Sivas ili ve ilçelerimizde köklü geleneklerimizin yaşatılması ve tanıtılması
adına yapılan çalışmaların, program ve etkinliklerin sayısının artırılması gerekmektedir.
Bu konuda elbette ilimiz ve ilçelerimiz idarecilerine, halkbilimcilerine, edebiyatçılara, eğitimcilere, ustalara, çıraklara, âşıklara ozanlara şairlere, gazeteci ve köşe yazarlarımıza, televizyonlara büyük görevler düşmektedir.
Kültürel maden olarak gördüğümüz Sivas’ımızın iyi bir şekilde işlenmesi ve bu madenlerin ülkemize kazandırılması gerekmektedir.
Tarih şehri, Kültür Şehri, Âşıklar, Ozanlar, şairler Şehri olan Sivas’ın tanıtımı bu bağlamda hiçte zor olmasa gerek. Tarihi zenginlikleri kadar yer altı ve yerüstü zenginliklere de sahiptir. Sadece iyi tesislerin olmaması, yatırımların yeterli olmaması ve tanıtım eksikliği yaşanmaktadır. Sürekli göç veren ve köyleşmeye başlayan bir il olmak istemiyoruz. Sivas için verilen sözlerin yerine getirilmesi ekonomi, sanayi ve kültürel gelişimini en üst seviyelerde tamamlayan iller arasına girmesi gerekmektedir.
Bunca yer altı ve yer üstü zenginliklerine sahip kaç il var. Tarihe başkentlik yapmış, kültürel, tarih zenginliğiyle adından söz ettiren bir ilin göç vermesi üzücüdür.
Herkesin bildiği gibi âşıklık, ozanlık, şairlik ve şiir yorumculuğu özel yetenek, bilgi, beceri ve yoğun emek isteyen saygın bir meslektir. Her insan şiir yazamaz ve yazanlarda yorumlayamaz. Hepsi ayrı bir kabiliyet gerektirir. Hiçbir ilde Sivas ilinin sahip olduğu kadar şair, ozan ve aşığa rastlanmamaktadır. Bu alanda Sivas birinci konumdadır. Sadece fırsatlar verilerek bir araya getirilmelerini ve etkinliklerde buluşturulmalarını sağlamak için çaba gösterilmeli ve faaliyetler yapılmalıdır. Yapılan ve yapılacak faaliyetlere gerek halkımızın gerekse protokolümüzün tam destek vermeleri ve yanlarında olmaları gerekmektedir. Yapılan etkinliklerin kültürümüze, turizme katkıları inkâr edilemeyecek kadar büyüktür. İnsanların gezerek, görerek ve tanıyarak yaptığı tanıtımlar reklamım en vazgeçilmez ve etkili yöntemidir. Kulaktan dolma şeylere değil insanlar gördüklerine ve tanık olduklarına inanır ve unutmazlar.
Toplumda yaşanan güvensizlik ve ayrışmaların hızla artıyor olması, birlik ve beraberlik söylemlerinin ciddiye bile alınmıyor olması da yapılan kültür faaliyetlerine ilgisizliği artırmaktadır. Ne yazık ki küllenmiş geçmişe ait ne varsa tartışma konusu ediliyor. Yeniden yaşatılıp canlandırılmaya çalışılıyor. Geleceğe yönelik tatmin edici çalışmaların yetersiz olması hatta yapılmaması da endişe vericidir. Düşünen ve üreten beyinler yetiştiremez ve her şeyde hazıra konan nesillerle nereye kadar gidebiliriz. Değerlerine sahip çıkmayan bir toplumda çözülüş ve çöküş kaçınılmazdır! Sanatta ve şair ve yazın insanında bencillik, hainlik olmaz. Makamı, etiketi olmaz. Ele ele vererek hiçbir şekilde ayrım yapılmadan kültürümüze sahip çıkmalıyız.
Yeni yetişen nesillerin kültürümüzü tanıyarak sahip çıkması gerekmektedir. Bu konuda bizlere büyük görevler düşmektedir. Sergileyeceğimiz örnek davranışlarla onları bilgilendirmeli ve ilgilerini çekmeyi sağlamalıyız. İnternet ve hazırcı gençliği kafelerden kurtarmalı verimli hale getirmeliyiz. Kültürel etkinliklere yönelen gençlerimize iyi alışkanlık ve beceriler kazandırarak kötü alışkanlıklarından da uzaklaştırmış oluruz.
Genç nüfusa sahip ilimizde ve ülkemizde başarılı saygın nesiller yetiştirerek geleceğimizi gönül rahatlığıyla emanet edebiliriz. Nevin KILIÇ