İki fotoğraftan bahsedeyim size. İkisi de “işte o an” diyebileceğimiz iki fotoğraf. İlk fotoğrafta 9 Kasım 2000 günü İsrailli teröristler tarafından şehit edilen 14 yaşındaki Faris Avde var. Elindeki taşı, terörist İsrail’in tankına fırlatıyor. Yakın-uzak görsel hafızamızın en etkileyici fotoğraflarından biri.
Diğer fotoğraf iki gün önce çekildi. Hamas’ın bir aslanı, tünelden çıkıp koşa koşa terörist İsrail’in tankının üzerine çıplak elleriyle bir bomba koyuyor ve bum, İsrail tankı havaya, İsrailli köpekler cehenneme!
“Kalkın kalkın, kuzular aslan olana kadar” cümlesi çınlıyor kulağımda nicedir.
Yani şu: Fosfor ve misket bombaları kullanmak da dâhil olmak üzere Gazze’de havadan soykırım yapmaya uğraşan terör örgütü İsrail, karadan her denemesinde karşısında iyi eğitimli, savaşmasını çok iyi bilen, üstelik kendi savunma teknolojisi ile mücehhez bir topluluk buluyor. Hamas, Gazze’ye karadan saldıran İsrailli teröristlere bedel ödetiyor. Her ne kadar İsrail medyaya “askeri cenaze törenlerini yayınlama” konusunda sert bir sansür uyguluyor olsa da mızrak çuvala sığmıyor. Siyonist teröristler, tam da öngördüğümüz gibi, her gün leşlerini, o leşleri güçlükle kabul eden toprağa veriyorlar.
Ne diyelim, beter olsunlar.
İkinci nedene gelince...
7 Ekim’den bu yana yazıyorum bunu. İsrail’in kudurmuş şekilde soykırım uygulamaya çabalaması dünyada İsrail konusunda “tarafsız insan” bırakmadı. Ya İsrail isimli terör örgütünden yana nesebi gayrı sahihler var yahut “bu kadar da olmaz” diyerek Filistin’den yana olanlar.
Diğer yandan Siyonist köpekleri destekleyen markalara geniş çaplı boykotlar uygulanıyor dünyada ve giderek etki alanı genişliyor boykotun. Misal, Türkiye Starbucks’ın cirosu yüzde yirmi oranında azalmış durumda. Misal Trendyol “nasılsa unuttururum” diye düşündüğü “Gazze’ye 10 milyon dolar yardım” sözünü kamuoyu baskısı neticesi tutmak zorunda kaldı.
Bir diğer mücadele medya alanında yürüyor.
Size en önemli göstergeyi de söylemiş olayım. Tüm dünyada antisiyonizm ve özellikle merkez Avrupa’da antisemitizm*, İkinci Dünya Savaşı öncesi yüzdelerine çok yakın hale geldi. Bütün dünya Siyonizm’den nefret ediyor an itibariyle. Zaten bitmeye yakın hale gelen Holokost kredisi İsrail açısından sıfırın altına düşmüş durumda.
İsrail bu yaptığını yapmaya devam edip köpekleşmesini hızlandırırsa bu küresel İntifada’nın sonraki aşaması şu olacak: Hiçbir Siyonist, dünyanın hiçbir yerinde kendisini güvende hissetmeyecek. Koca bir tımarhaneye dönüşen İsrail’in haritadan ve yeryüzünden silinmesi için hiç beklenmedik inisiyatifler alınacak.
Çünkü dünyanın gözü önünde devam eden bu soykırım “sürdürülebilir” olmaktan çıktı. İnsanlar tek tek çok öfkeliler ve bu öfkeleri bu “tımarhane kaçkını” teröristlere o ya da bu şekilde yansıyacak.
Dayanılmaz bir şımarıklık ve küstahlıkla yol alan İsrail, kendisini “yenilmez” kabul ettiği bir momentte yenilginin kralını yaşadı ve bütünüyle zıvanadan çıktı. Bu zıvanadan çıkma durumuna insanlar “Amalekler geldi ulan” diyerek tepki vermeye başlayacaklar elbette.
O yüzden, boykotla, medyayla, eylemle, bildiriyle, sosyal medya gücüyle… Elimizden gelen her etki ile İsrail isimli terör organizasyonunun üzerine üzerine gitmemiz şart.
Sakın ha. Gevşeklik, şu aşamada düşebileceğimiz en büyük tuzak olur. Safları sıklaştırıp bu terör organizasyonunun dibine darı ekmeyi hızlandırmamız lazım.
*“Antisemitizm” dedim evet. Çünkü “Yahudi nefreti” benim değil, merkez Avrupa’nın sorunu. Kendimi izah bile etmeyi kendime hakaret sayarım bu meselede. Sorunun “tahrif edilmiş Yahudiliğin kendisi” olduğunu düşünsem de bir insan topluluğunun tümüne bir nefret yöneltmem ben. Çünkü “Batılı” değilim. O bakımdan Yahudilerle bir meselem yok. Fakat güncel Yahudi nüfusun yaklaşık %95’ini oluşturan Siyonistler’in ve tabii ki Hristiyan Siyonistler’in tamamının “etkisiz hale getirilmesi”nden yanayım. Dünyanın geleceği açısından bunun kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.