NEDEN BAŞARAMADIK SORUSUNUN CEVABI
NASIL BAŞARILI OLURUZ
İslamı yaşayarak, gerçek Müslüman olarak...
Ben demeyi terk edip, Biz demeyi öğrendiğimiz zaman...
Önceliğimizin kardeşlik, dostluk, olduğunu yaşayarak öğrendiğimiz zaman...
Bir binanın tuğlaları misali; birbirimiz ile dayanışmayı sağladığımız zaman...
Birbirimizle uğraşmayı, çekişmeyi, yıpratıcı tartışmaları, kısır münakaşaları, bir kenara bırakıp; doğru bildiğimiz yolda, bütünleşerek, birleşerek, beraber olarak, kusurlarımızdan çok; birbirimizin iyiliklerini, güzelliklerini görerek, başarabiliriz...
Bir insan olarak, her şeyi bilme imkanımızın olmayacağını anlayarak; bilmediğimiz konularda; bilen insanlara danışmayı alışkanlık haline getirerek... Bilmediğimizi, açıkça ifade ederek...
İslami kavramları, iyi öğrenip; yerinde kullanarak... Haram ve helallere uyarak, emir ve yasaklara riayet ederek, Başarılı olabiliriz.
İslami kavramların yıpratılmasına, ezilmesine, horlanmasına, dışlanmasına, müsaade etmeyerek, başarılı olabiliriz...
Sosyal hayatın içerisinde, kendisinden emin, adaletli, güler yüzlü ,insanlar olarak, tanınarak...
Toplum içerisinde, hırçın, geçimsiz, tutarsız, ilmi ile yaşamayan, insan olmayı terk ederek... başarılı olabiliriz. İslamı yaşantıyı bizde gören, bizimle özdeşleştiren insanın hayallerini kırmayarak, başarabiliriz.
Gençlerimizin ve çocuklarımızın birinci hedefinin iyi bir insan, güvenilir insan, ahlaklı insan, dürüst insan, olma özelliklerini koruyarak; meslek sahibi olmasını sağlayarak, başarılı olabiliriz. Bu özelliklerden uzak bir meslek seçiminin insanı mutlu edemeyeceği gerçeğini vurgulayarak, başarılı olabiliriz.
Dini eğitime gereken önemi vermeliyiz. Ailelerin birinci önceliği bu olmalıdır. Çocukluktan itibaren güvenilir dini bilgileri aktaran, öğreten kurumlarla iş birliği içerisinde çocuklarımızı eğitmeliyiz. Davranış ve hareketlerini kontrol etmeliyiz. Toplum içerisindeki, sosyal hayat içerisindeki sorumluluklarını; sık, sık hatırlatmalıyız. Gereken uyarıları, tatlı dil, güler yüz ile, yapmalıyız... Onlarla irtibatı hiç kesmemeliyiz... Unutmayalım çocuklar geleceğimizdir. Bizler, tohum ekmekle sorumluyuz...
Sivil toplum örgütleri ile birlikte; çocuklarımızın yaptıkları iyi ve güzel davranışları ödüllendirerek, onları bu davranışlara teşvik ederek, başarabiliriz. Böylece, bu örgütlere bir görev vermiş oluruz.
Sosyal hayat içerisinde, rol model olarak bilinen iyi, güvenilir, insanları, nesillerimize tanıtmalıyız. Yanlış rol modelleri örnek almalarını engellemeliyiz. Moda olarak bilinen, vahşi kapitalizmin yaygınlaşmasına zemin hazırlayan, çabalara destek vermemeliyiz. Yanlışlarını görerek hem; biz terk etmeliyiz, hem nesillerimize anlatmalıyız.
Gençlerimizi yanlış yollara sevk eden, müzik, gösteri, tiyatro, sinema gibi ürünlere karşı; duyarlı olmalarını sağlamalıyız. Yanlışın neden yanlış olduğunu; tüm ayrıntılarına kadar anlatmalıyız, bilgilendirmeliyiz...
Spor ve sanat uğraşlarına teşvik ederken; islami özeni göstermek zorundayız. Bu özeni gösteren kuruluşlarla, iş birliği içerisinde olmalıyız.
Gençleri ve çocukları okumaya yönlendirmeliyiz. Her gencin Kuranı okuyup öğrenmesini özendirmeliyiz. Bu alanda ödüller vermeliyiz. Kuran okumasının yanında; Kuranın içeriğinden haberdar etmeliyiz. Okuması gereken kitaplar konusunda; önderlik etmeliyiz...
Batının gerçek yüzünü, tanımalıyız. Tanıtmalıyız. Aslında hiç de, görünen modern yüzü hak etmediklerini izah etmeliyiz. O, görünen tatlı gülümsemenin arkasındaki canavarı; yeteri kadar gençlerimize, çocuklarımıza; tanıtmalıyız.
Ülkemiz üzerindeki yanlış istek ve arzularından, davranışlarından, hedeflerinden, gençleri bilgilendirmeliyiz.
Batı kültürünün baskın konumundaki tüm faaliyetlerinden haberdar olmalıyız. Sinemadan, yaşama biçimine kadar; bizi yönlendirmesine müsaade etmemeliyiz. Basın ve sosyal medya aracılığı ile; bize bir savaş açtıklarını bilmeliyiz. Bildirmeliyiz.
