DOĞU TÜRKİSTAN DAN DOĞRU HABER ALMAK
Çağımızın, iletişim çağı olduğunu; hep belirtir dururuz. İnsanlık adına gurur verici, bir durum diye seviniriz.
Çin 'de; yaşanan son olaylar, haber alma, habere ulaşma, doğru haberi kaynağından elde etme, gibi; özelliklerimizin yeterli olmadığını ortaya koymuştur. Aslında, bir anlamda Ülkemiz adına, endişe verici bir durumdur.
Haber alma kaynaklarımızın, daha ciddi alt yapılarla yeniden teşkil edilmesi gerekmektedir. Burada, bir kaç farklı yorumu yapmak durumundayım. Bugün Dünyayı sarsan; doğru ya da yanlış, bilmem ne belgeleri ortaya çıkarılmaktadır. Bunun altında yatan gerçek; haber alma kaynaklarının, güçlü olmasındandır. Bu haber alma kaynaklarının verilerine göre; Dünya üzerinde, çeşitli oyunlar oynanmak istenmektedir. Haber alma, haberin kaynağına ulaşma, ilk ağızdan gerçeği bulma çabaları, bu kadar önemli bir durumdur. Yoksa, haber alma kaynaklı, servis edilen; aslında bazen içinde doğruları da bulunmayan bu çabalar; sizi, Dünya kamuoyu önünde zor durumda bırakabilir. Kısacası bu kadar önemli bir konudur.
Buna karşılık, Devletin kendi haber edinme kurumları vardır. Bunun yanında; Ulusal basının serbest anlamda; bu alanda çalışma yapması gereken elemanları, vardır. Devletin bir ajans birimi vardır. Uluslar arası, çeşitli ajans kurumları, mevcuttur. Hatta, gizli dinleme yapabilen, yapılanmaları vardır. Hoş, son zamanlarda; o, haber edinme birimlerimiz; kendi içerimizde; birbirimizin açığını bulmaktan, özel konulara yoğunlaşmaktan; ortalığı ciddi anlamda karıştırmaktan, başka önemli bir işle kamuoyunun gündemine gelmemiştir.
Ortada, Çin'de; soydaşlarımıza yönelik; saldırı, ezme, yıldırma, politikaları olduğuna dair, haberler vardır. Bunları belgelemeye çalışan, yüzlerce resim;'' yeni, yahut eski halleri gösteren'' sosyal medyada paylaşılmaktadır. Üstelik bu durum, yaklaşık iki haftadır, gündemdedir. Beklentimiz; Kamu kaynaklı haber ajanslarının, bizi doğru bilgilerle bilgilendirmeleri, gerekir. Bu anlamda, ulusal basınımızın da; yeterli olduğu söylenemez. Orada olup, bitenden, bize ilk elden doğru bir haber iletecek; ne bir haber kaynağımız, ne de bir basın açısından alt yapımız mevcuttur. Onlar da; var olan haber ajanslarından; aldıkları bilgileri, okurları ile paylaşmaktadırlar. Ayrıca, o haberlerin doğru ya da yanlış olduğuna dair, bir inceleme, özen göstermeden; haberleri servis etmektedirler. Bu durum, halkımız açısından endişe verici, bir durumdur.
Hal, böyle olunca; Çini protesto etmek adına, yapılan onlarca eylem, gerçekleşmiştir. Bu eylemler, bazen; tatsız olaylara da sebep olmaktadır. Halkımızın bu konuda duyarlılığını iyi bilen çevreler; Olumlu ya da, olumsuz anlamda; olayları yönlendirmek istemektedirler. İçeride, Hükumet, çalışmalarının yapıldığı bu süreç; onlar için, bulunmaz bir fırsattır.
Kısacası, sosyal medya bu haberlerle çalkalanırken; Biz daha bu haberlerin ilk ortaya çıktığı andan itibaren; Bir Devlet kuruluşu olan, Anadolu Ajansının, olayların ilk aşamasından itibaren; aktif olmasını beklerdik. Daha net, daha doğru, orada ne olursa olsun; şeffaf bilgilerle karşımıza çıkmasını beklerdik. Son günlerde; Anadolu Ajansı patentli bazı resim ve paylaşımlar, sosyal medyaya servis edilmiş, durumdadır. Bu resimlerde; orada bir zulmün olmadığı imajını veren, konu hakimdir. Sükunetten ve de Müslümanların ibadetlerini huzur içerisinde yaptıkları, algısı ortaya konmaktadır.
Şimdi, orada eğer bir sıkıntı yoksa; önceden bu kötü haberler, sosyal medya aracılığı ile bir anda servis edilmiştir. Bence, buna karşılık; Anadolu Ajansının servis ettiği haberler doğru ise; hemen anında müdahale edilmesi gerekmez miydi? Olayların bu duruma gelmesinin önü engellenmiş, olurdu. Yok orada yapılan zulüm doğru ise; son paylaşımlarla dikkat çeken AA nın amacı nedir? Sükuneti sağlamak mı? Bu arada AA sının geçmiş olduğu ve sosyal medyada paylaştığı resimlerin doğruluğu konusunda; resmi ağızlardan bir değerlendirme işitmedim. Eğer, değerlendirme yapıldı, ben haberdar olamadı isem o başka. Devlet yetkililerinden de, bu konuda, yeterli ve net açıklama bekliyoruz. Eğer, sosyal medyada paylaşılan, zulüm resimleri, olmayan bir olayı, yahut önceden olan bir olayı körüklemek adına yapıldı ise; neden resmi yetkililer tarafından engellenmedi? diye bir soru aklıma geliyor.
Yine sosyal medyada o yerde, yaşadığını iddia eden, bazı şahısların; yapmış olduğu paylaşımlarda; orada sıkıntı olmadığına dair bilgiler gelmektedir. Doğu Türkistan, davasını savunan; sivil toplum örgütleri ise; orada sıkıntının devam ettiğine dair, açıklamalarına devam etmektedirler. Bence ortada bir haber kirliliği mevcuttur.
Bu konuda Bu Ülkede yaşayan bir vatandaş olarak; doğru ve net bilgilerle haber edinmemin, bir hak olduğuna inanıyorum. Ortada, eğer sıkıntı verecek olaylar yok ise; Halkımızın, gereksiz eylemlerle yıpranmasını, istemiyorum. Resmi kurumlarımız; bu konuda üzerine düşen görevi yapmalıdırlar. Oradaki; bu haber kirliliği temizlenmelidir.
DOĞU TÜRKİSTAN olayının gündemde tutulmasından yanayım... aynen; bir Filistin, bir Suriye, bir Kerkük' teki benzer katliamlar şu anda da vardır belki, gelen bilgiler, net değil... ancak önceden o katliamların, olduğu kesin... HALKIN duyarlılığının zirve yaptığı şu anda; gündemde tutulmasından, hatta uluslararası boyuta taşınmasından yanayım... Bize yakın olan dost ülkelerle; bu durumun paylaşılmasından yanayım... Yoksa; orada olmadığı söylenen olaylar yüzünden; ticari bağ, endişeleri taşındığına dair haberlere de; inanalım mı, inanmayalım mı? diye de düşünmekteyim...