Bu ifadeyi kullanana iade ederken bile bin düşünürüz biz. Lakin birilerinin ne ağzının ayarı var, ne de edebi.
Bu ifade CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat’a ait.
Kimin için mi demiş?
Cumhurbaşkanımız için.
İzmir’de katıldığı partisinin kongresinde konuşurken “Atatürk Cumhuriyeti” neden bahsettikten sonra hızını alamayıp “Bizim Cumhuriyetimizde Cumhurbaşkanlığı yapan ahlaksız bir adam” diyerek milletimizin hür ve helal oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanına edepten yoksun bir dille şarlamış.
Elbette ağzının payını vermek boynumuzun borcudur.
Onun gibi edepsizleşmeden de, küfre ve hakarete zinhar tenezzül etmeden de elbette verilmesi gereken cevabı bilenlerdeniz biz.
Ama öncesinde “Atatürk Cumhuriyeti-Bizim Cumhuriyetimiz” bahsinde bir çift sözümüz olacak ona ve onun gibilere.
Önce bilerek konuşmalı herkes.
Öyle klişe laflarla Atatürk’ün isminin arkasına saklanarak CHP tabanının iyi niyetini Atatürk üzerinden sömürerek kişisel siyasi nüfuz elde etme ucuzculuğuna artık kimse soyunmasın.
Evvela bilinmelidir ki Cumhuriyet sadece ve yalnızca Cumhuriyettir. Literatürde “Atatürk Cumhuriyeti” diye bir şey yoktur.
Cumhuriyet ne bir parti hanedanlığıdır, ne de bir kişi rejimidir. Adı üstünde, cumhurun, yani halkın yönetiminin adıdır sadece.
Cumhuriyet yalnızca bir yönetim biçimidir. Halkın kendi kaderini kendisinin belirlediği, kendi hür iradesiyle kendini ya doğrudan veya sandık marifetiyle seçtikleri temsilcilerle dolaylı yönettiği idarenin adıdır. O yüzden ideolojisizdir.
Cumhuriyetin sahibi halktır. Halk neye inanacağına ve nasıl yaşayacağına kendisi karar var. Halkın egemenliği kayıtsız şartsızdır. Halka neye inanacaklarını ve nasıl yaşayacaklarını yönetici elitler marifetiyle zorla dikte eden yönetimlerin adı Cumhuriyet olsa bile gerçekte Cumhuriyet değildir. “Halka rağmen halk için” anlayışına dayalı ideolojik hükümranlıkların veya tek parti hanedanlığının adına sözde Cumhuriyet denir.
Mustafa Kemal Atatürk yeryüzünde Cumhuriyeti icat eden kişi değildir, Cumhuriyetin banisi değildir. Atatürk ülkemizde Cumhuriyet rejimine geçişimize öncülük eden bir liderdir sadece
Atatürk’ün öncülük ettiği Cumhuriyet, tarihsel koşullar dolayısıyla tek parti yönetimine dayalı bir Cumhuriyettir.
O Cumhuriyette CHP dışında başka partiler yoktur. Parti hanedanlığı vardır. Halkın egemenlik hakkı kayıtlara ve şartlara bağlıdır. Halkın neye inanacağına ve nasıl yaşayacağına devlet gücüyle karar veren bir yönetim anlayışı vardır. CHP’nin iktidar seçkinleri halk tarafından seçilmemişlerdir. Kendi kendilerini seçtirmişlerdir. Sandık sadece bir formaliteden ibarettir. Tek bir parti vardır. “Açık oy gizli tasnif” sistemi vardır. İktidardaki CHP kimi istiyorsa onlar seçilmektedir. CHP’nin iktidar seçkinleri kendileri neye inanıyorsa halkı da ona inandırmaya, nasıl yaşıyorlarsa halkı da öyle yaşamaya mecbur eden bir idare sistemi kurmuşlardır. Kendi halkını gerici gören bu iktidar seçkinleri o yüzden yeni bir halk yaratmak için iktidar gücünü ideolojik bir sopa olarak kullanmışlardır. Amaç, aynı düşünen ve aynı yaşayan tek tip bir halk yaratmaktır. O bakımdan farklılıkları ve çoğulculuğu tehdit olarak görüp bastırma yoluna gitmişlerdir.
Mahir Polat gibilerin kafasındaki Cumhuriyet hâlâ bu ideolojik Cumhuriyet. O yüzden farklı gördükleri herkes Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı. Hele de dini aidiyetleri ve yaşam tarzları basımından farklı iseler, imha edilmeleri gereken gerici bir gürûh. Erdoğan düşmanlıklarının asıl sebebi de bu işte!
Kendilerini Cumhuriyetin sahibi-efendisi olarak görüyorlar. “Atatürk Cumhuriyeti” dedikten hemen sonra “Bizim Cumhuriyetimiz” demesinin sebebi de bu!
Kendilerini bu ülkenin asıl sahipleri olarak görüyorlar.
Kendileri gibi Cumhuriyetçi olmayan, kendilerinden farklı Atatürk tasavvurları olan bizim gibi insanları Erdoğan’ın şahsında düşman gibi görmelerinin sebebi de bu işte!
Onların mantığı basit: Atatürk olmasaydı bu ülke olmazdı. Cumhuriyet Atatürk’ün eseri. Atatürk CHP’nin kurucu başkanı. CHP, Cumhuriyeti kuran parti. Atatürk demek, CHP demek. Atatürk demek, Türkiye demek. CHP demek Türkiye demek. Cumhuriyetin de Türkiye’nin asıl sahibi CHP’dir.
