BELA GELDİĞİNDE NE YAPACAĞIZ?
BELAYA SABIR, NİMETE ŞÜKÜR | Fütûh-ul Gayb (Gaybden Sesler)
Halin iki durumdan başka yorumlanamaz. Onlar, bela ve nimet halidir. Bela
içinde isen sabretmeye çalış. Sabretmeye çalışmak, her insan için en az
yapılması gereken bir vazifedir. Bundan sonra sabırlı olmak var. Zorla
sabretmek, pek iyi sayılmaz. Bizzat haliyle sabırlı olmak daha iyidir. Ama
güzeli rızadır. Bundan sonra uysallık gelir. Uysal olmak, bir insan sahibi için
en iyi şeydir.
Kendini yok görüp kadere teslim olmak da iyidir, ama herkes bunu yapamaz.
Bu, varlığını ilahi varlığa veren zümrenin işidir.
Sana gelen nimet olduğu takdirde şükür yolunu tutman gerekir. Bu şükür
ise üç şekilde olur: Dille, kalple ve bütün duygularla.
Dil İle Şükür:
Bütün nimetlerin Allah’ın (CC) olduğunu itiraf etmek. Nefse, kuvvete,
halka, güç ve kuvvetine bir pay çıkarman şükrü bozar. Birçok vasıta ile sana
iyilik yapılabilir. Bunları da Allah (CC) tarafından yaratılmış birer sebep
bilmen gerek. Çünkü dış görünüşte her ne kadar bazı sebepler ve deliller varsa
da bunların ötesinde ilahi kudreti sezmen gerek.
Her şeyi yapan Allah’tır (CC); yaratan, veren, getiren O’dur (CC). O
(CC), şükredilmeye herkesten daha layıktır. Neden sebeplere bağlanmak doğru görülsün?
Asıl sebebi de yaratan Allah (CC) olduğuna göre şükre hak kazanacak olan da
Allah (CC) olmalı, değil mi?
Sana bir hediye gelse, o hediyeyi getiren güzele mi bakman lazım?.. Ona
mı nimet sahibi diye itibar göstermen gerek? Hayır, asıl o hediyeyi sana
gönderene şükür ve saygılarını takdim etmen gerekir. Nimeti getireni görüp onun
esas sahibini unutuyorsan şu ayetin bildirdiği zümreye dahil olursun: – “Onlar,
dünya hayatının dışını bilirler, bunun ötesinden gafildirler.”
Akıllı kimse, işin sonunu bilendir. Sebeplere bağlanan kısa akıllıdır.
Dışa bağlanıp işin iç alemini unutmak bir cahillik sayılır.
Kalp İle Olan Şükür:
Bu bir itikat işidir. Buna inanmak lazımdır. Kopmaz bir manevi bağa
sarılmak gerektir. O bağ şöyle gelişmelidir; bilmelisin: İçinde ve dışında
durmanda veya yürümende ne gibi tad ve iyilik varsa hepsi Allah’ındır (CC).
Hatta yaptığın şükür bile. Kalben bunları bildikten sonra dilin ona bir
tercüman olmalıdır.
Allah-ü Teala (CC) Hz.lerinin şu ayetlerine iyice inanmalısın. Çünkü kalpten
bunlara inanmış olman bir şükürdür:
– “Sizde olan bütün nimetler Allah’tandır (CC). Allah (CC), dışınıza ve
içinize nimetlerini bol bol sermiştir.”
– “Allah’ın (CC) nimetlerini saymakla tüketemezsin.”
Bunlara inanmış olan bir iman sahibi için Allah’tan (CC) başka yardımcı
ve şükre layık kimse düşünülebilir mi?Duygularla Olan Şükür:
Bu da bütün duyguları ibadetle kullanmakla olur. Şunu da ilave edelim ki
Allah’ın (CC) emirleri dışında hiçbir sese kulak vermemek lazımdır. Bu durumda
nefis, şeytan ve şahsi arzu uyulmaması gereken şeylerdir. Allah’tan (CC) gayri
hiçbir şeye uymamak lazımdır. Hele Allah’a (CC) ibadet eder gibi bir şeye
tapmak hiç olmaz. Bu yapıldığı takdirde zalimler içine girilmiş olur. Bu
zümreye zalim denildiği gibi haksızlıklar için cebir kullanan demek de olur.
