*
Çünkü kişi *îmân gücünü yükselttikçe, manevî mizacı*
tüm hücrelerine *galip olmaya başlar.*
*Manevî hâliniz güçlendikçe;*
• geçmişiniz,
• sıkıntılarınız,
• bunalımlarınız *siliniyor.*
* Kaygılarınıza,
* vesveselerinize takılıp kaldıkça
*ya da*
*"O niye öyle dedi?"*
*"Bu niye böyle yaptı?*
diye düşündükçe,
*farkında olmasak da önce Ruhumuz, sonrasında da bedenimiz ve beynimiz hasta oluyor.*
Bu sebebledir ki, *biz davamızda yol alamıyoruz.*
Bırakalım davayı, *ailemizde dâhi huzuru bulamıyoruz.*
*Herkes,* şekerleme tüketir gibi *Antidepresan tüketir hâle gelmiş.*
Neden,
*Mevlâmız ile aramızı açtığımızdan,*
*Duâ etmeyi unuttuğumuzdan,
*Mevlâmıza dertlenmeyi bilmediğimizden,
*Tevbemizi azalttığımızdan...*
Sadece ama sadece bir *Besmele'nin manevî gücünü yazsak sayfalar yetmez...*
Hangimiz *avuçlarımızın içine duâlar, Felâk-Nas'lar okuyup bedenimizi mesh ediyoruz?*
Bunu *çocuklarımıza da yapıyor muyuz?*
Biz *manevî huzurumuzu kaybettiğimiz an, ruh ve beden sağlığımızı da kaybetmeye başladık, kardeşler...*
Bakın, bunu misallendirmek istiyorum.
*Hz. Yakub (as) Yusuf'unu kaybettiğinde ne yaptı?*
• Kaygılandı,
• vesveselendi,
• buhranlara düçar oldu...
*Streslendi, düşüne düşüne, ağlaya ağlaya sonunda bu hâller onu hasta etti ve gözleri görmez oldu!..*
*Ama ne zaman* vazgeçti,
*manevî unsurunu kuvvetlendirdi,*
*Allah (cc)'a tam bir teslimiyet gösterdi,*
*işte o zaman* Allah (cc) *Yusuf'unu ona geri verdi.*
*Kaygısı çok iken,* evinin yakınındaki Kenan kuyusundaki Yusuf'unu görmüyor, hissetmiyordu.
*Kaygılarını atınca,*
10 günlük mesafeden *Yusuf'unun kokusunu almaya* başladı.
SubhanAllah!..
Biz de bu misalden *çok nasihat çıkarmalıyız,* kardeşlerim...
İçine düştüğümüz buhranlardan dolayı;
*Sağlıklı düşünemiyor, neticesinde de*
* sağlıklı kararlar alamıyor ve
*son olarak da ruh ve beden sağlığımızı kaybediyoruz.*
Sonrasında;
*Antidepresan Ağına* düşüyor, kendi ellerimizle kendimizi *delirtiyoruz.*..
Oysa Allah (cc),
*bize bir susam tanesini bile şifa olsun diye göndermedi mi?*
*NEDEN Yahudi'nin KORTİZON ilâcına inandık da İslâm'ın her derde devâ *ÇÖREKOTU'nu*
şifadan saymadık?!..*
Biz, iyileşmek için şifâyı temiz yollardan aramadık ki!..
Keyfimize göre, *"zarurettir, zarurettir"* dedik ve her türlü şeyi nefsimize helâl saydık.
Oysa Allah (cc),
*Haram kıldığı hiçbir şeyin içine şifâ koymamıştır.*
Gelin, evvelâ manevî olarak İslâm mizacımızı kuvvetlendirelim!
Size *en tatlı
*REÇETEYİ* yazıyorum;*
• *Vaktinde kılınan namaz,*
• Allah'a yalvarırcasına okunan bir cüz Kur'an,
• *İçine Kur'an'dan duâ okunup içilen bir bardak su,*
• Gözyaşlarıyla ıslanmış bir seccade ve elbise;
Emiin olun ki, *ruh ve beden sağlığınız için en şifâlı* ilâçtır.
Hem de *hiç yan etkisi ve komplikasyonu yok.*
Allahümme salli alâ Seyyidinâ ve Nebiyyinâ Muhammed
Emiin olun ki, *ruh ve beden sağlığınız için en şifâlı* ilâçtır.