Ülkemizin, başta gelen sıkıntılarından bir tanesi; trafik kurallarına uymamaktır. Her sene çeşitli zamanlarda, gündeme gelir, tartışılır, sonuçta bir çözüm üretilemez. Trafiğin yoğun olacağı zamanlarda; tedbirler alınır, ancak; trafik kazlarının önü alınmaz. Yasal düzenlemelerle, maddi cezalara artırılsa da; önü yine alınmaz. Amaç, en aza indirmek, olmalıdır.
Son günlerde Bağdat caddesinde; hız yapan gençlerin, sebep olduğu kazalar aklıma geldi. O kadar güçlü paralara sahip olan insanlar için; hem para cezaları hafif gelmektedir. Hem de; bir manada hapis cezalarından kurtulmaktadırlar. Ölen çiçekçi çocuğun ailesine; kan bedeli teklif edildiği söylenmektedir. Neyse o, bizim konumuzun dışındadır.
Bu kazaların önünün alınması için; demek ki, yeteri kadar ceza verilmemektedir. Caydırıcı olma özelliğinden, uzaktır. Adeta, kullanıcı kişiler, ceza miktarları ile; alay etmektedirler. O zaman aklıma şöyle bir şey geldi. Ben de diyorum ki; Aynen Genel sağlık sigortası uygulamasında olduğu gibi; trafik kurallarına uymayan şahıslara; gelir durumlarına göre, ceza verilsin. ÖYLE YA, gelir durumu çok yüksek olan bir kişi için; kırmızı ışıkta durmamanın cezası, çok komik gelmektedir. O hatayı işlemekten, onu uzaklaştırmamaktadır. Hata, o hatayı işlemekten, zevk almaktadır. Kısacası, caydırıcı özelliği yoktur. Öyle ya; asgari ücret geliri olan bir insan için; kırmızı ışıkta geçmenin cezası; şahsı sarsacak kadar, ağırdır. Aynı gelir düzeyinde olmayan bir şahıs için; eğer gelir düzeyi yüksek ise; kırmızı ışıkta geçmenin cezası onun için; çekirdek parasıdır. Hal böyle olunca; o, cezanın caydırıcılığı olmaz. Eğer, gelir düzeyine göre cezalar yeniden yapılandırılırsa; belki caydırıcılık oranı yükselebilir. Örneğin, gelir düzeyine göre; kırmızı ışıkta geçen bir insan; asgari ücretlinin ücretine göre; tanzim edilmiş olan para cezası karşılığı, gelirine göre; ceza ödemelidir ki; o şahıs, o suçu işlemekten, uzak dursun. Ödediği para, canını acıtsın. Ayrıca; paraya çevrilmeyecek olan, hapis cezaları getirilsin. Benimki si, bir teklif. Uygulayın bakalım sonuçlarını, hep birlikte görürüz.
Özellikle, şehirler arası yollarda; TIR ve Kamyon denetimleri, yok denecek kadar azdır. Tek şeritte, sollama yasağı olan; kimi ağır vasıtalar; çoğu zaman üç şeridin, tamamını kaplar hale gelmektedirler. Bunların hız limitine uymadıkları, bir gerçektir. Zaman, zaman yollarda bulunan trafik arabalarının olması bile; onların bu suçları işlemesine engel değildir. Bugünün imkanlarında; adamların ne kadar hızla gittiğini tespit etmek çok kolaydır. Bunun önüne geçilmesi için; mutlaka acil tedbirler alınmalıdır. Örneğin; cezalar daha da artırılabilir. Elektronik denetleme sistemleri daha çoğaltılabilir. Öyle bir hata yapan şoförün cezalandırılması yetmiyor ise; kamyona da ceza verilebilir. Denetleme yapan; polis ekiplerine nasıl ki; diğer birimlerde olduğu gibi, ödül yönetmeliği uygulanıyorsa; aynı uygulamanın şahıslara ya da ekiplere denetlediği araç kadar, trafik kurallarına uymayan sürücülerin denetleme sayısı kadar teşvik edici ödüller verilebilir. Kamyon, ya da TIR şirketlerinden aynı şirkette çalışan filoların kaza yapma, hata yapma, trafik kurallarına uymama, oranlarına göre, serbest ticaret yapma, izni kısıtlanabilir. Hata sayısı fazla olan firmaların, lisansları iptal edilebilir. O kadar seçenek var ki; hangisi uygulandığında, sonuç alabilecekseniz, onu hayata geçirebilirsiniz.
Vergi yasalarının değişeceği söylenilen şu günlerde; trafik kurallarına uyma, ya da uymama konusunda özeni ortaya koyan yeni yasalar beklemek hakkımızdır. Böyle bir çalışmanın yapılmasını bekliyoruz. Yukarıda belirttiğim gibi; gelir düzeyine göre; verilecek olan para cezalarının caydırıcı olacağı fikrindeyim. Ayrıca, hatalı kullanmayı adet haline getirmiş olanları, ömür boyu trafikten men etmekten, en ağır cezaların verilmesinde kadar, bir sürü seçeneğin önümüzde durduğuna inanıyorum. Yeter ki; kararlı olalım. Kimsenin gözünün yaşına bakmadan, Halkın huzuru ve can emniyeti için; gereğini yerine getirelim. Eğer, bu can emniyeti çok ağır cezalar vermekten geçiyorsa; bu kararları almaktan da; geri durmayalım. Bizim, öyle (yöneticiler açısından) seyirci olarak, bu olayları seyretmemiz, daha ağır sorumluluklar getirmektedir. Onu belirtelim, dedik.
Bir anlamda; bu trafik kazası anarşisinin önüne geçmek için; tedbirler almak, zorunluluğumuz vardır. Bir yılda verdiğimiz kayıp; sonuçta büyük rakamlara ulaşmaktadır. O halde, bu kayıpları önleyecek, tedbirler almak üzerimize bir borçtur. Yönetici konumundaki insanlar; umarım yeni yasama döneminde; olayı daha ciddiye alırlar... Trafik suçlarının cezalarını, tekrar gözden geçirirler...