Allah’ın (CC) emri dışında başkasına emir vermek, bir zor kullanma olmasa dahi
zulümdür. Bu hali insan şahsi için yapsa da zulüm olur. Bu yol, salih ve
yararlı insanların yolu sayılmaz. Bunlar hakkında ilahi hüküm şudur:
– “Allah’ın (CC) emri haricinde hüküm veren fasıktır…” denir. Diğer bir
ayetle ise kâfir olduğu beyan edilir.
Bu işin sonu da iyi olmaz. Netice ilahi bir azap olan cehenneme kadar
götürür. O cehennem, akla gelen basit ateş gibi değildir. Onu tutuşturacak şey,
kükürt taşı ve insandır. Dünyanın hafif ateşine bir an dayanmak imkansızdır.
Ahiretin büyük azabına nasıl dayanılır? Nefse uyar, halka tapar, Hakk’ı (CC)
bırakırsan gideceğin yerin cehennem olacağını unutma. O gün orada:
– “Kurtuluş, kurtuluş…” diye bağırmak fayda getirmez. Her ne kadar:
– “Allah… Allah… Allah…” söylesen yine seni çıkaran olmaz. Ancak imanın
elden gitmemişse bir zaman yanar, sonra çıkarsın. Ancak günah kadar yanmak
lazımdır.
Nimet ve bela halinde ol ve onların icaplarını yerine getirmeye bak.
Bütün ömrün bunların dışında değildir. Yukarıdan beri anlattığım gibi her şeyin
has hakkını öde… Belaya sabret… Nimete de şükür…
Bela halinde insanlara şikâyette bulunma. Bu halinde en ufak bir sıkıntı
hali dahi belli etmemeye çalış. Halini kimse bilmesin. Hakk’ı (CC) itham etme.
Hikmetine karışma. Nimetini boşa götürme. Dünya ve ahiretle işlerine yarayacak
şeyleri seç. Eğer bir derdin varsa Allah (CC) istemedikten sonra kimse şifa
veremez.
– “Derdi Allah (CC) verdi; şifayı kul verdi…” deme. Derdi veren Allah
(CC), şifa sebebini de veren yine O (CC). Aksi halde Hakk’a (CC) eş koşmak
olur. Halbuki O’na (CC) mülkünde ortak yoktur.
O’nun izni (CC) olmadan iyilik ve kötülük olmaz. Ne gelir olur ne de
gider. Gerek afiyet gerek gayrı hepsi O’nun (CC) emriyle olur. Gerek dış
aleminde gerekse iç aleminde insanlara fazla kıymet verme. Herkesi olduğu kadar
değerlendir. Netice de onlar da senin gibi bir kuldur. Allah’ın (CC) isteği
olmasa senin hiçbir şeyin zayi olmaz. Bu hallerde sana düşen en büyük iş,
sabretmek ve razı olmaktır. Çünkü Hakk’ı (CC) bırakıp halka koşmak haramdır,
yasaktır.Hakk’ı (CC) her kötülükten tenzih et. Nefsin şerrinden ona sığın. Tevhid yoluna
gir. O’nun (CC) birliğini itiraf et. Nefsin elinden kurtulman en büyük iştir;
buna çalışman lazımdır. Taa ömür sona erip nefsin bitinceye dek sabırlı ol;
Hakk’ın (CC) emirlerine uy.
Elbet darlık gider. Bir gün olur darlık kalkar. Nimet gelir; saadet,
selamet yolları açılır. Peygamberimizin (SAV) halini düşün. Diğer
Peygamberlerin (AS) başına gelenleri dinle. Bilhassa Eyyub Peygamberin (AS)
hali senin için en büyük derstir. Hepsinin sıkıntısı gitti; em de gecenin
gündüze karşı yok olan karanlığı gibi. Yaz olunca kaybolan kışın soğuğu gibi.
Her şeyin bir zıddı vardır. Her şeyin bir sonu ve her şeyin bir bitim tarihi
olur. Sabır, her iyiliğin anahtarı hükmündedir. Bir Hadis-i Şerifte:
– “Bir vücut için kalp ne ise iman sahibi için de sabır odur.”
Buyuruldu. Diğer yerde ise:
– “Sabır, imanın hepsidir.” Buyurulmuştur.
