Tövbe, ibadetlerin en efdali, mükemmellik kapısının nurlu anahtarı, ilâhî rızaya ulaşmanın en parlak ve latif yoludur. İslâm’da insanın ilâhî rızaya ulaşması, huzura kavuşması, kemale ermesi esastır. Kemalatı kazanmak, Allah Teâlâ’nın yüceliğini hakkıyla bilmektir. Allah Teâlâ’nın yüceliğini bildikten sonra tam bir kul olarak emirlerine itaat etme yolunun ilk kapısı tövbedir.
Kul olarak günah işlememek, bilhassa bu asırda günahkâr olmamak çok zordur. Fakat Allah Teâlâ, müminlere en nurlu kapı olan tövbe kapısını açmıştır. Tövbe kapısından geçip tövbesinde samimi olmadan bu yolda bir sonraki makama ulaşmak mümkün değildir. Bu ümmetin ilk uğrağı, dini hakkında bilgi sahibi olup, itikadını Ehl-i sünnet ve’l-cemâat’e göre düzeltip, aynı şekilde ibadet etmeye başladıktan sonra tövbe etmek olmalıdır.
İnsanın bilgisi arttıkça kendi kusurunu da o kadar çok farketmeye başlar. Kusurlu olduğunun idrakiyle Allah’a olan ihtiyacını anlar. Günahları, isyanı bırakıp O’na dönmenin en önemli kapısı tövbe kapısıdır ki, bu da Hakk’a rücû etmek, yani Allah’a dönmek demektir.