pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Talha GURBETÇİ
Köşe Yazarı
Talha GURBETÇİ
 

ÖĞRETMENLER VE EĞİTİM ÖĞRETİM

ÖĞRETMENLER       VE      EĞİTİM     ÖĞRETİM   Eğitim Öğretim yılının sona ermesi yakındır. Okullarımızda mezuniyet törenleri yapılmaktadır. Bu törenler yapılırken, genç öğrencilerimizin verilen aralarda okul önlerinde sigara içme yarışına girmesi, eğitim öğretim açısından geldiğimiz noktayı göstermesi bakımından ne kadar acıdır.  Kılık ve kıyafetler kontrol dışıdır... Sanki okulda  alınan  örf  ve  adet bir  kenra  bırakılarak, törenler  düzenlenmektedir. Hatta geçen yıllarda içkili ya da içkiye özendiren mezuniyet törenleri hafızalarımızdadır.  EĞİTİM  ÖĞRETİM   İÇİN     BİR   ÖNERİM  VARDIR  Bence artık, Lise eğitimi birinci sınıf eğitim ve öğretim programı tamamen hayata hazırlık anlamı taşıyan uygulamaların gençlere  kazandırıldığı bir süreç olması gerekir. O, yıl boyunca, gençler topluma nasıl  uyum sağlayacaklarını yaşanılır örnekleri ile kazanmalıdırlar. Hayatın temeli sayılacak iyi ve güzel davranışlar yıl boyu yapılan egzersizlerle, uygulamalarla, gencin hayatında yaşanılabilir refleksler haline dönüştürülmelidir. Bu yıl hayata hazırlanmasının temel ögelerini öğrenen bir öğrenci kardeşimiz, gelecek yıllarda kendinin geleceğini belirleyecek olan eğitim öğretim sürecini daha iyi değerlendirecektir.   Bir nevi eskiden ders olarak verilen vatandaşlık bilgisi, yıl boyu uygulamalı olarak yapılmalıdır. Toplumda uyulması gereken kurallar, sevgi, saygı çerçevesinde yaşanılır hale getirilmelidir. Ahlaklı, dürüst, herkesin özenerek bakacağı bir gençliğe ihtiyacımız vardır. Nesiller arasındaki bağı anca k bu sayede güçlendirebiliriz. Bugün sadece okullarda verilen öğretim ile sosyal hayatın içerisinde yer alan eğitimli gençlerimiz davranış bozukluğu ve çevre rahatsızlığı hareketleri ile, tüm taraflardan tepki almaktadır. Yani eğitim ve öğretimden amaçlanan hedef, gerçekleşmemektedir. Bir de sadece geleceğe ait başarı için, bilgi deposu haline getirilmeye çalışılan neslimiz, farkında olmadan bilgisayar oyunlarının esiri olmaktadır. Sanal dünya ise, tüm değer yargılarımızı hedef almaktadır. Böylece aile içerisinde bile, kendi aralarında kopuk ilişkiler olan bir yaşama biçimi ile karşı karşıyayız... Yaşanılan hayat açısından davranışın, kişiliğin, duruşun, efendiliğin, değer yargılarına bağlılığın, kişiler arasındaki ilişkilerin düzenliliğinin, insana saygının, ne denli önemli olduğunu yapılan örneklerle, kendilerine sunulan iyi, güzel deneyimleri davranış refleksi olarak kazanmalıdırlar. Uygulamalar ile bu davranışlar pekiştirilmelidir. Bu uygulamalar hayatın her alanını kapsayacak kadar geniş tutulmalıdır. Bu davranışların kazanılması ile, insanca yaşanabilir bir ortamın oluşmasına katkı vermesi gerektiğini bunun kendisi ve toplumu için ne kadar önemli olduğunu öğrenmesi, bilmesi gerekecektir.  Örnek nesiller, örnek rol modeller ve örnek çevre oluşumları ile elde edilir. Bunu da ancak benim teklif ettiğim şu anda hayal gibi görünen belki teknik ayrıntıları ile genç ve gelecek neslimize umut olacak projelerle hayat bulacaktır. O nedenle lise bir çağına gelmiş bir insan için, O sosyal hayata alışma ve hayatı tanıma adına yapılacak olan tüm davranışlar,  güzel hal ve hareketler kazanma süreci bir kayıp değil, Ülkemiz için bir kazanç olacaktır. Hatta bu yılın sonunda meslek eğitimini seçecek gençlerin de önünü açmak lazım. Ara insan sıkıntımızı gidermek için... İyi,  güzel, örnek davranışlar, Güzel ahlak, Aileden başlayarak, çevre, arkadaş gurubu, hatta tüm toplumun her katmanında uygulanabilir bir tavır olarak ortaya konmalıdır.  