Ekleme
Tarihi: 13 Mart 2023 - Pazartesi
BELA GELDİĞİNDE NE YAPACAĞIZ?
BELAYA SABIR, NİMETE ŞÜKÜR | Fütûh-ul Gayb (Gaybden Sesler)
Halin iki durumdan başka yorumlanamaz. Onlar, bela ve nimet halidir. Bela
içinde isen sabretmeye çalış. Sabretmeye çalışmak, her insan için en az
yapılması gereken bir vazifedir. Bundan sonra sabırlı olmak var. Zorla
sabretmek, pek iyi sayılmaz. Bizzat haliyle sabırlı olmak daha iyidir. Ama
güzeli rızadır. Bundan sonra uysallık gelir. Uysal olmak, bir insan sahibi için
en iyi şeydir.
Kendini yok görüp kadere teslim olmak da iyidir, ama herkes bunu yapamaz.
Bu, varlığını ilahi varlığa veren zümrenin işidir.
Sana gelen nimet olduğu takdirde şükür yolunu tutman gerekir. Bu şükür
ise üç şekilde olur: Dille, kalple ve bütün duygularla.
Dil İle Şükür:
Bütün nimetlerin Allah’ın (CC) olduğunu itiraf etmek. Nefse, kuvvete,
halka, güç ve kuvvetine bir pay çıkarman şükrü bozar. Birçok vasıta ile sana
iyilik yapılabilir. Bunları da Allah (CC) tarafından yaratılmış birer sebep
bilmen gerek. Çünkü dış görünüşte her ne kadar bazı sebepler ve deliller varsa
da bunların ötesinde ilahi kudreti sezmen gerek.
Her şeyi yapan Allah’tır (CC); yaratan, veren, getiren O’dur (CC). O
(CC), şükredilmeye herkesten daha layıktır. Neden sebeplere bağlanmak doğru görülsün?
Asıl sebebi de yaratan Allah (CC) olduğuna göre şükre hak kazanacak olan da
Allah (CC) olmalı, değil mi?
Sana bir hediye gelse, o hediyeyi getiren güzele mi bakman lazım?.. Ona
mı nimet sahibi diye itibar göstermen gerek? Hayır, asıl o hediyeyi sana
gönderene şükür ve saygılarını takdim etmen gerekir. Nimeti getireni görüp onun
esas sahibini unutuyorsan şu ayetin bildirdiği zümreye dahil olursun: – “Onlar,
dünya hayatının dışını bilirler, bunun ötesinden gafildirler.”
Akıllı kimse, işin sonunu bilendir. Sebeplere bağlanan kısa akıllıdır.
Dışa bağlanıp işin iç alemini unutmak bir cahillik sayılır.
Kalp İle Olan Şükür:
Bu bir itikat işidir. Buna inanmak lazımdır. Kopmaz bir manevi bağa
sarılmak gerektir. O bağ şöyle gelişmelidir; bilmelisin: İçinde ve dışında
durmanda veya yürümende ne gibi tad ve iyilik varsa hepsi Allah’ındır (CC).
Hatta yaptığın şükür bile. Kalben bunları bildikten sonra dilin ona bir
tercüman olmalıdır.
Allah-ü Teala (CC) Hz.lerinin şu ayetlerine iyice inanmalısın. Çünkü kalpten
bunlara inanmış olman bir şükürdür:
– “Sizde olan bütün nimetler Allah’tandır (CC). Allah (CC), dışınıza ve
içinize nimetlerini bol bol sermiştir.”
– “Allah’ın (CC) nimetlerini saymakla tüketemezsin.”
Bunlara inanmış olan bir iman sahibi için Allah’tan (CC) başka yardımcı
ve şükre layık kimse düşünülebilir mi?Duygularla Olan Şükür:
Bu da bütün duyguları ibadetle kullanmakla olur. Şunu da ilave edelim ki
Allah’ın (CC) emirleri dışında hiçbir sese kulak vermemek lazımdır. Bu durumda
nefis, şeytan ve şahsi arzu uyulmaması gereken şeylerdir. Allah’tan (CC) gayri
hiçbir şeye uymamak lazımdır. Hele Allah’a (CC) ibadet eder gibi bir şeye
tapmak hiç olmaz. Bu yapıldığı takdirde zalimler içine girilmiş olur. Bu
zümreye zalim denildiği gibi haksızlıklar için cebir kullanan demek de olur.
