir. Onlar Gazze’de bütün insanlığa mesaj veriyorlar. Bunun, kabahati kendimizde aramakla ilişkisi nedir?

Bütün insanlık Batı’yı sorgulamak zorundadır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.