Wagner’in kurucusu Yevgeniy Prigojin’le ilgili son haberler şöyle:
“Rusya Soruşturma Komitesi, özel jetin düşmesi sonucu ölenler arasında Prigojin’in bulunduğunu teyit etti.
Cesetlerden alınan örneklerin moleküler genetik incelemeleri tamamlandı.
Ölen 10 kişinin uçağın yolcu listesinde yer alan isimlerle uyumlu olduğu açıklandı.”
Resmi açıklama böyle; ancak “Acaba?” diye sormak, yani kuşku duymak gazetecilik mesleğinin temel yaklaşımları arasındadır.
***
“Yanmış, bitmiş, tanınmayacak bir hale gelmiş bir cesedin nesini gösterelim?” diyerek işin içinden sıyrılmak da, haliyle zor değil.
***
Bu ifadeyle anlatılmak istenen, cinayetin varlığı kesinlikle öngörülse bile “ceset ortaya çıkmadığı veya bulunamadığı sürece dosyanın kapanmayacağı” hususudur.
***
***
Sorgulanmayan resmi açıklamalara binaen dosyanın kapatılması, gerçeğin araştırılmasını engellememelidir.
***
“En başta Putin, Prigojin’in öldüğünü ilan etti, ailesine başsağlığı diledi. Resmi genetik analiz ölümünü teyit etti. Dağılabilirsiniz!”
Böyle denilecektir veya denilebilir…
Evet, tarihin kaydına da bu şekilde geçti!
Ne var ki, “Hal böyleyken; artık bırakın, kuşkularınızı da çöpe atın!” falan denilemez.
****
Eğer, derin bir oyun/kurgu veya mizansen mevzubahis ise…
Jet uçağının yolcu listesindeki isimlerin arasına Progojin’in adını yerleştirmek, jetin patlatılmasından sonra da “İsmi ile cesedinin genetik analizi uyuştu” diyerek dışarıdan teyit edilemeyecek Resmi Rapor kılıfı düzenlemek güç değildir.
Madalyonun diğer yüzündeki kuşkuları da es geçemeyiz!
Joe Biden denilen mendebur…
Prigojin’in öldüğü açıklandıktan hemen sonra -cesetlere bile ulaşılmamışken- kafadan “Suikastı Putin’in yaptırdığını” söyleyebildi!
-Bu acelesi nedendi, acaba?
***
Burada pekâlâ “Suikastı gerçekleştirenler, Putin’in üzerine mi yıkmak istediler?” diye sorulabilir.
Ardından “Prigojin’e suikast düzenlemek Putin’in işine yaramaz, tersine zararına olur” gibi makul bir değerlendirme yapılabilir.
***
Putin’in geçmişte sarf ettiği “İhanetten başka her şeyi affederim sözlerinin “Prigojin’i öldürttüğünün kanıtı” olarak sunulması da pek sorunludur.
Yevgeniy Prigojin’in “Moskova’ya isyan ettiği” kalkışmanın arka planının da yeterince irdelenmediğini, tam da burada hatırlayalım.
***
Prigojin’in cezası çabucak kaldırılmış ve Putin kendisiyle Kremlin’de üç saat boyunca görüşmüştü.
***
Muhaliflerine nasıl ceza kestiği iyi bilinen Putin’in Prigojin’e işbu davranışı yani isyan eden birine karşı çok farklı muamelesi hayatın olağan akışına uygun değildi!
***
Bunun üzerine bir de “Prigojin’in özel jetine düzenlenen suikast sonucu ölümünü” ekleyelim!
Şimdi, bir kez daha “Ceset yoksa cinayet de yoktur” repliğine dönelim!
Resmi açıklamalar üzerinden gerçekleri hasıraltı etmek bahsinde, Amerika Birleşik Haydutlar Devleti’nin eline hiç kimse, hiçbir devlet su dökemez!
***
20 Şubat 2007’de böbrek yetmezliğinden ölen Üsame Bin Laden’i 2 Mayıs 2011’deki bir askeri operasyonla “öldüren!” ABD’nin…
“Cesedi denize attık” yalanını fışkırttığını neticede cesedi gösteremediğini hatırlayalım!
***
ABD, on iki senedir bu mevzuda zerrece bir kanıt sunamadı. Bu, zaten mümkün değil!
***
Bin Laden ailesinin miras paylaşımıyla alakalı olarak Suudi Arabistan’daki mahkeme kayıtlarına göz atmak bile El Kaide liderinin hangi tarihte öldüğünü (2007) ispata yeter!
***
Devam ediyoruz…
Bağdadi’nin cesedi gösteremediler; cesede dair tek kare fotoğraf veya görüntü halen daha yok!
***
“IŞİD’i Obama kurdu. Sahtekâr Hillary de ona yardım etti!” diyen eski Başkan Trump’tı, değil mi?
***
Bir ibretlik örnek daha verip bitirelim:
Sahtekâr Amerikan makamları, 2 Ağustos 2022’de…
Yine cesedi gösterememişlerdi; cesede ait tek bir kare fotoğraf ve görüntü yoktu!
***
Taliban Hükümeti Sözcüsü de “Eymen El Zevahiri’nin cesedini tüm aramalara rağmen bulamadıklarını” açıklamıştı. (26.08.2022)
Mevcut olmayan bir cesedi bulmak elbette mümkün değildi!
“Gerçekte ne olduğunu dert etmeyip, itina ile resmi açıklamaları mı kabulleneceğiz veya seveceğiz” yahu?
***