Bu açıdan  sorumlu bir bireyin ne kadar toplum için gerekli olduğunu anlamış olmalıdır. Tam tersine sorunlu bir bireyin toplum için ne kadar zararlı bir birey olarak yetişmesinin toplumun her katmanına ne kadar zarar verdiğini yaşayarak görmelidir.  Bir sepetteki çürük meyvenin, tüm meyveleri çürütmeye aday olduğunu unutmayalım...  İyi, güzel, ahlaklı, örnek teşkil edecek davranışlar ödüllendirilmelidir. Yanlış, kötü ve anormal davranışlardan uzak kalınması gereği beyinlere aşılanmalıdır.  Böylece bir yıl bunun uygulamalı olarak eğitimini alan gençlerimiz daha sonraki hayatlarına daha hazır bir hale gelmiş olacaklardır. O, yaşlarda lise birinci sınıfın ağır müfredatı altında da ezilmemiş olacaklardır. Öyle bir müfredata bir yıl tecrübe kazandıktan sonra, daha hazır bir halde baş etmeye çalışacaklardır. Öğretim açısından da çok önemli bir aşamadır.  Başarılı olamayan bir öğretmen, başarısız olan yüzlerce öğrenci demektir. Öğrencisine örnek davranışları ile, yol göstermeyen bir eğitici, baştan negatif bir durumdur. Öğrencinin hayatına bir yerden dokunmak, atılacak ilk adım olabilir.  Böyle bir hayalin gerçekleşmesi için, Değişik yazılarımda belirttiğim gibi, Öğretmen en kaliteli bir şekilde yetiştirilmelidir. Sonuçta insan yetiştirecektir. Öğretmen yetiştirme hata kabul etmez. Ülkenin öncelikli meselesi olmalıdır. Nasıl ki; öğrencilerin her türlü ihtiyacı Devlet tarafından karşılanırken; Öğretmen arkadaşlar da madden bir düşünceleri olmamalıdır. Kendisini başkalarına muhtaç etmeyecek bir gelir olmalıdır ki; tüm düşüncesini öğrencilerini yetiştirmeye versinler. İdareci kadroların, gereksiz uygulamalarla, sık, sık değiştirilmesi yerine; kalıcı, tatmin edici, işin ehli olan insanların, göreve getirileceği, bir sistemin uygulanması gerekir.   Milli Eğitim, Devlet politikası olmalıdır. Yoksa; rahatsızlıklarımız, bitmez…  İyi bir öğrenciyi, iyi bir öğretmen yetiştirir...  İyi bir öğretmeni; donanımlı, ilmi ve fikri zenginliklere sahip, Milli, Manevi değerlerle donatılmış eğitim yuvaları yetiştirir...  Öğretmen adayları çok sıkı bir elemeden geçirilmelidir. Yavrularımızı, fikri, zikri bozuk, her türlü yabancı, yanlış fikre açık, hatta o fikirlerin esiri olmuş, insanlara nasıl emanet ederiz? Nasıl?  Vatan, Millet, Bayrak, İnanç, kavramlarının kendi dünyasında yeri olmayan bir insan, bu kavramlarla donatılması gereken gençlere, bu kavramları nasıl anlatacaktır, tanıtacaktır...  Bugün öğretmen atamalarında gerekli özenin gösterildiğine inanmıyorum.  Neden derseniz. Devlet aleyhinde yapılan çoğu etkinliklerde göz altına alınanların öğretmen olması ne kadar acıdır...  Gelecek nesillerimizi terör hayranı, tüm değer yargılarına arkasını dönmüş, insanlara emanet edemeyiz...  İyi bir öğretmen mumdur... Meşaledir... Durmadan aydınlatır... Fikri, zikri, inancı, Milli değerleri tanımayan, Maneviyatı olmayan,  yaşantısı bozuk olan öğretmen gelecek nesli sadece karanlığa iter...  Örnek olmak için, örnek olacak şekilde yaşamak gerekir...  ORHAN   ARSLAN
Ekleme Tarihi: 29 Mayıs 2024 - Çarşamba

ÖĞRETMENLER VE EĞİTİM ÖĞRETİM

ÖĞRETMENLER       VE      EĞİTİM     ÖĞRETİM  

Eğitim Öğretim yılının sona ermesi yakındır. Okullarımızda mezuniyet törenleri yapılmaktadır. Bu törenler yapılırken, genç öğrencilerimizin verilen aralarda okul önlerinde sigara içme yarışına girmesi, eğitim öğretim açısından geldiğimiz noktayı göstermesi bakımından ne kadar acıdır. 

