pendik escort bayan
https://www.ozmenpc.com/masaustu-pc-oyuncu
ak
Sema Coşkun Ünal
Köşe Yazarı
Sema Coşkun Ünal
 

SİLAHLARDAN DAHA ETKİLİ OLAN KELİMELER

Kelimelerin dahi silahlardan daha etkili olduğu günleri yaşıyoruz.Her eylem, her terör, her hareket İslâma zarar verecek boyutlarda gerçekleştirildi. İnsanların dini hassasiyetlerinin en yoğun olduğu anlar bilerek kullanıldı. Kimi İslam adına silahsız savunmasız bir yetkiliyi sırtından vurdu, kimisi de dindar kesimin yılbaşını kutlayanları eleştiri yağmuruna tuttuğu günleri fırsat bilerek , haince saldırı düzenledi.Hepsi alçakça bir yöntemle gerçekleşti. Gerçekleşmeye de devam edecek gibi görünüyor.Bizler alışmıştık yeni yıla girerken eğlenen, mutlu olan, coşan, kahkahalar atanlara. Kimileri için de inanışa göre yeni bir seneye nasıl girersen o senen girdiğin şekilde geçermiş. Sevinçle girersen yılın öyle geçer. Ders çalışırsan imtihanlardan başını kaldıramayacaksın. Ağlarsan, hüzünlüysen o zaman eyvah eyvah gülemeyeceksin demektir. Bu mantıkla beraber hayatları sürekli aynı döngüde sürüyor olmalı.Çeşitli inanışlar, ritüeller dün gece itibari ile gerçekleşti. Kimisi günler önceden o geceyi bekledi kimi de aylar öncesinden.. Mutluluk, sevinç, heyecan, birliktelik ve tatlı sürprizlerle izlediğimiz yılbaşı eğlencelerinin rengi bu sefer değişti. İstanbul'da , tam da yeni yıla girildiği saatlerde, bir eğlence merkezine yapılan saldırıda çok sayıda vatandaşımız yaralandı ve hayatlarını kaybettiler. En savunmasız oldukları bir anda...En güvende oldukları , eğlenceden zararın gelmeyeceğini düşündükleri bir anda yakalandılar teröre. Streslerini, üzüntülerini, kederlerini bir kenara bırakıp kendi kültürlerinde yeni seneyi heyecanla karşılıyorlardı oysa..Terör kendine yakışanı yaptı ve kalleşçe vurdu onları diye telaffuz ettik. Bu saldırı oradaki onlarca kişiye değil bütün Türkiye'ye yapılmıştı oysa. Vurulan, saldırıya uğrayan hepimizdik..Aklı eksikler yorumlayamadı bu durumu.. Kimi bu katliamda şehit aradı, kimi de zaten yılbaşı kutlamak günahtı dedi, kimi de sorumlunun yeni yıl kutlanmasından rahatsız olan devletin olduğunu söyleyerek işaret gösterdi.. Yani herkes işine geldiği gibi yorumladı. Tek bir gerçek vardı ..Terörün dini imanı rengi ırkı dili yoktu. Onun amacı parçalayıp bölmekti. Bizler izlediğimiz acı dolu bu haberlerle beraber, bu amaca hizmet edecek, bölünmelere zemin hazırlayacak tepkilerde bulunduk. Dilimizin kemiği olmadığından her yere ucunun nereye varacağını hesap etmeyerek, gaddarca açıklamalar yaptık, birçok kesimi itham ettik. Tarlamıza ektiğimiz fitne tohumundan, şucu bucular türeterek, ayrışarak, ötekileştirdik birbirimizi.Oysa ki tarihimize kayıt edilen bir 15 Temmuz'umuz ve orda kazandığımız diriliş ruhumuz vardı bizim. Terörün her türlüsüne karşı hep beraber omuz omuza vermiştik. Tek Bayrağımızın altında toplanıp, " Vatan Bölünmez" sloganlarıyla bütünleşmiştik.Jetler semalarda uçuşurken, tanklar yollarda bütün ürkütücülüğü ile ilerlerken, bombalar ve mermiler gökyüzünü aydınlatırken, meydanlarda yanımızda duran kişiye " sen kimcisin, necisin ?" sorularını sormamıştık.. "Ne yer, ne içer, nerede gezer ve ne giyersin?" sorularını aklımızdan dahi geçirmemiştik yanımızdaki vatandaşımıza. Türkiyemizin kaderini de Mısır'a, Suriye'ye benzetecekler endişesiyle aylarca gözlerimize uykuyu haram etmiştik. Evimizde, iş yerimizde, okulumuzda gözümüz, kulağımız haberlerdeydi. Hep beraber ellerimizi açıp dualar etmiştik Yaradana. Çoğumuzun gözlerini yaşartan mücadelemize ve beraberliğimize dair anılarımızı biriktirdik biz çocuklarımıza armağan edebileceğimiz...N'olur 15 Temmuz'u unutmayalım.