BAZI AKADEMİSYENLER BİLDİRİ YAYINLAMIŞ             Ülkemizdeki akademisyenlerimizin bir kısmı, ne kadar duyarlı görüyor musunuz!!! Adamlar; Devletten tarafa değil, terör örgütünden tarafa saf tutuyorlar. Bu bildiriyi başka türlü okumanın anlamı yoktur. Bu işin; lamı, cimi olmaz. Bal gibi taraf tutmaktır.., taraf... Örgüt tarafı...              Onlar için; görevi gereği orada bulunan, VATAN ve Milletini savunmak adına görev yapan, bu uğurda; şehit olan, gazi olan, bulunduğu yeri savunan adamların, değeri yoktur. Ancak, Devlete karşı, her anlamda savaşan, ölen, terör örgütü mensuplarının; o tür adamların yanında; değeri daha bir başkadır. O nedenle; onlara destek olmak adına; bildiri yayınlamaktan çekinmezler... Onlarla birlikte görünmek idealleri arasındadır.              Hadi bakalım, yetkili merciiler; bu aymazlık karşısında ne yapacak? merak ediyoruz. Yine sineye mi çekilecek? Duymamazlıktan mı gelinecek? O, adamların yaptıklarının, açıkladıkları metnin; yargıdaki karşılığı, durumu nedir? merak ediyoruz. Kamuoyu da; bizimle birlikte merak etmektedir.              Düşüncesi, fikri bu olan; bir bilim adamı kisvesi takmış, bu adamlara; masum, saf, temiz Anadolu  çocuklarını, ilim öğrensinler, diye; nasıl emanet edeceğiz. Kendisinin kafası karışık olan, bu şahıslar; nasıl, bağımsız, tarafsız, sadece ilim öğretmek adına; tavır sergileyebilirler!!!  Adamlar taraf, Adamlar yanlı...  Sanki bir siyaset adamı, sanki ideolojik bir lider, gibi davranmaktadırlar.              Baş kaldırdıkları kim? DEVLETİN tüm kurumları... Bu adamlar nerede görev yapıyorlar? Devletin kurumlarında... Askerinden, polisinden, siyasetçisinden, idarecisinden, her tür insanı karşılarına alarak; bu çıkışı yapıyorlar... O zaman sormak lazım, bunların arkasındaki güç nedir? Neyi planlıyorlar? amaçları ne?  Devletin her türlü nimetlerinden yararlanarak; Devlete kafa tutmak ne anlama geliyor?              Tüm bunlara karşın; Yargı ve Devlet yöneticilerinin tavrı ne olacak, bekliyoruz...              Asıl görevleri olan; bilim adamı olma özelliklerini yitirmiş, bu tür adamları; kendi alanlarında başarılı olmak adına, donanımlı olmak adına, yeterli olmak adına; yapılan çalışmalardan çok; siyasi arenada çeşitli nedenlerle boy gösterme çabaları, içerisinde görüyoruz. Asıl görevlerindeki başarısızlıklarını, böyle mi örtmeye çalışıyorlar... Zaten, Üniversitelerin, Uluslararası   bazında yapılan değerlendirmelere baktığımız zaman; gerçek değerlerini görüyoruz. Dünyadaki ilk 500' lerde bile olamayan, bu sözde ilim adamlarını; öncelikle kendi sahalarında başarılı olmaya davet ediyoruz. Dünyaca kabul edilmiş, hangi başarıya imza atmışlar, onu merak ediyoruz. Hangi çalışma ile; kendilerinden bahsediliyor, onu merak ediyoruz. Bilim adamı kimliklerine sığınarak; hiç de ilgileri olmayan konularda, yorum yapmalarını, hareket etmelerini, doğru bulmuyoruz. Eğer, siyaset yapma dürtülerine hakim olamıyorlarsa; o zaman, çıksın siyaset meydanına, elindeki tüm güçleri ile; siyaset yapsınlar...              Buna akılları yetmiyorsa; o zaman oturup kendi alanlarında başarılı olsunlar... Böyle gereksiz davranışlarla; geçmişte de yaptıkları gibi; Ülke gündemine oturmalarını, şiddetle kınıyoruz. Bu konuda ilgilileri göreve davet ediyoruz. Öyle her önüne gelen, her türlü sorumsuz açıklamayı yapacak olursa; O zaman Ülkenin hali ne olur...              Ülkemdeki tüm akademisyenlerin aynı durumda olmadığını biliyoruz. Bu tür yanlışı yapan kadrolar; zaten o makamları, ahbap, çavuş ilişkisi ile doldurdular. Ciddi olarak araştırıldığı zaman, bu ilişkiler; su yüzüne çıkacaktır. Akrabalık, yakınlık, dostluk, ideolojik yol arkadaşlığı  ve buna benzer ilişkilerin ne kadar önde olduğunu görebilirsiniz.  Bu durumdaki, Çoğu insanın, o elde ettikleri makamları; kendi bileğinin gücüyle; hak ettiklerine inanmıyorum. Böyle bir bağ  ile; öyle makamları elde edenler; yeri gelince; bedelini ödüyor olabilirler...              Vatanını ve Milletini seven tüm akademisyen kadrolardan; bu bildiriye karşılık; Devletin yanında olduklarını ifade eden; bildirilerini bekliyoruz. İnsanımız; Üniversite kadrolarının, bu tür yanlış adamların elinde olmadığını görsün, içi rahatlasın, diye... Hadi bakalım, göreve...