Kılık ve kıyafetler kontrol dışıdır... Sanki okulda  alınan  örf  ve  adet bir  kenra  bırakılarak, törenler  düzenlenmektedir.

Hatta geçen yıllarda içkili ya da içkiye özendiren mezuniyet törenleri hafızalarımızdadır. 

EĞİTİM  ÖĞRETİM   İÇİN     BİR   ÖNERİM  VARDIR 

Bence artık, Lise eğitimi birinci sınıf eğitim ve öğretim programı tamamen hayata hazırlık anlamı taşıyan uygulamaların gençlere  kazandırıldığı bir süreç olması gerekir. O, yıl boyunca, gençler topluma nasıl  uyum sağlayacaklarını yaşanılır örnekleri ile kazanmalıdırlar. Hayatın temeli sayılacak iyi ve güzel davranışlar yıl boyu yapılan egzersizlerle, uygulamalarla, gencin hayatında yaşanılabilir refleksler haline dönüştürülmelidir. Bu yıl hayata hazırlanmasının temel ögelerini öğrenen bir öğrenci kardeşimiz, gelecek yıllarda kendinin geleceğini belirleyecek olan eğitim öğretim sürecini daha iyi değerlendirecektir.  

Bir nevi eskiden ders olarak verilen vatandaşlık bilgisi, yıl boyu uygulamalı olarak yapılmalıdır. Toplumda uyulması gereken kurallar, sevgi, saygı çerçevesinde yaşanılır hale getirilmelidir. Ahlaklı, dürüst, herkesin özenerek bakacağı bir gençliğe ihtiyacımız vardır. Nesiller arasındaki bağı anca k bu sayede güçlendirebiliriz. Bugün sadece okullarda verilen öğretim ile sosyal hayatın içerisinde yer alan eğitimli gençlerimiz davranış bozukluğu ve çevre rahatsızlığı hareketleri ile, tüm taraflardan tepki almaktadır. Yani eğitim ve öğretimden amaçlanan hedef, gerçekleşmemektedir. Bir de sadece geleceğe ait başarı için, bilgi deposu haline getirilmeye çalışılan neslimiz, farkında olmadan bilgisayar oyunlarının esiri olmaktadır. Sanal dünya ise, tüm değer yargılarımızı hedef almaktadır. Böylece aile içerisinde bile, kendi aralarında kopuk ilişkiler olan bir yaşama biçimi ile karşı karşıyayız...

Yaşanılan hayat açısından davranışın, kişiliğin, duruşun, efendiliğin, değer yargılarına bağlılığın, kişiler arasındaki ilişkilerin düzenliliğinin, insana saygının, ne denli önemli olduğunu yapılan örneklerle, kendilerine sunulan iyi, güzel deneyimleri davranış refleksi olarak kazanmalıdırlar. Uygulamalar ile bu davranışlar pekiştirilmelidir. Bu uygulamalar hayatın her alanını kapsayacak kadar geniş tutulmalıdır. Bu davranışların kazanılması ile, insanca yaşanabilir bir ortamın oluşmasına katkı vermesi gerektiğini bunun kendisi ve toplumu için ne kadar önemli olduğunu öğrenmesi, bilmesi gerekecektir. 

Örnek nesiller, örnek rol modeller ve örnek çevre oluşumları ile elde edilir. Bunu da ancak benim teklif ettiğim şu anda hayal gibi görünen belki teknik ayrıntıları ile genç ve gelecek neslimize umut olacak projelerle hayat bulacaktır. O nedenle lise bir çağına gelmiş bir insan için, O sosyal hayata alışma ve hayatı tanıma adına yapılacak olan tüm davranışlar,  güzel hal ve hareketler kazanma süreci bir kayıp değil, Ülkemiz için bir kazanç olacaktır. Hatta bu yılın sonunda meslek eğitimini seçecek gençlerin de önünü açmak lazım. Ara insan sıkıntımızı gidermek için...

