pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Abdülkadir ERKAHRAMAN
Köşe Yazarı
Abdülkadir ERKAHRAMAN
 

BEYAZ OLMAYAN AMERİKALI DEĞİLMİ

Küresel salgının merkez üssüne dönüşen ABD’de hayatını kaybedenlerin sayısı 100 bini geçerken 30 milyondan fazla Amerikalı işini kaybetti. Öte yandan koronavirüs salgını Amerika’nın yıkıcı eşitsizliklerini yansıtan bir ayna oldu. Salgın Amerikan toplumunun ekonomik olarak en alttaki kesimlerini çok daha fazla etkiledi. Bu kesimler içerisinde salgından en fazla etkilenenler ise “Siyahlar” başta olmak üzere Beyaz olmayan Amerikalılar.“Siyah Amerikalılar” sadece salgınla ve yoksullukla değil kronikleşmiş Beyaz Irkçılıkla da mücadele ediyorlar. Yüzyıllar önce Afrika’dan kaçırılarak köleleştirilen “Siyahlar”ın özgürlük ve eşitlik mücadelesi Amerikan tarihinin en çarpıcı sayfalarını oluşturuyor. Malcolm X ve Martin Luther King bu mücadelede hayatlarını kaybeden Siyah önderler arasındaydı.Amerika’da uzun bir tarihi olan ‘kurumsal ırkçılık’ ve ‘ekonomik eşitsizlik’ salgına karşı mücadeleyi de olumsuz etkiledi. Salgın toplumun sağlık erişimi kısıtlı olan kesimlerini adeta savunmasız bıraktı. Araştırmalara göre “Siyahlar” arasında kronik hastalıkların yaygın olmasının sebebi kurumsal ırkçılıktan kaynaklanan “stres” ve “yoksunluk hissi”. COVİD-19 ise kronik hastalıkları olan insanları öldürüyor. “Siyah Amerikalılar” daha fazla enfekte oluyorlar ve ABD nüfusu içindeki oranlarıyla kıyaslanamayacak sayılarda hayatlarını kaybediyorlar.“Siyahlar”ın ölüm oranı Beyaz Amerikalıların yaklaşık üç katı. ABD’de en ağır işlerde Siyahlar başta olmak üzere renkli insanlar çalışıyorlar. Bu insanların evde çalışmak gibi lüksleri yok. Ulaşım, sağlık ve gıda tedarik ağları gibi durdurulmayan sektörlerde çalışanlar da keza bu insanlar. Eşitsizlik ve yoksullukta ilk sıralardaki bu kesimler salgınının da ön saflarındalar.Wisconsin eyaletinde Siyahlar nüfusun yüzde 6’sını, Covid-19 ölümlerinin ise yüzde 40’ını temsil ediyorlar. ABD’nin en büyük üçüncü şehri Chicago’da Siyahlar vakaların yüzde 50’sini, ölümlerin ise yüzde 68’ini oluşturuyorlar. San Francisco’da vakaların üçte biri ve hastaneye yatırılanların yüzde 80’inden fazlası Hispanik. New York’ta Siyahlar, Beyaz akranlarının iki katı oranında ölüyor. New York’ta ön cephe çalışanların yüzde 75’ini renkli insanlar teşkil ediyor.Minnesota eyaletindeki Minneapolis şehrinde polis gözaltına aldığı bir Siyah Amerikalı’yı adetâ boğarak öldürdü. Polis dizini yerde yatan George Floyd’un ensesine dakikalarca bastırarak nefessiz bıraktı. Ne Floyd’un “nefes alamıyorum” sözleri, ne çevredeki insanların tepkisi polisi durduramadı. Floyd salgın sebebiyle işini kaybeden milyonlarca insandan biriydi.Floyd’un ölümüyle ilgili en çarpıcı açıklamalardan biriyse New York Belediye Başkanı Bill de Blasio’dan geldi. Yayınladığı twett’te Blasio, “Videoyu gördüm. Dehşete kapıldım. George Floyd gün ışığında öldürüldü ve onu öldüren adam bir polis memuruydu - ve bu memur bir adamın hayatını aldığını hiç umursamadı. George beyaz olsaydı, şimdi hayatta olurdu” dedi. Bu sözler Beyaz Irkçılığın güvenlik güçleri arasında virüs gibi dolaştığını ifşa ediyordu.Floyd ilk değildi. 13 Mart’ta da Louisville kentinde Breonna Taylor isimli 26 yaşındaki Siyah Amerikalı kadın gece yarısı 3 Beyaz polis tarafından evinde sekiz kurşunla vurularak öldürüldü. Polis uyuşturucu arama gerekçesiyle eve girmişti. Evde uyuşturucu bulunmadı. Dahası, Taylor sağlık sektöründe çalışan ve salgınla mücadelede ödül almış bir kadındı.Siyah Amerikalılar “Siyah Hayatlar Önemlidir” sloganıyla bu cinayetleri protesto ediyorlar. Floyd’un “nefes alamıyorum” sözü yeni protestoların simgesi oldu. Siyahlar, Hispanikler ve Irkçılık karşıtı diğer Amerikalılar şimdi “nefes alamıyoruz” sloganıyla günlerce sokaklardalar.ABD eski Başkanı Barack Obama, milyonlarca Amerikalı için Irk ayrımcılığına maruz kalmanın adeta normalleştiğine vurgu yaparak “yeni bir normal” inşa etme çağrısı yaptı. Özetle söylemek gerekirse salgın ABD’de devasa boyutlardaki eşitsizlik sorununu daha kötüleştirdi. Beyaz Amerikan ırkçılığı ise salgının eşitsiz ve orantısız dağılımının kaynağı olmayı sürdürüyor.
Ekleme Tarihi: 31 Mayıs 2020 - Pazar

BEYAZ OLMAYAN AMERİKALI DEĞİLMİ

88da9180-ad54-4ea9-84e9-ab9f38e9c3ba.jpegKüresel salgının merkez üssüne dönüşen ABD’de hayatını kaybedenlerin sayısı 100 bini geçerken 30 milyondan fazla Amerikalı işini kaybetti. Öte yandan koronavirüs salgını Amerika’nın yıkıcı eşitsizliklerini yansıtan bir ayna oldu. Salgın Amerikan toplumunun ekonomik olarak en alttaki kesimlerini çok daha fazla etkiledi. Bu kesimler içerisinde salgından en fazla etkilenenler ise “Siyahlar” başta olmak üzere Beyaz olmayan Amerikalılar.

