CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun’un TBMM’deki odasında güvenilir iddialara göre yaklaşık 4 hafta önce pazar çantası içinde 250 bin dolar nakit kirli veya kara para ihtimali olan döviz bulundu. Market torbasının içinde siyah bir poşete sarılı dolarların olduğunu gören temizlik görevlisi milletvekiline ait olduğunu düşünerek, odada görevli sekreter ve danışmana durumu aktardı. Personel, milletvekilini arayıp ‘Torba size mi ait’ diye sordu. Milletvekili odasında herhangi bir şey bırakmadığını belirterek, kendisine gelen ziyaretçilerin tek tek aranarak sorulması talimatı verdi. Siyah poşetin içine bakıldığında 5 ayrı şekilde paketlenmiş tahmini 250 bin dolar bulunduğu görüldü. 3 koldan yapılan aramalar sonunda poşetin bir kahve içmek için ayaküstü uğrayan başka bir CHP’li milletvekiline ait olduğu belirlendi. Bu kirli paranın hangi CHP milletvekiline ait olduğunun CHP Milletvekili Seyit Torun ve bürosundaki personel tarafından bilindiği anlaşılıyor. Nedense 250 bin doları pazar çantası içinde siyah poşetle kamufle eden milletvekilinin kimliği, elde edilen döviz paraların da güvenlik birimlerinden suç işlenerek gizlenmeye çalışılması suçun ve suçlunun gizlendiğini ve himaye edildiğini açık ediyor. Olayın üzerinden bir ay geçmesine rağmen güvenlik birimlerine bu konuda bir suç duyurusu yapılmaması paranın kaynağını da şüphesiz şaibeli bir hale getiriyor.
Dönemin Başbakanı rahmetli Erbakan 28 Şubat’ta REFAH-YOL hükümetini düşürmek için DYP’li milletvekillerine baskı yapıldığına, hatta bazılarına para teklif edildiğine, tehdit dahil her yolun denendiğine inandığını belirtmişti. Bu tehdidin Çevik Bir tarafından yaptırıldığının söylendiğini açıklayan Erbakan; milletvekillerinin ya istifa edin ya da Yassıada’ya gidersiniz, şeklinde tehdit edildiklerini de açıklamıştı. 28 Şubat davasına tanık olarak çağrılan dönemin önemli siyasi aktörleri Çiller ve rahmeti Hasan Celal Güzel haricindeki tüm siyasiler, 28 Şubat darbecilerinden davacı olmamışlardı. Rahmetli Hasan Celal Güzel ve eski Başbakan Çiller de bazı DYP Milletvekillerinin para karşılığı muhtemelen 250 bin dolar rüşvet alarak partilerinden istifa ettiklerini itiraf etmişlerdi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı 28 Şubat soruşturması bütün hızıyla ilerlerken Akit, post modern darbecilerin en alçak operasyonunu deşifre eden çok önemli bir tanığa ulaştı. Akit’e konuşan gazeteci Hasan Sargıner, 28 Şubat döneminde DYP’den istifa eden milletvekilleri hakkında dikkat çekici ithamlarda bulundu. Sargıner, 28 Şubat’ta bir grup milletvekilinin DYP’den koparılmasında Süleyman Demirel’in sağ kolu İsmet Sezgin’in aracılık ettiğini, Ankara Balgat’ta bulunan Anadolu LTD isimli şirkete götürülen DYP’li vekillerin 100 bin ila 250 bin dolar arasında değişen paralar karşılığında istifaya ikna edildiğini belirtti.
250 bin doların CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’ya ait olduğu iddiası kulislere yayıldı. Ağbaba bunun üzerine sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada iddiayı yalanladı ve “İddiaların araştırılması, kamera görüntülerinin incelenmesi için Meclis Başkanlığına dilekçe vereceğim. Bırakın böyle bir kirli ilişki içinde olmayı yan yana gelirsem bile bırakın vekillikten istifa etmeyi, kafama sıkarım” dedi.
CHP Milletvekilleri Veli Ağababa ve Seyit Torun’un 250 bin doların sahibi milletvekilinin kim olduğunu bilmedikleri düşünülemez. Zira hem Seyit Torun'un hem de Veli Ağbaba'nın bu nedenle resmi yollardan başvurarak soruşturmayı uzatmaları kendilerinin aleyhine çalışan bir zaman sürecine işaret eder. Bu sebeplerle 250 bin doların kime ait olduğunu paranın sahibi milletvekili açıklayamıyorsa Torun ve Ağbaba bu kişiyi kamuoyuna deşifre etmek zorundadırlar. Aksi taktirde paranın kaynağı ve nerede kullanılacağı konusunda ileriki tarihlerde hesap vermek zorunda kalabilirler. Sahi İstanbul’da kişi başına delegelere verilen 150 bin liralar bu düğümün arkasındaki meşhur kişiyi deşifre eder mi eder sanırım!