İyi olanı emretmek ve kötü olandan uzaklaştırmak, hayırlı duygular beslemenin ve diğerkâm olmanın alametidir. Bir insan başkasının iyiliğini istemezse ona iyiliği tavsiye eder mi? Onu kötülükten uzaklaştırmaya çalışır mı?
Ne yazık ki bazı kimseler bunun önemini takdir edemezler. Böyle bir görevin yerine getirilmesini kendi hürriyetlerine tecavüz kabilinden değerlendirirler. Bir kimse başka bir kimseye edep ölçüleri içinde huzur ve mutluluk yollarını göstermeye çalışırsa ona kötülük mü etmiş olur?
Düşününüz ki bir kimsenin hırkasının altında bir akrep var, neredeyse kendisini sokacak ve zehirleyecek. Bu tehlikeyi karşıdan bir kimse farkediyor. Hemen koşarak durumu o kimseye haber veriyor. Şimdi bu kişi yapılan bu dostça uyarıdan memnun olmalı değil mi?
Halbuki insanların işlemiş oldukları günahlar, akreplerden daha tehlikelidir. Zira bu zararlı haşereler, nihayet insanın maddi hayatına tesir eder. İşlenen günahlar ise insanın manevi hayatını etkiler. Onu ebedî saadetten mahrum bırakır. Şimdi insan, bu konudaki uyarılardan nasıl olur da memnun olmaz?