İyi,  güzel, örnek davranışlar, Güzel ahlak, Aileden başlayarak, çevre, arkadaş gurubu, hatta tüm toplumun her katmanında uygulanabilir bir tavır olarak ortaya konmalıdır.  Bu açıdan  sorumlu bir bireyin ne kadar toplum için gerekli olduğunu anlamış olmalıdır. Tam tersine sorunlu bir bireyin toplum için ne kadar zararlı bir birey olarak yetişmesinin toplumun her katmanına ne kadar zarar verdiğini yaşayarak görmelidir. 

Bir sepetteki çürük meyvenin, tüm meyveleri çürütmeye aday olduğunu unutmayalım... 

İyi, güzel, ahlaklı, örnek teşkil edecek davranışlar ödüllendirilmelidir. Yanlış, kötü ve anormal davranışlardan uzak kalınması gereği beyinlere aşılanmalıdır. 

Böylece bir yıl bunun uygulamalı olarak eğitimini alan gençlerimiz daha sonraki hayatlarına daha hazır bir hale gelmiş olacaklardır. O, yaşlarda lise birinci sınıfın ağır müfredatı altında da ezilmemiş olacaklardır. Öyle bir müfredata bir yıl tecrübe kazandıktan sonra, daha hazır bir halde baş etmeye çalışacaklardır. Öğretim açısından da çok önemli bir aşamadır. 

Başarılı olamayan bir öğretmen, başarısız olan yüzlerce öğrenci demektir. Öğrencisine örnek davranışları ile, yol göstermeyen bir eğitici, baştan negatif bir durumdur. Öğrencinin hayatına bir yerden dokunmak, atılacak ilk adım olabilir. 

Böyle bir hayalin gerçekleşmesi için, Değişik yazılarımda belirttiğim gibi, Öğretmen en kaliteli bir şekilde yetiştirilmelidir. Sonuçta insan yetiştirecektir. Öğretmen yetiştirme hata kabul etmez. Ülkenin öncelikli meselesi olmalıdır. Nasıl ki; öğrencilerin her türlü ihtiyacı Devlet tarafından karşılanırken; Öğretmen arkadaşlar da madden bir düşünceleri olmamalıdır. Kendisini başkalarına muhtaç etmeyecek bir gelir olmalıdır ki; tüm düşüncesini öğrencilerini yetiştirmeye versinler. İdareci kadroların, gereksiz uygulamalarla, sık, sık değiştirilmesi yerine; kalıcı, tatmin edici, işin ehli olan insanların, göreve getirileceği, bir sistemin uygulanması gerekir.  

Milli Eğitim, Devlet politikası olmalıdır. Yoksa; rahatsızlıklarımız, bitmez… 

İyi bir öğrenciyi, iyi bir öğretmen yetiştirir... 

İyi bir öğretmeni; donanımlı, ilmi ve fikri zenginliklere sahip, Milli, Manevi değerlerle donatılmış eğitim yuvaları yetiştirir... 

Öğretmen adayları çok sıkı bir elemeden geçirilmelidir. Yavrularımızı, fikri, zikri bozuk, her türlü yabancı, yanlış fikre açık, hatta o fikirlerin esiri olmuş, insanlara nasıl emanet ederiz? Nasıl? 

Vatan, Millet, Bayrak, İnanç, kavramlarının kendi dünyasında yeri olmayan bir insan, bu kavramlarla donatılması gereken gençlere, bu kavramları nasıl anlatacaktır, tanıtacaktır... 

Bugün öğretmen atamalarında gerekli özenin gösterildiğine inanmıyorum. 

Neden derseniz. Devlet aleyhinde yapılan çoğu etkinliklerde göz altına alınanların öğretmen olması ne kadar acıdır... 

Gelecek nesillerimizi terör hayranı, tüm değer yargılarına arkasını dönmüş, insanlara emanet edemeyiz... 

İyi bir öğretmen mumdur... Meşaledir... Durmadan aydınlatır... Fikri, zikri, inancı, Milli değerleri tanımayan, Maneviyatı olmayan,  yaşantısı bozuk olan öğretmen gelecek nesli sadece karanlığa iter... 

Örnek olmak için, örnek olacak şekilde yaşamak gerekir... 

ORHAN   ARSLAN

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.