VATAN SEVGİSİ BU ŞEHRİN ÖZELLİĞİDİR
Bu şehrin, Ülkemiz tarihinde önemli bir yeri vardır... Her alanda böyle olmalıdır. Hep önde, hep başarılı, hep çalışkan, hep başı dik alnı pak, hep öz güveni olan...
Şehrin bu özelliklerini koruduğuna inanıyorum.
Bu şehir, Selçukludan, Cumhuriyete kadar... Hep önde olmuştur... Kadim bir medeniyet şehridir. Bir Devlete baş kentlik yapmıştır. Hep toprağını, Vatanını sevmiştir, Uğruna canını severek vermiştir. Bugün bile; terör örgütü ile yapılan mücadelede; nüfus oranına göre, en fazla şehit veren şehirlerin başında gelir...
Söz konusu, Vatan İse; her şey geride kalır... Ana, yar, çocuk... Evet, Vatan sevgisi, bunların hep önüne geçer... Nice yaşanmış destanları vardır... Efsaneleri vardır...
Bu kadim şehir, Gelişmişlik ve başarı açısından, Şehri şöyle değerlendirdiğimiz zaman; acaba hak ettiği yerde midir, bakalım?
Genellikle, hayır cevabı gelir.
O halde,
Bu şehir için; Başarı odaklı bir değerlendirme, yapılmalıdır… Başarıyı hedef alan çalışmalar yapılmalıdır… Başarı, bir şehri sevmekle başlar. Bir nevi insan, sevdiği için; her şeyi yapar. Bu şehri severek hizmet etmek; bir insanın hedefi olmalıdır. Başarı süreklilik ister. O nedenle; gelip, geçici, süreli kalmak, bazı başarıları getirse de; asıl başarılı olmak; orada devamlı olmaktan, orada yaşıyor olmaktan geçer.
Başarılı olmayı engelleyen, Başka bir hastalığımız da; kendi şehrimizin insanına yeteri kadar değer vermiyoruz . Bu konuda da; pek becerikli olduğumuz, söylenemez.
Bu konu, Şehrimizin ortak hastalığıdır, hiç bir zaman da değişmez... Kendi insanımızın bu şehirde değeri yoktur. Bu şehirde değeriniz olması için; bu şehrin dışından gelmiş birisi olmanız gerekir... Kendi değerlerini bu kadar kıyıma uğratan başka bir şehir var mı bilmiyorum? Bu değer bilmeme, her alanda almış, başını gidiyor... Siyasetten, bilim adamına kadar... Yöneticiden alt kademeye kadar... Eğer bu şehirli iseniz; geri planda kalıyorsunuz...
Doğal olarak dışarıdan gelen misafiri ağırlamak; ayrı bir konudur. O, baş tacı yapılacak, bir olaydır. Zaten, şehrimizin ev sahipliğine diyecek yoktur. Sivas Sporlu yabancı topçular bile; bu şehri unutmuyorlar. Memur arkadaşlar da; şehrimizden gittikten sonra; bu şehri hep iyilik ve güzelliklerle anarlar.
İşte asıl vefasızlık, kadir, kıymet bilmemek, yalancı dostluk, insanımıza değer vermemek, ne isterseniz insani ilişkilerimizde( tabi ki; kendi insanımıza karşı) alabildiğine var. İnsanımız kendi insanına sahip çıkmada, yüceltmede, arkasında durmada, pek istekli gibi değildir. Kendi insanımız, yalnızlaştırılmaktadır, hep yok sayılmaktadır, kıymeti bilinmemektedir. Dışarıdan gelen arkadaşlar baş tacı... Dünde böyleydi, bugün de böyle... Korkarım gelecekte de; böyle olacaktır.
Aslında olması gereken; dayanışma, kaynaşma, paylaşma, kavramlarının zirve yapmasıdır. Bir olmaktır. Beraber olmaktır. Şehire hizmet edenin arkasında durmaktır. Şehir için çırpınan insanlara sahip çıkmaktır.
İşte, bu şehir neden gelişmiyor? Diye üzülen arkadaşlar; şöyle kendilerine bir baksınlar, bu saydığım olumsuz özelliklerden hangisi kendisinde var. Eğer bu özellikler kendisinde var ise; boşuna bu şehrin neden gelişmediği konusunda, şikayetçi olmasın! Asıl suçlu kendisi gibi düşünenlerdir... Aynı durum il dışındaki hemşehrilerimiz için de, mevcut. Büyük şehirler açısından da; durum farklı değildir. İstanbul’ da iki milyon Sivaslı var diye; boşu boşuna övünüyoruz... Vekil listelerine bakın; kaç tane Sivaslı var? Kaç tane belediye başkanı var? Amma, bir bakıyorsunuz, her alanda işin mutfağında, alt kademesinde; yüzlerce hemşehrimiz var. Vitrine bakın; kimse yok!!! Bu şehrin temel özelliği; dilim varmıyor amma başkalarına merdiven ve basamak olma hastalığını olmamalıdır... Bundan kurtulmak gerekir.
Oysa ki; şehrimizdeki hayat ağacı derneğinin desteklenmesine geldiğimiz zaman; gurbetteki hemşehrilerimiz gereken desteği göstermektedirler. Gurur verici bir durumdur. İnşallah bu dayanışma tüm alanlarda olur. İnsanımız, birbirine sahip çıkarak; omuz, omuza her konumda birlikte olurlar. Bu özen, öncelikle şehrimizde hayata geçmelidir.
Siz, siz olun önce kendinizin sonra hemşehrinizin; hem SİVAS ta, hem Sivas dışında; değerini bilin... YOKSA sizin kendi insanınızın vermediği değeri, başkalarından boş yere bekler, durursunuz... Beyhude bekleyiş olur... Bu konumlardan da; bir adım ileri gidemezsiniz...
Birilerine yalakalık, yardakçılık yapmayacağınızı adım gibi biliyorum. Kendi dostunuzu, senelerdir tanıdğınız, bildiğiniz, defalarca denediğiniz arkadaşınızı, yakınınızı, terk etmeyin. Onlara vefasızlık etmeyin. Sonradan edinen kimi dostlukların, sabun köpüğü olduğunu bilin. Asıl olan, özde olan, kökdür. Köke sahip çıkın... Makam ve mevki sizi alıp bir yerlere götürmesin. Onlar geçici, sıfatlardır. Kalıcı olan, devamlı olan özelliklerinizle hep bilinin. İnanın her zaman önde ve gönülde olursunuz... Allah mükafatını verir.
İstanbul’daki hemşehrilerimizi; 26-29 arası Yenikapı’ da yapılacak etkinliklere bekliyoruz…