Molla Câmî [kuddise sırruhû] Bahâristân adlı eserinde şöyle diyor: “Hükümdarların varlığındaki hikmet, adalet ve insaf kaidelerinin meydana çıkması içindir. Yoksa ululanma ve öfke sıfatlarının görünmesi için değildir.
Nûşirevân dine yabancı olduğu halde, adalet ve doğrulukta eşsizdi. Cihanın övüncü yüce Peygamber, ‘Ben âdil sultanın günlerinde doğdum’ diye övünmüştür. Bütün insanların iyiliğinden başka bir şey istemeyen o büyük uyarıcı, adaletin güzelliğine bizzat kefil olarak zalimlere ne güzel bir tavsiyede bulunmuştur: ‘Zulmün karanlığını düşün de bir de adaleti dene. Eğer adalet sana zulümden daha hoş gelmezse sonra ayağını zulüm yoluna bas.’
Tarihlerde yazılır ki dünya hâkimiyeti beş bin yıl kâfir ve ateşe tapanların eline geçmiş ve bu onur onların soyunda kalmıştır. Çünkü onlar halka adalet gösterdiler, zulmü uygun bulmadılar.
Ve sen, adaleti ve insafı öğren. Zira yurdu korumakta küfür ve din, adalet kadar işe yaramaz. Dünyanın düzeni için dinsiz adalet, dinli hükümetin zulmünden daha iyidir.”