VEKİL ADAYLARI AÇIKLAMALARI VE DEĞERLENDİRMELER
Seçim yakın olunca; ortaya çıkan, vekil adaylarını tanıma gerçeği ortaya çıkıyor.
Siyasi partiler, iktidar olmak için; parti çalışmalarına, parti ana tüzüğüne, parti plan ve projelerine ve vekil adaylarına ayrı bir önem vermektedirler. Bu yapının yerel anlamdaki uzantıları İl ve İlçe teşkilatları ve onların çalışanlarıdır. Vekil adayları çoğu zaman; bu yapılanmanın içerisinde olmadan, vitrine çıkarlar. O nedenle çalışmaları, halkı tanıması, parti teşkilatı ile olan uyumu, genel merkez karşısındaki konumu, önemlidir. Bu işin ilk merhalesi olan; kendilerini tanıtma, parti teşkilatları ile uyum içerisinde olma, konularında eksiklikler çok fazladır. Bu açıdan adayın kendini tanıtması için; yerel medya unsurlarından yararlanması gerekir. Bazı partilerdeki adayları; bırakın halkın tanımasını, parti teşkilatı bile tanımıyor...
Böyle adaylar, bazen vekil bile; oluyor...
Her seçim zamanı olduğu gibi; bu seçim zamanı da, parti teşkilatları çok hareketli durumdalar. Aday, adayları bir hayli fazladır. Bu vekil adayını belirleme görevini, öncelikle halkımız, daha sonra o siyasi partide, karar verme yetkisinde olan; yönetici, seçici konumda olan kişiler nasıl yapacaklar, merak ediyorum. İNŞALLAH, bu görevi layıkıyla yapacak, birileri aday olarak belirlenir.
Aday adaylarına gelince; bazı şeyler söylemek isterim. Ben, öncelikle şehrimizin dışından gelen adaylara, pek sıcak bakmıyorum...
Nedeni gayet açıktır. Bu şehirde yaşamıyor. Biz kendi fikirlerimizi söylüyoruz. Bizim fikirlerimizin dikkate alınmadığı ortadadır. Sonuçlar kendini gösteriyor. Hadi dışarıdan gelen ve vazgeçilmez olan birisini koydunuz, diyelim. Diğerleri bu şehirde yaşayan insanlar olsun. Dışarıdan gelen tüm arkadaşlara saygı gösteriyorum. Onlar için; ancak şunu söyleyebilirim. Çok vazgeçilmez, mutlaka bulunması gereken bir insan, ihtisas alanı açısından aranılan birisi olması; bu çekincelerimi hafifletebilir. Kısacası, bu şehirde yaşamayan birisi; bu şehri tanımaz, problemlerini bilmez, insanı ile hem hal değildir. Şehrin, havasından çok uzaktır.
Bazıları, Bürokratik hayatı boyunca, hep kendine çalışmıştır. Normaldir, hayatının ilerleyen safhalarında; bir gün siyasete atılıp, aday olabileceği aklına bile gelmemiştir. O nedenle, öncelikle üzerinde olan görevi yaparak, kendi sorumluluğunu yerine getirmiştir. Bazıları da; bulundukları makama, siyasi iktidar desteği ile gelmiş insanlardır. Kendilerinin gayreti ile; o noktalara gelen, insan sayısı azdır. O aday arkadaşlarımız, vekillik taleplerini başka şehirlerden aday olarak gösterebilirlerdi. Onun örnekleri, bir hayli fazladır. Bazı, aday arkadaşlar da; farklı beklentiler içerisinde olabilirler. Onların bu hareketine de; saygı duymak gerekir. Makam ve mevki beklentisi...
Bazı aday arkadaşların, adaylıkları beni şaşırtmaktadır. Halkımız, bu insanları nasıl tanıyacaktır. Zaman, kısadır. O nedenle; dışarıdan gelen adayların yeteri kadar tanınmadığını söyleyebilirim. Dolayısıyla; şehrimizde yaşayan birisi olsa idi; halkımız, az ya da çok o insan hakkında bir fikir edinebilirdi. Şehrimizde yaşayıp da; aday olan arkadaşların şöyle de; bir eksikliği oluyor. Halkın içerisinde olduğu için; eksileri ve artıları ile hayatını devam ettirmiştir. O nedenle herkes tarafından aynı kavramlarla, ifade edilen bir tanınma şekli olmayabilir. Kimisine göre iyi; kimisine göre, kötüdür. Ancak, dışarıdan gelen insanları hiç tanımıyoruz. Onların öyle bir avantajı var. Bazen, tanınmamak, avantaj olabilir. O nedenle, şehrimiz insanının bu mevkilere gelmesini yürekten isterim. Şehrimizde hayatını devam ettirenin, beni temsil etmesini, isterim.
Bazı dışarıdan gelen, adaylarımız ise; çevreleri tarafından vazgeçilmezler olarak ifade edilmektedir. Ben, bu fikre katılmıyorum. Eğer, çok zengin birisi olup da; şehrimize olağanüstü yatırımlar yapsaydı; o zaman söyleyecek söz bulamazdım. İşte, asıl fedakarlık, şehri sevmek, budur diyebilirdim.