“Siyah Amerikalılar” sadece salgınla ve yoksullukla değil kronikleşmiş Beyaz Irkçılıkla da mücadele ediyorlar. Yüzyıllar önce Afrika’dan kaçırılarak köleleştirilen “Siyahlar”ın özgürlük ve eşitlik mücadelesi Amerikan tarihinin en çarpıcı sayfalarını oluşturuyor. Malcolm X ve Martin Luther King bu mücadelede hayatlarını kaybeden Siyah önderler arasındaydı.

Amerika’da uzun bir tarihi olan ‘kurumsal ırkçılık’ ve ‘ekonomik eşitsizlik’ salgına karşı mücadeleyi de olumsuz etkiledi. Salgın toplumun sağlık erişimi kısıtlı olan kesimlerini adeta savunmasız bıraktı. Araştırmalara göre “Siyahlar” arasında kronik hastalıkların yaygın olmasının sebebi kurumsal ırkçılıktan kaynaklanan “stres” ve “yoksunluk hissi”. COVİD-19 ise kronik hastalıkları olan insanları öldürüyor. “Siyah Amerikalılar” daha fazla enfekte oluyorlar ve ABD nüfusu içindeki oranlarıyla kıyaslanamayacak sayılarda hayatlarını kaybediyorlar.

“Siyahlar”ın ölüm oranı Beyaz Amerikalıların yaklaşık üç katı. ABD’de en ağır işlerde Siyahlar başta olmak üzere renkli insanlar çalışıyorlar. Bu insanların evde çalışmak gibi lüksleri yok. Ulaşım, sağlık ve gıda tedarik ağları gibi durdurulmayan sektörlerde çalışanlar da keza bu insanlar. Eşitsizlik ve yoksullukta ilk sıralardaki bu kesimler salgınının da ön saflarındalar.

Wisconsin eyaletinde Siyahlar nüfusun yüzde 6’sını, Covid-19 ölümlerinin ise yüzde 40’ını temsil ediyorlar. ABD’nin en büyük üçüncü şehri Chicago’da Siyahlar vakaların yüzde 50’sini, ölümlerin ise yüzde 68’ini oluşturuyorlar. San Francisco’da vakaların üçte biri ve hastaneye yatırılanların yüzde 80’inden fazlası Hispanik. New York’ta Siyahlar, Beyaz akranlarının iki katı oranında ölüyor. New York’ta ön cephe çalışanların yüzde 75’ini renkli insanlar teşkil ediyor.

Minnesota eyaletindeki Minneapolis şehrinde polis gözaltına aldığı bir Siyah Amerikalı’yı adetâ boğarak öldürdü. Polis dizini yerde yatan George Floyd’un ensesine dakikalarca bastırarak nefessiz bıraktı. Ne Floyd’un “nefes alamıyorum” sözleri, ne çevredeki insanların tepkisi polisi durduramadı. Floyd salgın sebebiyle işini kaybeden milyonlarca insandan biriydi.

Floyd’un ölümüyle ilgili en çarpıcı açıklamalardan biriyse New York Belediye Başkanı Bill de Blasio’dan geldi. Yayınladığı twett’te Blasio, “Videoyu gördüm. Dehşete kapıldım. George Floyd gün ışığında öldürüldü ve onu öldüren adam bir polis memuruydu - ve bu memur bir adamın hayatını aldığını hiç umursamadı. George beyaz olsaydı, şimdi hayatta olurdu” dedi. Bu sözler Beyaz Irkçılığın güvenlik güçleri arasında virüs gibi dolaştığını ifşa ediyordu.

Floyd ilk değildi. 13 Mart’ta da Louisville kentinde Breonna Taylor isimli 26 yaşındaki Siyah Amerikalı kadın gece yarısı 3 Beyaz polis tarafından evinde sekiz kurşunla vurularak öldürüldü. Polis uyuşturucu arama gerekçesiyle eve girmişti. Evde uyuşturucu bulunmadı. Dahası, Taylor sağlık sektöründe çalışan ve salgınla mücadelede ödül almış bir kadındı.

Siyah Amerikalılar “Siyah Hayatlar Önemlidir” sloganıyla bu cinayetleri protesto ediyorlar. Floyd’un “nefes alamıyorum” sözü yeni protestoların simgesi oldu. Siyahlar, Hispanikler ve Irkçılık karşıtı diğer Amerikalılar şimdi “nefes alamıyoruz” sloganıyla günlerce sokaklardalar.

ABD eski Başkanı Barack Obama, milyonlarca Amerikalı için Irk ayrımcılığına maruz kalmanın adeta normalleştiğine vurgu yaparak “yeni bir normal” inşa etme çağrısı yaptı. Özetle söylemek gerekirse salgın ABD’de devasa boyutlardaki eşitsizlik sorununu daha kötüleştirdi. Beyaz Amerikan ırkçılığı ise salgının eşitsiz ve orantısız dağılımının kaynağı olmayı sürdürüyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.