Peki ne yapacağız?
Düşüp kalmamalıyız ama unutmamalıyız aynı zamanda. Bunun Müslümanca bir muhakemesini yapacak bir şuura erişmeliyiz ve insanca bir dengesini bulmalıyız. Acılara alışmamalı ama acıları cerbezeli birer afyona dönüştürerek kendimizi uyuşturmaktan da kaçınmalıyız.
Nasıl olacak bu?
Aslında cevap kolay; bizi ‘insan’ kılan her şeyin içinde kalarak… Tıpkı Gazzeliler gibi… Söylemesi kolay ama bu cevaptan bir hayat çıkarmak bizim için Gazzeliler kadar kolay değil! Çünkü insanda kalmak konusundaki dirayetimiz atılan sessiz, derin, sinsi bombalarla Gazze şehrinden çok daha fazla tarumar edilmiş durumda. Yıkılanı onarmaya başlamak için bu ibretlerle dolu dersten derde deva bir kararlılık çıkarabilecek miyiz?
Yaşayanlar bunu görecek!