Gelişen bazı olaylardan dolayı; EROL EVGİN denen efendi hüküm vermiş...!!! Neden? Adam kendini, dokunulmaz sanıyor da, ondan... Benim oyum ile; parmak basarak, oy veren insanın oyu; bir olamaz! Aynı mantıkla baktığın zaman; parmak basarak oy veren insanın çocuğu; üç ay askerlik yaparken; madem öyle senin oğlun üç yıl, askerlik yapsın. Öyle ya; oy vermeyi dahi, parmak basarak kullanan bir insanın çocuğu; O, durumu ile; nasıl Vatanı savunsun? Öyle düşünen insanlara göre; parmak basarak oy verenin çocuğu; çünkü cahil ve geri kalmış birisidir. Oy verme işleminde; İlkokul mezunları ile; yüksek okul mezunlarının oyları; aynı sayılmasın. Yani yüksek okul mezununun oyunun kıymeti, daha fazla olsun. Böyle düşünecek olursak; Vatan savunması gibi, önemli bir konu, nasıl olur da; böyle cahil adamların çocuklarına teslim edilir. Hadi Erol Bey, sizin gibi düşünen insanların çocukları; Vatan savunmasına; en önde koşarak, gitsinler...
Biz de, o zaman soralım? Vatan savunmasına, canı gönülden koşan, gerekirse canını seve, seve veren insanla; Vatanını ele, buna şikayet eden, Vatan savunmasından bilerek kaçan, adamların oyu aynı olabilir mi? Okuyup, yazmak; En birinci öncül olan, Vatan sevgisini sana kazandırmadıysa; O, okuyup, yazmanın ne anlamı var? Evet, buna da, cevap vermek gerektir. Bu sözde, kendinin isminin önünde, bir takım vasıfları olan, zamanında Toplumun önüne geçmiş insanların; Bugün, bu anlamdaki çıkışlarını nasıl yorumlamak, gerekir.
Böyle çıkışlar; Acaba, birileri tarafından, iftarlara davet edilmediği için, olmasın? Bu çıkış; Gündeme oturmanın başka bir metodu olsa gerektir. Malum, böyle sanatçı olarak bilinen insanların; bu tür durumlarına alıştık.
Birileri, oldum olasıya; kendilerini hep bu Ülkede birinci sınıf vatandaş, kabul ediyor. Kendilerinin dışındakiler ise; İşte vatandaş... Olsa da olur, olmasa da... Mantık budur.
Onlara göre; Birileri Bu Ülkede ikinci sınıf vatandaş sayılır. İnanç hürriyeti açısından, Dini inanış açısından, giyim, eğitim, öğretim açısından, sosyal hayat açısından, İkinci sınıf vatandaşların; Birinci sınıf kategorisine sokulması düşünülemez. Onların fikirlerinin, önerilerinin, hatta oylarının bile; önemi yoktur. Kendilerini birinci sınıf sayan insanlar; kendilerine göre sınıflandırdıkları, İkinci sınıf vatandaşları; Toplumdan dışlandığı zaman görmemezlikten gelirler, hatta onların ezilmeleri ile mutlu olurlar ve büyük bir zevkle içkilerini yudumlarlar. Geçmişte, Başörtülü öğrencilerin sıkıntılarına, Müslümanların sıkıntılarına, seyirci kaldılar.
Oturdukları yerlerden; memleket yönetmeye, yönlendirmeye çalışırlar. Aslında kendilerini çok bilgili, çok tecrübeli, çok deneyimli, çok donanımlı sanan, bu insanlar; Genel değerlendirme ölçülerine göre; kantara çıksalar, kaç okka ederler, merak ediyorum.
Aynı insanlar; ne oldu da; birden bire insanlık taraftarı ve hak arayıcısı oldular. Liselerdeki körpe beyinleri; bir takım hayallerin peşinde sürüklemeye çalışıyorlar! İçkilerini içerek olan biteni seyreden insanlar, neden birden bire sahaya indiler? Güneydoğudaki olaylara, uzak kaldılar. Şehit haberlerini duymadılar. Hatta, terör örgütü elamanlarının ölüsüne ve dirisine dolaylı olarak; destek açıklamalarında bulundular. Merhamet duyguları kabararak; insanlık adına üzüldüler. Ancak, aynı üzüntülerini nedense; şehit kardeşlerimiz için; çok gördüler.
Ey liseli genç kardeşler! Hala sen onu anlamadın mı? Yalan yanlış haberlerle toplumu geren ve bir kaosa sürüklemeye çalışan bu adamların amacı ne olabilir? Seni çok sevdiklerini mi sanıyorsun? O, zaman hayatlarına bak bakalım; senin gibi kaç tane adam yanlarına yanaşabilmiştir. Yahut kaç tane adam onların desteklemelerine ve yardımlarına ulaşmıştır. HATTA, KAÇ TANE ADAM ONLARIN YANINDA ADAM YERİNE KONMUŞTUR.... SEN HALA ANLAMADIN MI? OYUNUN BAŞKA OLDUĞUNU... sen onların yanında ancak ikinci sınıf, üçüncü sınıf, hatta sınıfı olmayan köle durumundasın aklını başına al...
Ülkemizin gündeminde; bu tür olaylara, zamanla şahit oluyoruz. Özellikle de, kamuoyu nezdinde, her zaman önlerde olan ve zamanla bu özelliğini yitirmiş adamların; böyle çıkışları yapması; dikkat çekicidir.
Son Lise olaylarının arkasından; böyle bir açıklama da, bulunması daha dikkat çekmektedir. Dikkat ederseniz; Bu tür olayların başlangıcı olan liseler; genelde, daha zengin ve varlıklı ailelerin çocuklarının devam ettiği liselerdir. Daha önemlisi bazı liselerin; yabancı devletlerle olan uzak, yakın bağlantılarıdır. Yine de, çok dikkatli olmak lazımdır. Bu da, göstermektedir ki; Eğitim ve Öğretim açısından; köklü değişiklikler şarttır.
Hadi hayırlısı...