Neleri kaybetmişiz bayram sonrası öneriler
BİR BAYRAM HATIRASI
Memlekete ziyarete geldik. Bahane bayram... Aslında özlem, hasret... Bayram olması da, buna sebep oluyor. Ata toprağını ziyaret. Geçmişlerimize rahmet dilemek...
Şehre indiğimizden beri, Sağolsun dostlar ikram için yarışıyor... Özlemini çektiğimiz sözleri, davranışları büyük bir mutlulukla izliyoruz. Evet güzel örflerimizi, geleneklerimizi kaybetme yarışındayız. Bu güzel özellikleri koruyan nadir de olsa Anadolu şehirleri var. Devletimiz buralara daha fazla sahip çıkmalıdır.
Nedense bu şehirler hep ihmal edilir. İktidarların en fazla destekçisi olan bu şehirler, bir türlü iktidarlar tarafından hak ettikleri değeri elde edemezler. Hep ikinci sınıf muamelesi görürler. Gençleri hep ekmek bulmak için gurbet ellere gitmek zorundadırlar. Bu demek gözyaşı, ayrılık, hasret, memleketi terk etmek demektir. Bütün bunlar kimin umurunda ola ki...
Üstelik Vatan savunmasında da en önde onlardır. Verilen şehit sayıları üçlü rakamlarla ifade edilir...
Bütün bu karmaşık duygularla Bayram geçirmeye geldik memlekete...
Derin bir ahhh... Çektik. Yaşadıklarımız şöyle hafızamda canlandı.
Evvelden annelerimizin, eşimizin misafir gelecek telaşına düşüp, evi seferber ettiği anlar geldi aklıma. Şimdi bizim oğlanın evinde de aynı telaşa... Misafir var...
Aklımı yokladım şöyle, hafızamı zorladım. Acaba, misafir eksik olmayan hanemizde biz gurbette bu telaşeyi ne zamandır yaşamadık acaba? Soframız hala zengin ve herkese açık. Allah'a şükür... Ancak mekanlar haneler değil, lokantalar, sosyal tesisler...
Öyle ya bayanlar da artık günlerini buralarda yapıyorlar. Evlerde kim uğraşacak!
Modern denilen zamane hayat şartları bizi bir yerlere savurdu. Arkadaşdan, dosttan, yarenden uzaklaştırdı. Araya sibirya rüzgarları girdi. Malum güneşler artık o buzları eritmiyor...
Herkeste bir telaş, herkeste bir koşuşturmaca, herkeste bir beklenti ve yarış... Sanki bir şeylerin yarışı bizi almış değişik ortamlara götürmüş...
Bakın telaş hanelerimizde neler var...
Ev, araba, yazlık, kışlık, daha daha rahat Ortam mekan arayışları... Özde yalnızlık... O, ortamlarda esen sibirya rüzgarları...
Oysa insanlara önerimiz; Evlerinizde bayram telaşesi olsun... Temizlik, yemek, misafir...
Birbirinizi arayınız, daha çok görüşünüz... Daha çok sevgi sözleri konuşun uzaktakilere yazın. Mümkünse yüz yüze, gayet sıcak ortamlarda buluşunuz...
Bırakın milyonluk 120 ay vadeli evlerinizin yalancı konfor sunan yalnızlıklarını... Geniş avlulu, çocukların neşe ile koşuştuğu dede ve ninelerin mutluluk içerisinde coştuğu evleri hayal ediniz.
O evlerde, Anneanneyi babaanneyi dedeyi torunları yeğenleri buluşturun. Bir sıcak ortam oluşsun... O anlarda herkesin elinden cep telefonlarını alınız...
Çocuklarınızı, gençlerinizi,fazla özgür bırakmayın. Tüm aile ve sülale bireyleri ile tanıştırın. Yaptığınız seyahatlerde aile bireylerinden birisini mutlaka alıp yanınızda akrabalarınızla tanıştırmak için götürün. Tanıştırın, kaynaştırın...
