SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE TEŞEKKÜRLER...
DEPREM bölgesinde olan ve sürekli orada kalacak olan Sivil toplum örgütlerine teşekkürler. Devletin resmi krumlarına destek amacı ile orada olan, resmi kurmşlar iel organize bir şekilde harket eden, depremzedeye her alanda katkı veren herkese sonsuz teşekkürler...
Günlerdir orada olan, hatta orada olmaya devam edecek olan ve de reklam yapmayı onurlarına yedirmeyen sivil toplum örgütleri, İHH dan Diyanet Vakfına kadar, irili ufaklı amma devamlı, sürekli olan yardımlarına devam ediyorlar. Çoğunun adı belki toplum tarafından dahi bilinmiyor. Olsun onların derdi, adlarını duyurmak değil. Amaçları sadece ALLAH rızası için yardım etmek. Devam edecekler. Bugün bu sivil toplum örgütlerinin sayısı kırkın üzerindedir. Her biri bir yerlere dağılarak, aş evleri kurdular. İnsanların her türlü ihtiyaçlarına cevap vermek için koşuyorlar. Bıkmıyorlar. Usanmıyorlar. Bir takdir, teşekkür beklemiyorlar. Devlet aleyhinde söz söylemiyorlar. Kendilerine ne görev düşüyorsa, yapmaya devam ediyorlar. Çünkü, onlar yaptıklarını ALLAH rızası için yapıyorlar. Reklam için, değil. Şov için değil. Bölgeye bir araba yardım malzemesi görürüp ağızlarını köpürterek DEVLETE hakaret etmek gibi bir alışkanlıkları yoktur. Olamaz da... Dünde öyleydiler, bugünde öyleler... ALLAH hepsinden razı olsun...
Bütün bunlara rağmen şöyle geriye bakınca, şunu görüyoruz. Devlet açısından, hiçbir yatırım durmadı. Geçen ay büyüme hızı yine yüzde beşlerin üzerinde. Devlet tüm kurum ve kuruluşları ile ayakta. Bölgedeki gönüllü kuruluşlar ile, her türlü ihtiyacı fazlası ile karşılıyor. Bölgeye giden sağ duyulu insanlar bunu ifade ediyorlar. Orası bir sınır bölgesi olduğu için, dışarıdan gelecek tehlikelere karşı, sınır güvenliğini de elden bırakmıyor. Yoksa bir ay içerisinde neler olurdu, neler... Kimileri sınır ötesinden gelecek yardımlar, durduruldu demişlerdi!
Birileri hala yapılanlara kör ve sağır olmaktadırlar. Oturdukları sıcak konforlu mekanlardan ahkam kesiyorlar. Bari orada günlerdir uyumdan kimi zaman doğru dürüst yemek yemden hizmet etmeye çalışan insanlara saygı duyunuz. İnsanlık onurunuz bunu yapmanızı gerektirmez mi?
Bir de bu olup bitenleri farklı farklı yaklaşımlarla yorumlamaya çalışanlar var. Üst perdeden açıklamalar, yorumlar, değişik analizler, akıl vermeler, kendilerini üstün zeka ve üst akıl kabul edenler, ben bilrim tavırları... Bunu yaparken kendi egolarını tatmin etmekten öteye geçemeyen böyle insanlar toplumda her zaman olacaktır. Öyle ya halkın dili ile yazmak, konuşmak olur mu? Biraz karmaşık, biraz bilinenleer ilave ya da aykırı, söylemlerle ortaya çıkacaksınız ki, toplumdan çok değişik ve üstün bir durumda olduğunuz ortaya çıksın! Herkes merak etsin, bu adam ne demek istiyor? Diye...
Deprem uzmanları ise ayrı bir alem.
Yani hepsini bir araya getirip, bir çalışma düzenlense, (ama hepsi olacak) bakın o zaman asıl fikri deprem neymiş, her halde onu yaşarız. Hep değişik, değişik yorumlar. Tam birbirine zıt açıklamalar... Kimileri daha ileri giderek korku senaryoları ile gündeme gelmeler...