Yeni 2014-15 Öğretim yılı; öncelikle hayırlı uğurlu olsun diyoruz. Vatana ve Millete yararlı vatandaşların yetişmesine vesile olsun. Yine öncelikle; MİLLİ Eğitimde alınan yeni kararlar, başarıları getirsin temennisinde bulunuyoruz. Allah utandırmasın, hayırlı ve uğurlu hizmetlere vesile olsun. Yapılan yeniliklerin devamını diliyoruz. Yaklaşık elli senedir ne olduğu üzerinde çalışılan Milli Eğitim politikamız; Zamana, Bilime, Milli ve Manevi değerlerimize uygun hale dönüştürülsün istiyoruz. Yöneticilik, hakkında alınacak radikal kararları destekliyoruz. İdareci ve yönetici kadroların atandıktan sonra; oradan krallık gibi, bir daha başka yere atanmamaları ve ömür boyu yönetici olarak kalmalarını sakıncalı, buluyoruz. İdarecilerin devamının başarısına, bilgi ve becerisine, yetenekliliğine bağlı olmasından yanayız. Öğretmenlikte aranan pedegojik formasyon mecburiyetinin; idareci seçilecek kişilerde de; ayrı bir özellik olarak ortaya çıkmasından, yanayız. Ben bir kez idareci oldum. Artık, bana kimse dokunamaz veya idareciliğimi kimse alamaz ,mantığı yanlış ve sakıncalıdır. Öğretmen arkadaşların senelerce, aynı okulda çalışmasını da, doğru bulmuyorum.
Şehrimizdeki orta öğrenimin birkaç meselesine değineceğim. Birincisi, okulların bir arada olarak uygulanan kampüs fikrinden vazgeçilerek; her okulun kendi bahçesinin oluşturulması gerekiyor. Bir okulu bile kontrol etmenin zor olduğu bir zamanda; üç, beş okulun öğrencisini kontrol edememenin getirdiği sıkıntılar yaşanıyor. Başka okulun öğrencileri herhangi bir okulun bahçesine gelerek orada kontrolsüz hareketler yapabiliyor. O, okulun öğrencisi olmadığı için, oranın yöneticilerini ciddiye almıyor. Böylece okulun giriş ve çıkış saatleri de bazen aynı olduğu için, kontrolsüz bir kalabalık oluşuyor. Zaten gençlik yaşı olarak en zor dönemlerini yaşayan çocuklar, bu kontrolsüz ortamdan farkında olmadan yararlanarak daha da yaramaz veya kontrol dışı olabiliyorlar. O, nedenle her okula bağımsız ihata duvarları yapılmalıdır. O, okulun öğrencileri kendi okullarının bahçesinden dışarı çıkmamalı ve orada kontrol edilmelidir. Gerekirse, Milli Eğitimin imkanları zorlanarak bu yapılacak şeyler en kısa zamanda hayata geçirilmelidir. Özel güvenlik ve kontrol noktaları oluşturulmalıdır. Bu imkanların her okulda olacağına inanıyorum. Amacımız; edepli, çevresine saygılı, inançlı ve vatansever bir gençlik yetiştirmek ise; bu uygulamanın en kısa zamanda yaşanır olması lazımdır. Unutmayalım kontrol edilemeyen güç, tehlike saçar. Eğer, kampüs fikri hayata geçecek ise; onun da tedbirleri daha okullar yapılmadan alınmalıydı. Çevre duvarı dahi olmayan, yol geçen hanı misali okulları, hangi yöntemle disipline etmeyi, yahut çevreden gelecek zararlardan korumayı düşünüyorsunuz? Yapalım da; sonrası gelir. Mantığı doğru bir mantık değildir.