Çünkü 15 Temmuz'da bugünümüz, yarınımız saklı. Ülkemizi dimdik ayakta tutacak ve her zorlukla mücadele edecek, bizleri güçlü Türkiye olma yolunda emin adımlarla ilerletecek kodlar, 15 Temmuz'da gizli.Türkiyemiz üzerinde oynanan bütün kahpelikleri bertaraf etmenin anahtarı bizim birliğimizden geçer. Gece kulüplerinde, camiilerde, cem evlerinde ve hasasiyetlerimizi barındıran bütün toplantı merkezlerinde işlenen her terör eylemine karşı bizler tek yürek olmadığımız, birbirimizin acısını paylaşmadığımız sürece, bütün tuzaklara düşeriz Allah muhafaza.Sonuca varırsak ne mi oldu? Yılbaşı sabahında bütün dünya güne, cennet vatanımızı cehenneme çevirmeye çalışanların haberiyle uyandı.Muazzam bir algıdır bu.. Kimsenin unutamayacağı, hafızalara kazınması çok kolay bir durumdu yaşanan. "Filistin" ve "Terör" bugün nasıl aynı cümlede anılıyorsa , artık Türkiye'de "Terör" ile beraber sıkça aynı cümlede kullanılmaya başlandı. İşte algının babası gerçekleştirilmiş oldu.Turizm ve ekonomimizi hedef alan savaşların kucağında olduğumuzu , acı gerçeklerle şimdi çok daha net gördük.Evet, şükür ki görüyoruz ve ortaya çıkarılan tabloları okuyabiliyoruz.Çok zorlu, sancılı günler geçireceğimiz muhakkak. Perşembenin gelişinin çarşambadan belli olacağı gerçeği ile irademizi ve sağ duyumuzu elden bırakmayalım.2017 terörle sonuna kadar mücadele edileceği , suikast girişimlerinin gerçekleştirileceği, bölgesel ayaklanmaların dahi yaşanabileceği, büyük olaylara gebe olacağını zannediyorum. Umarım yanılanlardan olurum.Bir savaşın içerisine millet olarak hep beraber girdik. Yalnızca Türkiye'de değil Avrupa'da da sürecek bir mücadele olacak.. Herkes bu sınavın içinde bulacak kendini.Bilhassa Avrupa'da ki Türklerimize yapabilecekleri çok iş düşüyor. Yaşadıkları ülkedeki meclislerde, medya yayınlarında Türkiye'nin ahvalini gerçekleriyle anlatmalı, yorumlamalılar. Bunu yalnızca Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi kurumları değil; Sivil Toplum Kuruluşları, Dernekler, Kurumlarımız, çeşitli Topluluklar da her platformda dile getirmelidirler. Hatta ve hatta üzerimize yıkılmak istenilen mesnetsiz algıyı kırmak için komşularıyla, işyerindeki arkadaşlarıyla her yerde konuşmalıdırlar. Taraflı basından haberleri duyup , duydukları ve okuduklarıyla hüküm vermemeleri gerektiğini izah etmelidirler.Yani her Avrupalı Türk'ün bu konuda yapacak birşeyleri var......Cuma namazı esnasında camiilerimize; semah sırasında cemevlerimize saldırıların gelmesini beklemeden, aklımızı başımıza toplayarak, 15 Temmuz' daki gibi , birlik mesajlarımızı bütün cihana ilan edelim.
Ekleme Tarihi: 02 Ocak 2017 - Pazartesi

SİLAHLARDAN DAHA ETKİLİ OLAN KELİMELER

Kelimelerin dahi silahlardan daha etkili olduğu günleri yaşıyoruz.