İsraf etmenin Dinimiz açısından da, ne kadar; ağır bir vebal olduğunu; bizler yaşayarak, genç nesillerimize örnek olmalıyız. Bu konuda onların duyarlı olmasını sağlamalıyız. İsrafı özendiren tüm reklam ve yayın araçlarının yapmış olduğu tahribattan, nesillerimizi korumalıyız.
Gençlerimizi için iyi çevreler oluşturmalıyız. Arkadaş guruplarına dikkat etmeliyiz. Güvenilir ortamlar hazırlamalıyız...
Toplum hayatını her alanda zedeleyen dizi ve gösterimleri evlerimizden uzak tutmalıyız. İnternet ortamında gün geçiren gençlerimizi ve çocuklarımızı kontrol etmeliyiz.
Hadi bakalım sıraladığım bu özellikleri, gençlerimize bilgi olarak dahi, anlatacak Ülkemizde kaç tane eğitim kurumu, vardır? O halde, neden gençlerimizi ve çocuklarımızı sadece eğitim kurumlarına vererek; sorumluktan kaçmaya çalışıyoruz.Bu kendi kendimizi aldatmak değil de; nedir? Bu sıraladığımız özellikleri ilk öğrenmesi gereken yerler, Aile ortamıdır. Bu sorumluluktan kaçamayız. İşte o zaman ülkeyi yönetenlerden, bakanlardan, genel müdürlerden, şikayetçi olmaya hakkımız kalmaz. Önce bizler sorumluluğumuzu bilerek; çocuklarımızı yetiştirir isek; O, gençler, aldıkları ilk nefis eğitim sayesinde, öyle her esen deli rüzgar ile yıkılmazlar... Haaa, Tabii ki; Resmi Devletin yapması gereken görevleri de, olduğunu hep vurgulayacağız. Yanlışlarını belirteceğiz, hatta eleştireceğiz. Gerekirse; eksikliklerini en yüksek ses ile ifade edeceğiz. Ancak, önce Aile olarak, biz görevimizi yapacağız. Evlat bizim... Sorumluluk bizim...
Yetişmiş insanlar olarak; Kuranın tanımladığı Müslüman kimliği taşıyan özelliklerimizi ortaya koymadıktan sonra; başaramayacağız, demektir. Güzel ahlakı tamamlamak için gönderilen Hz. Peygamberin öğretilerini, ne kadar biliyor ve uyguluyoruz? Kuran ve Sünnet yolunda olduğumuz sürece; başarılı olmaya adayız. Biz, bize gelen insanları diriltmekle yükümlüyüz... Kuranın emri böyledir. O zaman tavır ve davranışlarımızı, hareketlerimizi, günlük işlerimizi, ticaret ve alış verişlerimizi; velhasıl tüm hayatımızı kontrolden geçirmek zorundayız. İslam budur... Bize gelen bizde; İslamdan eser bulsun...
Özelde, Günümüzde;
Öncelikle Aileyi sağlam temellere oturtmamız gerekir. Devlet destekli, aile ortamı korunmalıdır. Gençler ve çocuklar için, özel koruma yasaları çıkarılmalıdır. Çalışan hanım kardeşlerimize özel imkanlar sağlanmalıdır. Yarım gün çalışma imkanı sunulmalıdır. Bayan kardeşlerimizin çalışacağı meslekler özellikle seçilmelidir. O, meslekleri seçmeleri teşvik edilmelidir. Bu teşvik ÖSYM sınavlarında bile; açıkça gösterilmelidir. Çocuklu çalışan bayan kardeşlerimize; daha iyi imkanlar sunulmalıdır. Yatırılan pirim miktarı göz önünde bulundurularak; makul şartlarda emekli olunması sağlanmalıdır. Gereksiz ve ağır işlerde bayanların çalışması zordur. Bu alanlardan bayanları uzak tutmak gerekir.
Anne, kavramı en yüce bir kavramdır. Toplum ve yönetenler, bu kavramın yücelmesi için; çalışmalıdır. Çalışan erkek kardeşlerimizin, ev hanımlığı yapan eşlerine; özel imkanlar sunulmalıdır. Bugün teşvik edilen çocuk sayısı, yeterli değildir. Bu sayı ile orantılı; maddi imkanlar sunulmalıdır. Aile, kimseye muhtaç hale getirilmemelidir. Annelik kavramının yüceltilmesi, şarttır. Anne iyi bir öğretmen, iyi bir eğitici, iyi bir yol gösterendir. Çocuk için; bundan daha güzel, örnek alınacak birisi yoktur. Anne candır...
Boşanma ve nafaka konuları tekrar gözden geçirilmelidir. Toplumda bu konuda bir rahatsızlık söz konusudur...
Ailenin korunması; Bu Müslüman bir toplumun üzerinde bir görevdir. Sorumluluktur...
Yukarıda sıraladığımız özellikleri hayata geçirdiğimiz zaman; başarmaya adayız, demektir. O zaman siyaset kurumumuz da, ticaret hayatımız da, günlük yaşantımız da, eğitim ve öğretimimiz de, Aile hayatımız da, sosyal hayatımız da; başarıya ulaşacaktır...