RAMAZAN AYI RAHMET AYIDIR
Mübarek ayda gündem o kadar, yoğun oldu ki; sormayın gitsin...
Filistin'e saldırı, seçim atmosferi, maaşlar, dolar oyunları, derken; RAMAZAN ayını yarıladık... Allah bu ayın manevi atmosferinden istifade etmesini nasip eylesin. Bu ayın sorumluluğu içerisinde olan, paylaşma ve bölüşmeyi; herkesin üzerine düşen şekilde almasını, nasip eylesin...
Bu ay boyunca, tuttuğumuz oruçların; bizlere bazı uyarıları olması lazımdır. Belki, Bedenen hayatımızda çok karşılaşmadığımız durumlarla karşılaşıyoruz. Ancak, hiç karşılaşmayacağız anlamına gelmeyen durumlara, hayatımızın belirli bir zamanında; karşılaşabiliriz, mantığı ile; hazırlıklı olmamız gerekir. Açlık ve susuzluk şüphesiz bedeni etkiler. Oruç, buna sabretmeyi öğretir.
Aynı zamanda oruç; tavır ve davranışlarımızı kontrol etmeyi, insanları üzmememiz gerektiği, gerçeğini de; öğretir. İslam medeniyetinin temeli insandır. O halde; asıl amaç, insanı kazanmak, insanı yaşatmak olmalıdır. Bu ay bunun için; bir fırsattır. İnsanın, bir eşrefi mahlukat olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Davranışlarımız, hal ve hareketlerimiz; İslamın çizdiği sınırları zorlamamalıdır. O, nedenle; sosyal hayat çok önemlidir. Yalan, iftira, gıybet, dedikodu, çekememek, kin, cimrilik, hasetlik, gibi özellikler; Sosyal hayatın temeline dinamit koyan gerçekleridir.
İslam; bunlardan uzak durmayı emreder. Sosyal hayatın barış ve sükunet içerisinde olması için; bu ilkelere uymak gerekir. Nasıl ki; yemediğimiz, israf ettiğimiz tüm yiyeceklerin gidiş adresi, çöplük ise; Kötü ve istenmeyen davranışların toplumda ve sosyal hayatta gidiş yerleri de; toplumsal hayatın çöplükleridir. Çünkü, O, davranışlar; temiz bir yerde barınamaz, Yaşayamaz. Yahut, temiz bir yerde olmaması gereken kavramlardır. Bulundukları yerleri kirletirler.
Ramazan ayında yapılan tüm uyarılara rağmen; Ülkemizde, çöpe atılan ekmek rakamları aklıma geliyor. Ürkütücü bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Yediğimiz ekmeğin beşte biri; çöpe gidiyor. Milyarlarla ifade edilen, Milli Servet çöpe atılıyor. Fırıncılar Federasyonu küçük gramajlı ekmek üreterek önüne geçmek istiyor. Neredeydiniz? kardeşim, bu yok olan servet hepimizin zararı değil midir? O ekmeği çöpe atan vatandaşların yokluktan şikayetçi olmaya hakları var mıdır? Geçim sıkıntısından bahsedebilirler mi?
Yeme içme alışkanlığımız etkileyecek olan; Bir nevi, bu reklama dayalı; yiyecek ve içecek projeleri de; israf olarak ortaya çıkmaktadır. Şüphesiz, israfı körüklemektedir...
Devlet kurumunun belirttiğine göre, Bu Ülkede yoksulluk sınırının altında bir gelire sahip olan aile sayısı; toplumun % 18 ini oluşturmaktadır. Yaklaşık bir rakamla beşte biri demektir. Bu kadar yoksulluk sınırına sahip bir Ülke; Vatandaşlarının olduğu bir yerde, insanların gözlerinin önünde her türlü yiyeceğin reklamını yapmak hangi kurala sığar. Gayet yıpratıcı, bir durumdur.
Özellikle Ramazan ayında yapılan israfları, gördükçe;insanın aklı almıyor. Gayet görkemli iftar sofraları sonrası; çöpe giden yiyecekler... Her şeyi anlatıyor. Yoruma gerek bırakmıyor.
Diğer yandan, Asgari ücret uygulaması, bir an önce sona erdirilmelidir. Reklamların, yahut bazı giderlerin vergiden düşürülmesi, gözden geçirilmelidir. Tam tersine; birilerine yardım etmek yerine, çalışarak para kazanmak teşvik edilmelidir. SADAKA VE YARDIMLA GEÇİNEN İNSANLAR YERİNE; EMEĞİ İLE GEÇİNEN İNSANLAR öne çıkmalıdır. Böyle olursa; fakirlik de, muhtaçlık da; ortadan kalkar.
Bunu ben söylemiyorum. Diyanetin bu sene belirlediği Fitre miktarlarının rakamları söylüyor. Siz, varın düşünün. En düşük miktar kişi başı 19 lira. Normal aile, dört kişiden oluşuyorsa; Yaklaşık, Seksen lira tutar. Bir günlük eder, 19 lira olunca; Ayda 5700 eder. Hesap ortadadır. Başka söze ne hacet. Gerçekler, rakamlarla ifade edilir. ZAMAN, ZAMAN Devletin yetkilileri, yahut sivil toplum örgütleri yaptıkları açıklamalarda; Açlık sınırını, yoksulluk sınırını, belirleyen rakamları ortaya koymaktadırlar.
Ümit ediyorum. Bu ay bize israf etmemeyi öğretir. Yine ümit ediyorum. Bu ay bize; toplumsal hayatta, sosyal hayatın kurallarını belirleyen, İslami çizgilere uymayı öğretir. Umarım bundan sonra; hem maddi açıdan, hem manevi açıdan israf etmekten sakınırız. Bizim dışımızdaki insanların; Bu konularda ne kadar sıkıntı çektiklerini, hep aklımızda tutarız. Hem soframıza hakim olalım. Hem, dilimize, tavır, davranış ve hareketlerimize hakim olalım. Kimse bizden, bu iki anlamda; şikayetçi olmasın...
KURTULUŞ REÇETESİ;
Bir insan için, tüm dünya için; Bütün sıkıntıların çözülmesi ve rahat huzur içerisinde, adaletli ve güven dahilinde yaşamanın sırrı; tek cümle ile şöyle izah edilebilir...'' Önce adam gibi adam olarak, İslamı ve de, İnsanlığı, hayatının her saniyesinde yaşarsan; sen de kurtulursun, çevren de; kurtulur... Böyle adamların çoğunlukta olduğu tüm toplumlar ve de; memleketler, tüm cihan kurtulur.......'' Hesap basittir fazla yoruma, ve detaya gerek yoktur...