Her eylem, her terör, her hareket İslâma zarar verecek boyutlarda gerçekleştirildi. İnsanların dini hassasiyetlerinin en yoğun olduğu anlar bilerek kullanıldı.
Kimi İslam adına silahsız savunmasız bir yetkiliyi sırtından vurdu, kimisi de dindar kesimin yılbaşını kutlayanları eleştiri yağmuruna tuttuğu günleri fırsat bilerek , haince saldırı düzenledi.
Hepsi alçakça bir yöntemle gerçekleşti. Gerçekleşmeye de devam edecek gibi görünüyor.

Bizler alışmıştık yeni yıla girerken eğlenen, mutlu olan, coşan, kahkahalar atanlara. Kimileri için de inanışa göre yeni bir seneye nasıl girersen o senen girdiğin şekilde geçermiş.
Sevinçle girersen yılın öyle geçer.
Ders çalışırsan imtihanlardan başını kaldıramayacaksın.
Ağlarsan, hüzünlüysen o zaman eyvah eyvah gülemeyeceksin demektir.
Bu mantıkla beraber hayatları sürekli aynı döngüde sürüyor olmalı.

Çeşitli inanışlar, ritüeller dün gece itibari ile gerçekleşti. Kimisi günler önceden o geceyi bekledi kimi de aylar öncesinden..
Mutluluk, sevinç, heyecan, birliktelik ve tatlı sürprizlerle izlediğimiz yılbaşı eğlencelerinin rengi bu sefer değişti.
İstanbul'da , tam da yeni yıla girildiği saatlerde, bir eğlence merkezine yapılan saldırıda çok sayıda vatandaşımız yaralandı ve hayatlarını kaybettiler.
En savunmasız oldukları bir anda...
En güvende oldukları , eğlenceden zararın gelmeyeceğini düşündükleri bir anda yakalandılar teröre.
Streslerini, üzüntülerini, kederlerini bir kenara bırakıp kendi kültürlerinde yeni seneyi heyecanla karşılıyorlardı oysa..
Terör kendine yakışanı yaptı ve kalleşçe vurdu onları diye telaffuz ettik. Bu saldırı oradaki onlarca kişiye değil bütün Türkiye'ye yapılmıştı oysa. Vurulan, saldırıya uğrayan hepimizdik..
Aklı eksikler yorumlayamadı bu durumu..
Kimi bu katliamda şehit aradı, kimi de zaten yılbaşı kutlamak günahtı dedi, kimi de sorumlunun yeni yıl kutlanmasından rahatsız olan devletin olduğunu söyleyerek işaret gösterdi.. Yani herkes işine geldiği gibi yorumladı.
Tek bir gerçek vardı ..
Terörün dini imanı rengi ırkı dili yoktu. Onun amacı parçalayıp bölmekti.
Bizler izlediğimiz acı dolu bu haberlerle beraber, bu amaca hizmet edecek, bölünmelere zemin hazırlayacak tepkilerde bulunduk.
Dilimizin kemiği olmadığından her yere ucunun nereye varacağını hesap etmeyerek, gaddarca açıklamalar yaptık, birçok kesimi itham ettik.
Tarlamıza ektiğimiz fitne tohumundan, şucu bucular türeterek, ayrışarak, ötekileştirdik birbirimizi.

Oysa ki tarihimize kayıt edilen bir 15 Temmuz'umuz ve orda kazandığımız diriliş ruhumuz vardı bizim. Terörün her türlüsüne karşı hep beraber omuz omuza vermiştik.
Tek Bayrağımızın altında toplanıp, " Vatan Bölünmez" sloganlarıyla bütünleşmiştik.