Evet, hiç kuşkunuz olmasın, aynen böyle düşünüyorlar.
O yüzden sahip-efendi edasıyla konuşuyorlar.
Bize parmak sallamaktan, hakaret yağdırmaktan geri durmuyorlar.
Bunu kendilerinde ideolojik bir hak olarak görüyorlar.
Atatürk’e ve Cumhuriyet’e sahip çıktıklarını, daha doğrusu Atatürk’ü ve Cumhuriyetini yok etmeye çalışanlara karşı Atatürk’ü ve Cumhuriyeti canhıraş bir biçimde savunduklarını, o yüzden Atatürk Cumhuriyetinin ve Atatürk Türkiyesinin asıl sahipleri olarak gerici düşman güçlere karşı mücadele ettiklerine inanıyorlar.
Düşman diye gördükleri kim peki?
Cumhurun, yani halkın kendisi.
Cumhurun hür ve helal oylarıyla seçtiği Cumhurbaşkanı.
Hani Cumhuriyet imtiyazlıların rejimi değildi?
Hani Cumhuriyet halkın kendi kendini hür iradesiyle idare ettiği rejimin adıydı?
Hani kulluk sistemi yerine hür ve eşit vatandaşlık sistemi gelmişti?
O zaman sormak gerekmez mi: Sizin imtiyazınız nereden geliyor? Kendinizi Atatürk üzerinden bu Cumhuriyetin ve ülkenin sahibi-efendisi olarak görme imtiyazınız varsa biz kimiz? Kullarınız mıyız, hür ve eşit vatandaşlar mıyız?
Hayır, siz de bizim gibi, herkes gibi sadece vatandaş iseniz sizin gibi inanmayan, sizin gibi düşünmeyen ve sizin gibi yaşamayan herkesi Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı ilan edip baskılamaya çalışmanız neyin nesidir?
Siz Atatürk ismi üzerinden her dediğinize uyan, ideolojinize ve yaşam tarzınıza koşulsuz boyun eğen kullar istemiyorsanız gerçekte, o vakit ideolojik dogmalarınıza ve yanlış Atatürkçülük ve Cumhuriyet anlayışınıza karşı çıkan herkesi Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı ilan etmeniz tutarlılık adına ne yana düşer?
Hani sorgulayan ve eleştiren bir nesil istiyordunuz? Hani dogmalara aklını teslim etmeyen bir toplum istiyordunuz?
Sizin ideolojik dogmalarınıza tek laf edindiğinde her seferinde “söyletmen vurun!” diyecekseniz, üstelik bunu Atatürk üzerinden yapacaksanız o vakit özgürlükçülük iddianız, akılcılık ve bilimsellik iddianız ne yana düşer?
“Biz ne diyorsak doğrusu o! Nasıl yaşıyorsak en doğrusu o! Öyle inanacak, öyle yaşayacaksınız. Çünkü bu bizim Cumhuriyetimiz, bizim ülkemiz!” diyorsanız, kusura bakmayın ama bunun adına ne Cumhuriyet ne demokrasi denir. Bu düpedüz ideolojik bir dayatmacılıktır.
Atatürk’ü tarihsel bir mecburiyet sonucunda ortaya çıkan CHP genel başkanlığı parantezi içine sıkıştırıp ilelebed Atatürk-CHP denklemi üzerinden siyaset yapmaya çalışmak, dahası ve en fenası Atatürk’ü yalnızca CHP’nin ve CHP’lilerin parantezine almak ve/ya da Atatürk üzerinden farklı inanan ve yaşayan herkese parmak sallamak Atatürk’ü cumhurun kahir ekseriyetinden kopartmak anlamına gelir. Ne yazık ki CHP’li siyasal seçkinlerin Atatürk’e yaptıkları kötülüklerin başında bu geliyor. Bir de Atatürk’ün partisi olarak tesmiye ettikleri CHP’yi bugün oturttukları yer, Atatürk’ün ruhunu sızlatan bir yerdir.
Herkes bilsin ki Atatürk dönemindeki tek parti dönemine dair yaptığımız objektif saptamalar Atatürk düşmanlığıyla alakalı değildir. Atatürk düşmanı değilim lakin bugünkü CHP’li siyasi seçkinlerin Atatürkçülüğünü de zinhar kabul etmeyenlerdenim.
Şimdi geliyorum mahut CHP’li vekilin hakaretine.
Tabii ki kem söz sahibine aittir.
Şimdi birileri kalkıp o vekil için “Ahlaksız adam, müptezel herif, kanı bozuk” dese olur mu?
Hangi birimiz kabul ederiz bunu?
Şahsen ben etmem.
Ne o vekil için ne de o vekilin genel başkanı için küfür ve hakaret anlamına gelecek hiç bir sözü zinhar kabul etmem.
Bunu söyleyen çıksa da eleştiririm.
Çünkü herkes kendine yakışanı yapar.
Keşke o edeple bağdaşmayan lafı ettiğinde dinleyenler anında itiraz etselerdi diyorum.
Keşke CHP parti sözcüsü, Cumhurbaşkanımız için söylenmiş o lafı kabul edilemez bulduğunu açıklasaydı diyorum.
Keşke diyorum o vekilin kendisi çıkıp özür dileme erdemliliğinde bulunsa!
Adam ol kişidir ki kendisine söylenmesini istemediği hiç bir lafı başkasına demez!
Eskiler boşa dememiş elbet: Bir insanın üslubu, nasıl bir adam olduğunu gösterir.