Ey dostlar, Dünyaya yayılmış vahşi kapitalizmin, egoizmin esiri olmayalım, kölesi olmayalım. Unutmayalım; kölelik illa da, kollarımızın birileri tarafından kelepçelenmesi değildir. Görünmeyen kelepçeler, ellerimize zaten takılmıştır. Beyinlerimiz, kültürümüz, yaşantımız, yolumuz, onların esiri olduğu müddetçe; her zaman onların kölesi sayılırız. Alış, veriş çılgınlığı yaşarken hep bunu düşünelim, israf etmeyelim.
Yaptığımız israfın, aynı zamanda; Ülkemizi her alanda zayıflattığını unutmayalım. Tüketmeden çöplere attığınız yiyecekler, giymeden kapı önüne koyduğunuz giyecekler, her saniyesini, bir daha geri getirme şansımızın olmadığı boşa harcadığımız zamanlar; üzülerek ifade edelim, her alanda; Devletimize, ekonomimize, zarar vermek anlamına gelmektedir.
Böyle düşüncesizce yaptığımız israf alışkanlığı, aynı zamanda insanlığımız adına; utanç verici bir davranıştır. Aynı zamanda israf; kul hakkıdır.
Sen kendini tüm hasletleri ile; insan olarak kabul ediyorsan, insanca davranmalısın. İsrafı, sorumsuzca yapmak, ne kadar insani bir davranıştır? Dünyada bir yudum su için; binlerce insanın neler yaptığını unutmamak gerekir. Böyle bir davranış; İnsan olduğunu iddia ettiğin halde; karşındakini insan olarak görmüyorsun, anlamına gelir. Dünyanın ortak zenginliğini, kendi malın zannederek; sorumsuzca tüketiyorsun, demektir. Böyle bir davranış ise; insanlık vasfını taşıma konusunda; kendi kendini kandırıyorsun demektir.
Bu tüketim çılgınlığını, yaparken; karşı, fikri savunan insanları; acımasızca eleştirmek, en azından insani bir davranış değildir. Bu anlamda, İsraf yapmamayı öneren insanlara ait olarak söylediğin kötü sözler, yaptığın kötü davranışlar, sende bir rahatsızlık uyandırmıyorsa; o zaman insanlığını tekrar sorgulaman gerekir. Eğer, söz kötü ise; senin ağzında ne işi var? Davranışlar kötü ise; sen onları nasıl yapıyorsun? Bunları sorgulamak, lazımdır
Tüketim ve israf alışkanlığı; her alanda yapılıyorsa; Bir Ülke adına, yapılan en büyük ihanetlerden biridir. İnsani açıdan da sorgulanan bu davranışın; insan psikolojisinden, Ülke ekonomisine kadar; bir, çok zararı bulunmaktadır.
Dini açıdan, yasaklanmış olan bu davranış; aynı zamanda, insanların haklarını gasp etmektir. Hatta zorla almak diye de; yorumlanabilir.
Devletin alacağı tedbirlerle israfı önleme çabaları, güçlü bir irade olarak ortaya çıkabilir. Ancak, bireysel olarak, insanların mutlak manada destek vermeleri şarttır. Bunun hayata geçmesi için; tüketim ve israf konusunda; yeteri kadar eğitim ve bilgilendirme çalışmaları, yapılmalıdır. Bu açıdan, bakınca; gerekirse, İlk Öğrenim çağındaki çocuklara; bir dönem boyu, sürekli olarak; tüketim çılgınlığından ve israftan bahsedilmelidir. Bu aşamada yetişmekte olan bir çocuğun; bu konudaki bilgiyi; adı ve soyadını bildiği gibi; temelden bir bilgiye sahip olarak; yetiştirilmesi taraftarıyım.
Olayı böyle ele aldığımız zaman; başarabiliriz. Yoksa; sadece Devletin alacağı tedbirler yetmez. Devletimizin ve Milletimizin geleceği için; tüketim çılgınlığının, israf alışkanlığının; Ülkeye vereceği zararlar, hep gündem oluşturmalıdır. Bu konudaki Dinimizin görüşü; hep işlenmelidir. Ulusal Medyanın tüm alanlarında; zorunlu yayın olarak, kamuoyu bilgilendirilebilir. Genç nesiller için; zararlı bir alışkanlık olarak, tanıtılabilir. Konuyu böyle gündemde tutarak; Her açıdan Ülkemizin başına gelebilecek olan, tehlikelerin; önüne geçmiş oluruz.
Yetişecek genç nesilleri; bu konuda sürekli bilgilendirmeliyiz. Yapılacak gereksiz harcamaların; aynı zamanda bir insan hakları ihlali olduğunun altını çizmeliyiz.