Jetler semalarda uçuşurken, tanklar yollarda bütün ürkütücülüğü ile ilerlerken, bombalar ve mermiler gökyüzünü aydınlatırken, meydanlarda yanımızda duran kişiye " sen kimcisin, necisin ?" sorularını sormamıştık..
"Ne yer, ne içer, nerede gezer ve ne giyersin?" sorularını aklımızdan dahi geçirmemiştik yanımızdaki vatandaşımıza.
Türkiyemizin kaderini de Mısır'a, Suriye'ye benzetecekler endişesiyle aylarca gözlerimize uykuyu haram etmiştik. Evimizde, iş yerimizde, okulumuzda gözümüz, kulağımız haberlerdeydi.
Hep beraber ellerimizi açıp dualar etmiştik Yaradana. Çoğumuzun gözlerini yaşartan mücadelemize ve beraberliğimize dair anılarımızı biriktirdik biz çocuklarımıza armağan edebileceğimiz...

N'olur 15 Temmuz'u unutmayalım.

Çünkü 15 Temmuz'da bugünümüz, yarınımız saklı. Ülkemizi dimdik ayakta tutacak ve her zorlukla mücadele edecek, bizleri güçlü Türkiye olma yolunda emin adımlarla ilerletecek kodlar, 15 Temmuz'da gizli.

Türkiyemiz üzerinde oynanan bütün kahpelikleri bertaraf etmenin anahtarı bizim birliğimizden geçer. Gece kulüplerinde, camiilerde, cem evlerinde ve hasasiyetlerimizi barındıran bütün toplantı merkezlerinde işlenen her terör eylemine karşı bizler tek yürek olmadığımız, birbirimizin acısını paylaşmadığımız sürece, bütün tuzaklara düşeriz Allah muhafaza.

Sonuca varırsak ne mi oldu?
Yılbaşı sabahında bütün dünya güne, cennet vatanımızı cehenneme çevirmeye çalışanların haberiyle uyandı.
Muazzam bir algıdır bu.. Kimsenin unutamayacağı, hafızalara kazınması çok kolay bir durumdu yaşanan.
"Filistin" ve "Terör" bugün nasıl aynı cümlede anılıyorsa , artık Türkiye'de "Terör" ile beraber sıkça aynı cümlede kullanılmaya başlandı.
İşte algının babası gerçekleştirilmiş oldu.
Turizm ve ekonomimizi hedef alan savaşların kucağında olduğumuzu , acı gerçeklerle şimdi çok daha net gördük.

Evet, şükür ki görüyoruz ve ortaya çıkarılan tabloları okuyabiliyoruz.
Çok zorlu, sancılı günler geçireceğimiz muhakkak. Perşembenin gelişinin çarşambadan belli olacağı gerçeği ile irademizi ve sağ duyumuzu elden bırakmayalım.

2017 terörle sonuna kadar mücadele edileceği , suikast girişimlerinin gerçekleştirileceği, bölgesel ayaklanmaların dahi yaşanabileceği, büyük olaylara gebe olacağını zannediyorum. Umarım yanılanlardan olurum.

Bir savaşın içerisine millet olarak hep beraber girdik. Yalnızca Türkiye'de değil Avrupa'da da sürecek bir mücadele olacak.. Herkes bu sınavın içinde bulacak kendini.

Bilhassa Avrupa'da ki Türklerimize yapabilecekleri çok iş düşüyor. Yaşadıkları ülkedeki meclislerde, medya yayınlarında Türkiye'nin ahvalini gerçekleriyle anlatmalı, yorumlamalılar.
Bunu yalnızca Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi kurumları değil; Sivil Toplum Kuruluşları, Dernekler, Kurumlarımız, çeşitli Topluluklar da her platformda dile getirmelidirler. Hatta ve hatta üzerimize yıkılmak istenilen mesnetsiz algıyı kırmak için komşularıyla, işyerindeki arkadaşlarıyla her yerde konuşmalıdırlar.
Taraflı basından haberleri duyup , duydukları ve okuduklarıyla hüküm vermemeleri gerektiğini izah etmelidirler.

Yani her Avrupalı Türk'ün bu konuda yapacak birşeyleri var..
....
Cuma namazı esnasında camiilerimize; semah sırasında cemevlerimize saldırıların gelmesini beklemeden, aklımızı başımıza toplayarak, 15 Temmuz' daki gibi , birlik mesajlarımızı bütün cihana ilan edelim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sivasbulteni.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.