Etrafınıza bakınız ne göreceksiniz! Şimdiki gençler, çocuklar anne babasıyla hiçbir yere gitmiyor. Arkadaş ortamına girmiyor. Bahane hazır. Neymiş, dersi varmış. Aslında o bahanenin arkasında yatan gerçek bilgisayar bağımlılığı ve onun getirdiği sosyal hayattan uzaklaşmak ve doğal sonuç; yalnızlık...
Anne ve baba ise bu ortama uyum sağlıyor. Bir nevi gencin yalnızlığa çekilmesine destek oluyor. Çeşitli bahaneler ile komşuluk ilişkilerini bile, yıpratıyor.
O zaman o gençleri, odalarında İnternete yalnızlığa depresyona mahkum edersiniz.
Oysa hayatın gerçeklerinden ne kadar uzaklaştırdığınızın farkında mısınız?
Dini anlamda yeteri kadar bilgiye sahip değil ise, kaçınılmaz bazı sonuçlara hazırlıklı olunuz. Zaten Aile ortamında Dini, Milli değerler yeteri kadar tanıtılmadı ise, okulda bu eğitim sisteminin üzerine koyacağı fazla bir katkı olmayacaktır. Üstelik çevre ve yanlış arkadaş grupları, gelecek nesli derin bir girdabın içerisine çekmektedir.
Çocuklarınızla, gençlerinizle daha fazla birlikte olun.
Modern denilen apartman hayatının getirdiği doğal sonuç yalnızlıkların esiri olmaktır.
En azından iletişim araçları ile birbirinizi arayın, sorun, derin, derin sohbetler edin...
Alo deyin birbirinize... Dertleşin, neşeli sözler ile motive edin...
En önemlisi birbirinize dua edin. Dua ile ilgili ilahi mesajları hatırlayın...
Gelin şu sıcacık ortamların oluşması için hep birlikte hareket edelim.
Bayramlar tatil mekanlarında geçirilecek günler değildir. Aile huzurunu bile, tatil mekanlarının sağır duvarlarına hapis etmeyin... Tüm sıcak ortamlara çocuklarınızla birlikte katkı verin. Bakın hem onlar hem siz, hem çevreniz ne kadar mutlu olacaksınız...
Hadi bakalım hem ailenizin, hem gençlerinizin sosyal hayat huzurunu sağlamak sizin elinizdedir. Bu konu ihmale gelmez. Yoksa ilerleyen yıllarda terk edilmişlik lere, sonuçta huzur evlerine teslim olma gerçekleri ile ödersiniz. Siz büyüklerinize, yaşlılarınıza nasıl davranırsanız, gençleriniz de sizler aynısı ile karşılık verecektir.
Bu Bayram ziyaretinin en heyecanlı anları ise, yıllarca verdiğimiz eğitim öğretim yıllarımızda yetiştirdiğimiz gül kokulu, çiçek misali öğrenci arkadaşlarımızın Vatan aşkı ile değişik alanlarda görev almış olmalarıdır. Bugün sayıları binli rakamlara ulaşan öğrenci dostlarımızdan en az onda biri ile şehirde buluştuk. Akademik lanad görev alanından memuriyetin her alanında görev alan dostlarımız, her mesleğin içerisinde Vatanına hizmet aşkı ile yanan tutuşan biner... İşte kazanımlarımız. İşte eserlerimiz... İşte dualarını aldığınız insanlar...
Bu zenginliği anlamanız için yaşamanız gerekir. Bu anı yaşayamayanların anlamayacağı bir gerçektir. Her meslekten her kademede görev alan binler, ne demek onu yaşayanlar bilir. Sıcak bir tebessüm, bir gülüş, bir kucaklaşma... İşte gerçek zenginlik... Zenginlik arayanlara duyurulur...
İnsan sosyal bir varlıktır. Asla unutmayınız. Önemli olan sağlıklı sosyal hayat alanlarını keşfetmektir.Güzel anılar biriktirin. Güzel ve iyi dostlar kazandınız. Bakın o zaman çok zengin olacaksınız... Hayal edemeyeceğimiz kadar zengin...