İSRAF TÜKETİM ALIŞKANLIĞI SADECE DEVLET TEDBİRLERİ İLE ÖNLENEMEZ
İSRAF TÜKETİM ALIŞKANLIĞI SADECE DEVLET TEDBİRLERİ İLE ÖNLENEMEZ Ey dostlar, Dünyaya yayılmış vahşi kapitalizmin, egoizmin esiri olmayalım, kölesi olmayalım. Unutmayalım; kölelik illa da, kollarımızın birileri tarafından kelepçelenmesi değildir. Görünmeyen kelepçeler, ellerimize zaten takılmıştır. Beyinlerimiz, kültürümüz, yaşantımız, yolumuz, onların esiri olduğu müddetçe; her zaman onların kölesi sayılırız. Alış, veriş çılgınlığı yaşarken hep bunu düşünelim, israf etmeyelim.Yaptığımız israfın, aynı zamanda; Ülkemizi her alanda zayıflattığını unutmayalım. Tüketmeden çöplere attığınız yiyecekler, giymeden kapı önüne koyduğunuz giyecekler, her saniyesini, bir daha geri getirme şansımızın olmadığı boşa harcadığımız zamanlar; üzülerek ifade edelim, her alanda; Devletimize, ekonomimize, zarar vermek anlamına gelmektedir.Böyle düşüncesizce yaptığımız israf alışkanlığı, aynı zamanda insanlığımız adına; utanç verici bir davranıştır. Aynı zamanda israf; kul hakkıdır.Sen kendini tüm hasletleri ile; insan olarak kabul ediyorsan, insanca davranmalısın. İsrafı, sorumsuzca yapmak, ne kadar insani bir davranıştır? Dünyada bir yudum su için; binlerce insanın neler yaptığını unutmamak gerekir. Böyle bir davranış; İnsan olduğunu iddia ettiğin halde; karşındakini insan olarak görmüyorsun, anlamına gelir. Dünyanın ortak zenginliğini, kendi malın zannederek; sorumsuzca tüketiyorsun, demektir. Böyle bir davranış ise; insanlık vasfını taşıma konusunda; kendi kendini kandırıyorsun demektir.Bu tüketim çılgınlığını, yaparken; karşı, fikri savunan insanları; acımasızca eleştirmek, en azından insani bir davranış değildir. Bu anlamda, İsraf yapmamayı öneren insanlara ait olarak söylediğin kötü sözler, yaptığın kötü davranışlar, sende bir rahatsızlık uyandırmıyorsa; o zaman insanlığını tekrar sorgulaman gerekir. Eğer, söz kötü ise; senin ağzında ne işi var? Davranışlar kötü ise; sen onları nasıl yapıyorsun? Bunları sorgulamak, lazımdırTüketim ve israf alışkanlığı; her alanda yapılıyorsa; Bir Ülke adına, yapılan en büyük ihanetlerden biridir. İnsani açıdan da sorgulanan bu davranışın; insan psikolojisinden, Ülke ekonomisine kadar; bir, çok zararı bulunmaktadır.Dini açıdan, yasaklanmış olan bu davranış; aynı zamanda, insanların haklarını gasp etmektir. Hatta zorla almak diye de; yorumlanabilir.Devletin alacağı tedbirlerle israfı önleme çabaları, güçlü bir irade olarak ortaya çıkabilir. Ancak, bireysel olarak, insanların mutlak manada destek vermeleri şarttır. Bunun hayata geçmesi için; tüketim ve israf konusunda; yeteri kadar eğitim ve bilgilendirme çalışmaları, yapılmalıdır. Bu açıdan, bakınca; gerekirse, İlk Öğrenim çağındaki çocuklara; bir dönem boyu, sürekli olarak; tüketim çılgınlığından ve israftan bahsedilmelidir. Bu aşamada yetişmekte olan bir çocuğun; bu konudaki bilgiyi; adı ve soyadını bildiği gibi; temelden bir bilgiye sahip olarak; yetiştirilmesi taraftarıyım.Olayı böyle ele aldığımız zaman; başarabiliriz. Yoksa; sadece Devletin alacağı tedbirler yetmez. Devletimizin ve Milletimizin geleceği için; tüketim çılgınlığının, israf alışkanlığının; Ülkeye vereceği zararlar, hep gündem oluşturmalıdır. Bu konudaki Dinimizin görüşü; hep işlenmelidir. Ulusal Medyanın tüm alanlarında; zorunlu yayın olarak, kamuoyu bilgilendirilebilir. Genç nesiller için; zararlı bir alışkanlık olarak, tanıtılabilir. Konuyu böyle gündemde tutarak; Her açıdan Ülkemizin başına gelebilecek olan, tehlikelerin; önüne geçmiş oluruz.Yetişecek genç nesilleri; bu konuda sürekli bilgilendirmeliyiz. Yapılacak gereksiz harcamaların; aynı zamanda bir insan hakları ihlali olduğunun altını çizmeliyiz.
Ekleme
Tarihi: 01 Haziran 2016 - Çarşamba
İSRAF TÜKETİM ALIŞKANLIĞI SADECE DEVLET TEDBİRLERİ İLE ÖNLENEMEZ
İSRAF TÜKETİM ALIŞKANLIĞI SADECE DEVLET TEDBİRLERİ İLE ÖNLENEMEZ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.