DOLAR DÖVİZ FALAN FİLAN
Sözde 1946 yılından beri müttefikimiz olan ABD' nin Ülkemize yaptığı yatırım; 1, 8 Milyar dolar... Asya ülkelerinin bir kısmının Ülkemize yaptığı yatırım ise; yaklaşık 4,5 milyar dolar... O, yatırımlar da; son yıllarda gerçekleşmiştir. ANLAŞILAN O Kİ; ABD, Yıllardan beri bizim her alanda ilerlememizi değil; hep kendisine muhtaç birisi olarak; yaşamamızı istemektedir. Bunun için, gerekirse; içimizden her alanda, destekçiler bulmaktadır. Geçmişte ve de; bugün, bunun örnekleri çoktur...
İş böyle olunca; insanın aklına şöyle bir yorum geliyor. Senelerce Dünya devletlerini sömürerek, geçimini sağlayan ABD, dolaylı olarak IMF aracılığı ile; Ülkemizden de; yararlanma yolunu seçmiştir. Yani, yaptığı; O, 1.8' lik yatırımın belki de; daha fazlasını IMF aracılığı ile; faiz olarak, bizim sırtımızdan kazanmıştır. O, zaman elde var, sıfır, demektir.
Üstelik Uluslararası para değerlendirme kurumuna yanılmıyorsam; Bir Türk yetkilinin görevlendirilmesinden de; çok rahatsız olmuştur.
Çeşitli zamanlarda, değişik ülkelere uygulamak istediği ambargoyu, lehine çevirmeyi de; becermiştir. Ambargo uygulayan Ülkeler, ABD, den çekindikleri için; Ambargo uygulanan ülkelere yardım etmekten uzak kalmışlardır. İşte, bu açığı; ABD paravan şirketleri, gerektiğinde; aracı firmaları kullanarak; Ambargo uygulanan Ülkeye ihtiyacı olan eksiklikleri; çeşitli maddeleri, daha fazla fiyatlara satma yolunu tercih etmektedirler. Nitekim, böyle bir uygulama bundan önceki İRAN ambargosunda yaşanmıştı.
Kısacası, ambargo uygulayarak da; sömürmenin değişik metotlarını uygulamaya sokmaktadırlar.
Kendilerine hizmet eden değişik ülkelerdeki para babalarını kullanarak; O, devletler üzerine; döviz baskısını bir silah olarak kullanmaya devam etmektedirler. Geçmiş zamanda; Rusya' ya aynı oyun oynanınca; Rusya Devlet Başkanı, Rus iş adamlarını toplayarak; kendilerine destek vermek zorunda olduklarını anlatmış ve O, desteğin kendilerine verilmesi için, iş adamlarını zorlamıştır...
AYNI DESTEĞİ ÜLKEMİZ İÇİN; TÜRK İŞ ADAMLARINDAN BEKLİYORUZ...
Ülkemizde, böyle sıkıntıların yaşanması artık bundan sonra; daha fazla olacaktır. Devlet üzerine düşeni yaparak; öncelikle, israftan uzaklaşmanın yollarını hayata geçirmelidir. Belediyelerin, resmi kuruluşların harcamaları; çok sıkı bir şekilde denetlenmelidir. Tasarruf tedbirleri öncelikle Devlet dairelerinden başlayarak; hayata geçirilmelidir. Özellikle Devlet, dairelerinin kullandığı tüm araçlar, kontak kapatmalıdır. En az kullanılır hale getirilmelidir.
Devletin bu davranışı, tüm halka örnek olarak sunulmalıdır... Bakın O, zaman dolar, döviz ne olursa olsun? bize etki etmez...
Biz Allah'ın verdiği nimetlerle kendi, kendine yeten bir toprağa sahibiz. Bizde domatesin kilosu; dövizlerle değil; bir-kaç lira ile ifade edilir... Meyveler, tane, tane değil, kilolarla alınır...
Kısacası, kendi taşıdığımız değeri bilerek; çok çaba ve gayret sarf ederek; bu zor günlerden geçeriz... Dosta, Düşmana karşı sabır en büyük silahımız olsun... Şükür ve kanaat önderimiz olsun... Bereket kavramının içi dolsun... Allah sağlıklı, ve helal kazançlar versin... Kafalarımız dinç, kulaklarımız saçma, sapan değerlendirmelere kapalı olsun...
İbni Haldun “Şehirlerin bir ruhu vardır, insanlar zamanla yaşadıkları şehrin ruhuyla özdeş hâle gelir” demiş. Bu sözü duyduktan sonra ise bize yaşadığımız şehri ve ruhumuzu sorgulamak düşüyor...
Sonuç olarak; Yaşadığımız coğrafya bizim kaderimizdir, elimizi kolumuzu bağlayacak; kederimiz değildir...
Allah Yar ve Yardımcımız olsun...
Doğu Karadeniz'e geçmiş olsun...
Şükür, nimet, bereket, kanaat, paylaşmayı bilmeme, fazladan kazanma, istek ve arzuları; insanların ellerinden nimetlerinin alınmasına yönelik; afet ve olağan üstü hallerin çağrışımını yapar... Siz, siz olun, bu uyarıları dikkate alın...