İkinci önemli husus: okulların giriş, çıkış saatlerinin düzenlenmesidir. Diğer büyük şehirlerimizde olduğu gibi giriş saati, 8,30 veya 9.00 olmalıdır. Öğrenci uykusunu almış kahvaltısını yapmış, rahat bir ortam içerisinde güne başlamış olur. Bu da önemlidir. Hele öğrencinin uzak bir yerden servisle okula geldiğini düşünürseniz; erken bir saatte kalkması ve doğal olarak, kahvaltı yapmadan okula gelmesi demektir. Bütün uzmanlar öğrenci için, kahvaltının ne kadar önemli olduğunu vurguladıklarına göre; başka söz söylemeye gerek yoktur. Buna bağlı olarak öğlen araları ya 45 dakikaya, veya bir saate indirilmelidir. Ondan fazlası hem eğitimi aksatıyor, hem öğrenciyi gevşetiyor. Ayrıca o, uzun aralar öğrencinin kontrolsüz bir şekilde dışarı çıkmasına neden oluyor. İstenmeyen olaylar gelişiyor. Eğer okulların fiziki şartları da uygun olursa; kapıları kapatılarak, okul çıkışına kadar güvenlikçiler tarafından kontrol edilmelidir. Bu zaman içerisinde, öğrencinin dışarıya çıkması engellenmelidir. İşte, o zaman okul idarecilerine düşen görev; okul içerisinde öğrencinin kaldığı zaman içerisinde rahat edebilmesi için uygun fiziki ortam oluşturulmalıdır. Ona göre okul içi hizmet sektörü daha ciddi ve tatminkar, olmalıdır. Bu alanda her türlü denetim, sağlanmalıdır. Kantin çeşitleri, zenginleştirilmeli, spor ve oyun alanları oluşturulmalıdır. Böylece öğrenci okula geldiği andan, çıkacağı zamana kadar okul içerisinde olacak ve yöneticiler tarafından kontrol edilecektir.
Üçüncüsü ve en önemlisi Bakanlığın girişimleri ile bir kez daha gündeme getirilen öğrencinin devamsızlık olayı kontrol edilmeli anında takip edilmelidir. Veli bilgilendirilmelidir. Gerekirse; veli öğretmen, idareci ilişkilerine ağırlık verilmelidir. Öğrencilerin aileleri ile sürekli irtibat içerisinde olunmalıdır. Veli ilgisiz davrandığı zaman; ayağına kadar gidilerek konudan haberdar edilmelidir. Devamsızlık, konusu çok önemlidir. Amacımız, insana hizmet ise; bu görevler istek ve arzu ile yapılmalıdır. Öğretmen arkadaşlar bu işe, teşvik edilmelidir. Boş olan, okuldan kaçan, her öğrenci her türlü tehlikeye açık demektir. Onu o tehlikelerden korumakta, aynı zamanda bir okul görevidir unutmamak lazımdır. Bazı okullarda üzülerek ifade edelim ki; sene içerisinde aynı sınıfa giren öğretmen arkadaşlar; o sınıf için bir araya gelerek, toplantı dahi yapmamaktadırlar. Onsan sonra da; kendi hakları için arayış içerisinde olmak adına, çalışmalar yaparlarken; kendilerinin asli görevlerini de unutmamalıdırlar.
Bütün eğitim ve öğretimin taraflarına başarılı ve sorunsuz bir yıl dilerim. Gelecek, yıllarda dershane sıkıntısı da ortadan kalkacağına göre; Devlet okulları ile, bu açığın kapatılması için çalışmaların yapılması, gerekmektedir. Bu konuda okullar, üzerine düşen görevlerini yerine getirmelidirler. Teneffüs adına yapılan yeni uygulama doğrudur. Aynı yürekliliği, resim, beden eğitimi ve müzik, derslerinin seçilmesindeki uygulamasında yapılan seçimin, değiştirilmesini bekliyorum. Çocuk yeteneğine göre; bu derslerden birini seçebilir. Seçtiği dersin haftalık saati artırılarak, hem o branşa ait eğitimi daha fazla almış olur. Hem de, yeteneği olmayan bir branşa zorlanmamış olur. Öğretmen istihdamı açısından da sıkıntı olmaz. Bu derslerden birini seçen öğrenci, diğer derslerden haftada alacağı ders saati kadar, seçtiği dersten eğitim alacaktır. Bu yazdığım konuların takipçisi olacağım. Bakanlık birimlerine de aynı konuları ileteceğim. Bu benim vatandaşlık görevimdir. Gelecek nesiller, bizim geleceğimizdir.