Allah’ın (CC) emri dışında başkasına emir vermek, bir zor kullanma olmasa dahi
zulümdür. Bu hali insan şahsi için yapsa da zulüm olur. Bu yol, salih ve
yararlı insanların yolu sayılmaz. Bunlar hakkında ilahi hüküm şudur:
– “Allah’ın (CC) emri haricinde hüküm veren fasıktır…” denir. Diğer bir
ayetle ise kâfir olduğu beyan edilir.
Bu işin sonu da iyi olmaz. Netice ilahi bir azap olan cehenneme kadar
götürür. O cehennem, akla gelen basit ateş gibi değildir. Onu tutuşturacak şey,
kükürt taşı ve insandır. Dünyanın hafif ateşine bir an dayanmak imkansızdır.
Ahiretin büyük azabına nasıl dayanılır? Nefse uyar, halka tapar, Hakk’ı (CC)
bırakırsan gideceğin yerin cehennem olacağını unutma. O gün orada:
– “Kurtuluş, kurtuluş…” diye bağırmak fayda getirmez. Her ne kadar:
– “Allah… Allah… Allah…” söylesen yine seni çıkaran olmaz. Ancak imanın
elden gitmemişse bir zaman yanar, sonra çıkarsın. Ancak günah kadar yanmak
lazımdır.
Nimet ve bela halinde ol ve onların icaplarını yerine getirmeye bak.
Bütün ömrün bunların dışında değildir. Yukarıdan beri anlattığım gibi her şeyin
has hakkını öde… Belaya sabret… Nimete de şükür…
Bela halinde insanlara şikâyette bulunma. Bu halinde en ufak bir sıkıntı
hali dahi belli etmemeye çalış. Halini kimse bilmesin. Hakk’ı (CC) itham etme.
Hikmetine karışma. Nimetini boşa götürme. Dünya ve ahiretle işlerine yarayacak
şeyleri seç. Eğer bir derdin varsa Allah (CC) istemedikten sonra kimse şifa
veremez.
– “Derdi Allah (CC) verdi; şifayı kul verdi…” deme. Derdi veren Allah
(CC), şifa sebebini de veren yine O (CC). Aksi halde Hakk’a (CC) eş koşmak
olur. Halbuki O’na (CC) mülkünde ortak yoktur.
O’nun izni (CC) olmadan iyilik ve kötülük olmaz. Ne gelir olur ne de
gider. Gerek afiyet gerek gayrı hepsi O’nun (CC) emriyle olur. Gerek dış
aleminde gerekse iç aleminde insanlara fazla kıymet verme. Herkesi olduğu kadar
değerlendir. Netice de onlar da senin gibi bir kuldur. Allah’ın (CC) isteği
olmasa senin hiçbir şeyin zayi olmaz. Bu hallerde sana düşen en büyük iş,
sabretmek ve razı olmaktır. Çünkü Hakk’ı (CC) bırakıp halka koşmak haramdır,
yasaktır.Hakk’ı (CC) her kötülükten tenzih et. Nefsin şerrinden ona sığın. Tevhid yoluna
gir. O’nun (CC) birliğini itiraf et. Nefsin elinden kurtulman en büyük iştir;
buna çalışman lazımdır. Taa ömür sona erip nefsin bitinceye dek sabırlı ol;
Hakk’ın (CC) emirlerine uy.
Elbet darlık gider. Bir gün olur darlık kalkar. Nimet gelir; saadet,
selamet yolları açılır. Peygamberimizin (SAV) halini düşün. Diğer
Peygamberlerin (AS) başına gelenleri dinle. Bilhassa Eyyub Peygamberin (AS)
hali senin için en büyük derstir. Hepsinin sıkıntısı gitti; em de gecenin
gündüze karşı yok olan karanlığı gibi. Yaz olunca kaybolan kışın soğuğu gibi.
Her şeyin bir zıddı vardır. Her şeyin bir sonu ve her şeyin bir bitim tarihi
olur. Sabır, her iyiliğin anahtarı hükmündedir. Bir Hadis-i Şerifte:
– “Bir vücut için kalp ne ise iman sahibi için de sabır odur.”
Buyuruldu. Diğer yerde ise:
– “Sabır, imanın hepsidir.” Buyurulmuştur.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.