Kimi, Arkadaşlar, devletin değişik kademelerinde görev yapmıştır. Devlet veya iktidar bu şehre iyi veya kötü yatırımlar yapmaktadır. Eğer, Devlet eli ile; yapılan bir yatırımdan bahsederken, benim katkımla oldu, gibi ifade kullanıyorsa; o zaman Devleti yöneten kadronun o konuda açıklama yapıp, bilgilendirme yapma zorunluluğu vardır. O görevi arkadaş sadece kendi katkısıyla mı yapmış? Yoksa görevi gereği orada bulunduğu için mi, o yatırıma katkıda bulunmuştur? Bütün Devlet memurları, kendilerine verilen sorumluluk içerisinde; görevlerini Devlet, adına yapmaktadırlar. Bir öğretmenin, ben dersime devamlı giriyorum, demesi, gibi bir şeydir. Derse girmek, öğretmenin asli görevidir. Devlet, şehrimize; bir yatırım yapmaya karar aldıysa; orada görevli olan sorumlu memurlar, şehrimizin insanı olmasalar bile; o yatırım bu şehre yapılır. Hesap bu kadar basittir. Öyle diyen insanlar, Şimdi, yapılan yatırımlara katkım var diye, kendisine pay çıkarırken; yapılmayanlardan da kendisine pay çıkarıyor mu? onu sorgulamak gerekir. O nedenle, bu tür yaklaşımlara katılmıyorum.
İktidar partisi bu şehre bir yatırım yapacaksa; bunu bürokratların katkısı ile değil, kendi iktidarını sağlamlaştırmak için, memlekete hizmet için yapar. Artısı da, eksisi de iktidara aittir. O mesele iktidar partisinin düşüneceği bir konudur. Seçmen de; o yapılanları değerlendirerek; siyasi partilere oy verir. O nedenle, vekillerin de; çok katkısı olacağı fikrinde değilim. Ondan dolayı, yerel anlamda; şehrimize katkı sağlamaları için; şehrimizde yetişen ve yaşayan insanların olmasından yanayım. Bu fikrimi de özellikle iktidar partisinin, son senelerde yaptığı, yapamadığı hizmetlerden dolayı söylüyorum. Soruyorum size; hangi seçeceğimiz vekil, hükumetin karşısına dikilip; ben bu şehir için şunları, şunları istiyorum... yoksa... diyebilmiştir? Seçileceklerden hangisi diyebilir?
Yahut, istediği ve söylediği şeyleri; tek başına yapacak gücü mü, vardır?
O anlamda, halkı tanıyan, içerisinde olan, şehrimize yerel anlamda katkı verecek, insanlar olsun istiyorum. İnsanımızla kucaklaşsın, selamlaşsın... derdiyle ilgilensin... yanında olsun... Muhsin Yazıcıoğlu, örneği gibi. Seçmene sahip çıksın...
Bir şeyi belirtmeden geçmek istemiyorum. İktidar partisinden aday, adayı olan bazı arkadaşlar; çok abartılı sözler kullanıyorlar. Kimisi çok tecrübesiz, hayatın başlangıcında; böyle bir arkadaş, iktidar partisinin veya muhalefet partilerinin güçlü vekilleri karşısında, ne kadar varlık gösterebilir? Siyasi tecrübesi, hiç yoktur. Kimisi, öyle şeyler yapacağından bahsediyor ki; nerede ise, tek başına hükumet olacağı hissi uyanmış...
Eksikliklerden, noksanlıklardan dem vuruyor, kendisi seçilirse; o eksikliklerin, ya da noksanlıkların giderileceğinden bahsediyor. O zaman sormazlar mı adama, senin iktidarın şimdiye kadar bunları niye yapmadı? Senin söylediğin eksiklikler o kadar çok ise; şehrine bu eksiklikleri yapmayan partiden neden aday oluyorsun?
Bu arkadaşlar il başkanlarının söylediği sözler ile çelişkili açıklamalarda bulunmaktadırlar. İl başkanları 12 yıldır en güzel yatırımları aldık, diye söz söylerken; adayları eksikliklerden ve noksanlıklardan söz ediyorlar. Oysa ki; mevcut iktidarın yaptıklarını öne çıkararak, o yapılan hizmetlere şunları, şunları ilave ettirmeye çalışacağım, demesi gerekirdi. O eksikliklerin ve noksanlıkların giderilmesi için de; mutlaka, kendilerinin vekil seçilmesi gerekirmiş! Sadece, üzüldüm. Bu kadar konuları basit algılayan, çoğu şeyden haberi olmayan arkadaşların, vekil adayı olmasına, üzüldüm.
Böyle bakış açıları olan, vekil adayları; vekil seçilecek olursa, vay halimize... daha durum tespiti bile yapamamış, şehrin konumundan bile haberi olmayan, turistik seyahat gibi şehrine ara, sıra gelen adamlardan başka bir şey beklenmez zaten...
Yine bize hasret, yine bize umut, yine bize düşler...
Son bir not: Bu şehre ne yapılacaksa; iktidar partisi, hükumet gücü ile yapacaktır. Siyasi partilere de insanımız, vekiller için değil; siyasi ve ekonomik planları, hedefleri, halkın istek ve arzularına yönelik tercihleri için, oy vermektedirler. Vekillerin şahsına, o kadar önem verilmemektedir. Beni üzen izlediğim ve dinlediğim kadarı ile; partilerinin, bu önemli konuları hakkında kimse bir şey konuşmuyor...
En tehlikelisi hep, ben…, ben…, deyip duruyorlar. Asıl olanı; biz…, biz…, demeleri gerekir.
Önceki yazımda bahsetmiştim. Bu uzun yolun en önemli elemanları parti teşkilatlarındaki, sayısız insandır. Eğer, vekil; bir iş yapacaksa, onlardan aldığı güçle yapmaktadır. O nedenle; öncelikle biz…, demeyi öğrenmeliler. Kimileri bu hatayı yaparak, şimdiden kaybettiler... Oyu halktan alacaksınız, hesabı da ona vermeniz gerekir... Hatırlatalım, dedik...
Hele, hele teşkilat koridorlarını tozunu yutmamış dostlar; kusura bakmasınlar, bu girişimleri, tepeden vitrine konmak çabası olarak, algılıyorum...