İSRAF TÜKETİM ÇILGINLIĞI
Son günlerde çeşitli ürünlere yapılan zam miktarı, israfı tekrar gündemimize almaya sebep oldu.
Dünyada yapılan istatistiklere göre; evimize getirdiğimiz yiyeceklerin, dörtte biri; çöpe gitmektedir. Bu çok büyük rakamdır. Aynı ölçü, Ülkemiz için de; geçerlidir. İşin ilginç yanı, çöpe giden bu korkunç, israfın; onda biri ile; Dünyada aç insan kalmayacağı gerçeğidir. Yani bizim çöpe attığımız miktarın, onda biri; Dünya açlarını doyurmaya yetmektedir. Böylece, açlıktan insan ölümlerinin önüne geçilmesi çok kolaydır.
Üzülerek ifade edelim, israf konusunda; duyarlı değiliz... ÖZELLİKLE GENÇ NESLİMİZ, Önümüze aldığımız tabakların; en az dörtte birini çöpe atmaktan; zevk duyar hale gelmiştir... Boşa yanan elektirk lambaları, bilgisayar ve benzeri elektronik aletlerin açık bırakılması...
Devletimiz, piyasada tüketicileri korumak adına; ucuz sebze ve meyve satılan yerler oluşturmaktadır. Ülkemizde bu tür Hal toptancılığının, belirli kesimlerin elinde olduğu iddiası da; araştırılmalıdır. Sayın Bakanın açıklamaları çok dikkat çekicidir. Bir malın üzerinden yüzde sekiz yüz, para kazanmak; hangi insanın insanlığına, hangi vicdan sahibinin, vicdanına sığar. Bunu anlamak mümkün değildir. O nedenle; bu fiyat artışlarının arkasında; başka sebepler olduğu fikrini taşıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesi ile;´´´ Bu bir terörist eylemdir.´´´ Bunun başka adı olamaz...
Burada bize en basitinden düşen sorumluluk; yüksek fiyatlarla satılmaya çalışan malları; bir süre tüketmemektir. Unutmayalım; O, malların çoğu kısa zamanda tüketilmediği zaman; bozulur, pörsür, kullanılamaz hale gelir. Evet, iş bu kadar basittir. Aldığımız malların bir kısmını çöpe attığımızı düşünürsek; bu teklif yabana atılacak bir teklif değildir.
Şimdi, gelelim bizi yakından ilgilendiren, israf gerçeklerine;
Bugün, resmi rakamlara göre; İsrafın bedeli, Ülke bütçesinin dörtte birini oluşturmaktadır. Gerçekten çok korkunç bir rakam. Kısacası, biz kendi kendimizi fakirleştiriyoruz. Bir de; bu açıkların kapatılması için iç veya dış borçlanma ile aldığımız paraların faizini de düşünürseniz, gerçekten yürekler acısıdır. Özellikle bu konuda, genç nesillerimizin yeteri kadar, bilgilendirildiği fikrinde değilim. Sorumsuzca, her alanda alabildiğine israf devam etmektedir. Üretmekten haberi olmayan genç nesillerin çoğu; bir tüketim çılgınlığının, israfın esiri olmuş, durumda gözükmektedirler.
İsrafı engellemekle kazanacağımız şeyleri saymakla bitmez. Bunların yanında, en başta geleni; bana göre de en önemlisi sosyal alandaki paylaşımdır. Paylaşım, insani ilişkileri güçlendirecektir. İnsanlar arasındaki gelir dağılımındaki makas biraz olsun kapanacaktır. Gelirler arasındaki farklılıklardan dolayı kimse, kimseye kem gözle bakmayacaktır. Böylece sosyal bir barış ve huzur ortamı kendiliğinden gelişecektir. Kardeşlik hisleri daha yaygın bir hale gelecektir. Sosyal hayatta; buna bağlı olarak sosyal içerikli suçlar azalacaktır. İnsanların birbirine karşı olan sevgi ve muhabbetleri artacaktır. Toplumda, fitne ve fesat amaçlı, insanların bu alandaki yaptıkları çalışmalar boşa çıkacaktır. Bu alan ile ilgili, istismar olayları ortadan kalkacaktır. Faydası saymakla bitmez… Sürekli tüketen bir toplum, eğer bir ürünün ne kadar zorlukla üretildiğini bilmiyorsa; asıl felaket o zaman başlamış demektir. Ülkeyi yönetenler olarak; bu konuda gerekli özeni gösterip, insanların aşırı derecede israf yapmasının önüne geçmeliyiz...
İsraf yapmak, çok büyük bir umursamazlıktır. İnancımıza göre, ısrarla yasaklanmıştır. Böyle olmasaydı; Yüce Rabbim; bize israf yapmamayı, emreder miydi? Her şeyi bilen; Rabbim, faydalarını çok iyi bildiği için; bize israfı ortadan kaldırmayı emretti. Düşünün bakalım israfın ortadan kalkmasından, inanmayanlara yönelik soruyorum? Yüce Rabbimin ne kazancı olabilir. O, kullarını düşündüğü için bunları bize emretmiştir. Arif olan anlar…
Burada söz konusu olan, insanlara nimet olarak verilmiş olan tüm yiyecek ve içeceğin insanlığın ortak malı olmasıdır. Rabbim, tüm insanlara yetecek kadar nimet yaratmıştır. İnsanlar, o dengeyi bozarak; her nimeti kendine has olarak yaratılmış gibi; sorumsuzca elde edip, sorumsuzca ve sınırsızca harcamanın peşinde olmaktadırlar. İsraf o kadar büyük boyutlardadır ki; anlatmaya kelimeler, ifadeler yetmez.
Şu önemli hatırlatmayı da mutlaka yapalım. Bütün bu yiyeceklerin soframıza geldiği süreçte, kimlerin emeği olduğunu, bir maddi karşılığı olduğunu unutmayalım. İsrafa devam ettiğimiz sürece; hem çiftçi kardeşlerimizin emeklerini hiçe sayıyoruz. Hem de cebimizdeki paramızı boşa harcamış oluyoruz. Emekte para da boşa gidiyor. İsraf ederken bir kez daha düşünelim. Çevremize ve insanlara karşı saygılı olalım. Tükettiğimiz, her yiyeceğin insanlığın ortak tüketilmesi için; yaratıldığını unutmayalım.
İsraf, azıcık akıllı düşünen bir insanın, yapacağı bir eylem değildir. O nedenle kendimizi bu anlamda kontrol etmekte fayda vardır. Yoksa; bir gün çöpe attığımız, yiyeceklere; muhtaç duruma düşebiliriz...
Pazardan çöpe atılan yiyecekleri toplamak isterken; Logara düşen Suriyeli çocuğu aklınızda tutunuz... Nimet şükür gerektirir, hamd gerektirir, KIYMETİNİ BİLMEK GEREKİR...