GEZELİM GÖRELİM
Amasya ve Samsun İllerinde yapılan geleneksel İslami İlimler Fakültesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi mezunları vefa toplantılarımızdan sonra; Karadeniz bölgesini yakından tanımak için; gezmek kararı aldım. Yıllar öncesinde, O, bölgelere seyahat etme imkanı bulmuştum. Bölgeyi tanıyordum.
Gördüğüm en önemli değişiklik, Karadeniz oto yolu, değişikliği idi. Yıllarca oralarda yolculuk yapmanın sıkıntısını yaşayan, bölge insanı; rahat seyahat etme imkanını bulmuş. Yapılan tüneller sayesinde; hem engeller aşılmış, hem yol kısalmış, hem daha konforlu bir seyahat imkanı sağlanmıştır.
Bölge için, en önemli yatırım olsa, gerektir...
Ulaşım kolaylığının şehirlerin ekonomisine yaptığı katkı, göz ardı edilemez. Bu sayede bölge, turist çeker bir hale gelmiş. Yerli ve yabancı gezgincilerin katkısı, çok önemli olmuş. Turistik mekanlarda konaklamak için yer bulma; sıkıntısı baş göstermektedir.
Samsun bölgenin en büyük ve gelişmiş şehri. Merkez nüfusunun yoğunluğu, bunu göstermektedir.
Geniş tarım alanları, şehrin önemli bir gelir kaynağını oluşturuyor. Düz ve verimli topraklar; bu kaynağın, temelini oluşturuyor.
Bölge insanının beklentileri de, farklı, farklıdır. Ordu ve Giresun, Fındık ile yatıp, fındık ile kalkmaktadırlar.
Rize, çay ile, özdeş hale gelmiştir.
Samsun geçen yıllarda yapılan, olimpiyatlar sayesinde; bir hayli yatırım almış gibi gözükmektedir.
Bence, iliklerinize kadar Osmanlı, geleneksel yapılarını görmek, Osmanlı havasını teneffüs etmek isterseniz; Vezirköprü ve de; Kastamonu şehrini geziniz...
Vezirköprü'de, Şahinkaya kalyonu, gezinize; ayrı bir güzellik katar.
Trabzon için, öne çıkan konu; Trabzon Spor, gibi; gözükmektedir.
Sahil boyu, sıra, sıra dizilmiş irili ufaklı ilçeler; doyumsuz güzelliklere sahiptir. Nerede konaklayayım, nerenin meşhur yiyeceği var? nerelere gitmeliyim? soruları, yanıtlarını aramaktadır.
Ancak, Trabzon'un dikkat çeken bir başka özelliği de; gördüğüm kadarı ile; üç Üniversiteye birden sahip olmasıdır. KTÜ, Trabzon Üniversitesi, Avrasya Üniversitesi...
İl merkez nüfusu şehrimiz kadar olan, yerleşim alanında; Üç üniversite, şehre verilen önemi göstermektedir.
Sinop, yeni yapılan yollar ile; ulaşımı daha kolay hale gelmiş. Şirin ve sessiz bir kent. Turist alma şansı yüksek. Sinop ceza evi, görmeye değer...
İçe doğru giderken Boyabat, karşımıza çıkıyor. Beğendim ve de; konakladım...
İç Anadoluya doğru yöneldiğimiz de; Kastamonu, Osmanlı esintilerinin çokluğu ve de; diriliği ile, karşımıza çıkmakatdır. Çankırı' nın sessizliği, bana İç Anadolu şehirlerinin yalnızlığını, çaresizliğini hatırlatan acı bir çığlık sesi, gibi geldi.
İster, istemez dudaklarımdan, VEFA, diye bir kelime döküldü.
Sordum kendi kendime; Vefa toplantılarına katılmak için; kilometrelerce yol kat ederek, Samsuna gelen insanları oraya çeken VEFA, kelimesi; Bu bölgeler için; Ülke yöneticilerinin, dikkatini çekmez mi?
Evet, İç Anadolu, mahzun, boynu bükük, çaresiz...
Amma; bir o kadar Vatanına bağlı, Milletine düşkün, İnancını bilen, Dimdik ayakta duran, gururlu ve Canını Bu topraklar için; seve, seve feda eden insanların yuvası...
Bir gün olur, vefa yelleri, buralarda da; eser... Taşköprünün altından vefa suları geçer...
Hey, heeeeyyy, yine de heeeeyyyy... Köroğlu'nun mekanları, yiğitler ocağı, Hatırlanır bir gün, Kucaklanır, sarıp, sarmalanır... Hala, ümidimiz var...
İlgaz dağı gibi, yüce ve de; gururlu insanların ocağı. Yapılan merhamet tünelleri ile; donanır...
İç Anadolu kentleri; ilgi, sevgi, hizmet bekler, fazla söze hacet yoktur...
Şehitler diyarı şehrimizden, bir hanım kardeşimiz ve de; minik bir yavrumuz, şehitler kervanına katıldılar... Allah mekanlarını Cennet eylesin...
Katillerin barındığı topraklar, onlara kan gölü olsun, cehennem ateşi sunsun...