ARKANDA   ÇAPANOĞLU   GİBİ   BİR   BEY   VAR…                                                                                                          İsmail Hakkı ACAR          Sultan II.Mahmut devrinde hâkimiyetlerine son verilen Anadolu’nun meşhur Türkmen beyliklerinden birisi de Yozgat’taki Çapanoğullarıydı. Bunlardan Çapanoğlu Ahmet Paşa Yozgat’ı yeni baştan imar etti. Bu ailenin beyleri 1762-1813 yılları arasında 51 yıl valilik yaptı. Bir ara Çorum, Kayseri, Ankara, Amasya, Çankırı, Niğde ve Tarsus bu ailenin idaresine verildi.         Bir gün, zayıflıktan adeta iskeleti çıkmış bir eşek, Çapanoğlu konağının önünde mecalsiz bir halde dolaşırken, açlıktan sokak kapısının ipini kemirmeye başlar. İp sallanınca ucundaki çıngırak da çalar. Kapıda birisi var zannedilerek kapıyı açan uşaklar, eşeğin bu haline acır ve “bunda bir iş var” diyerek Çapanoğlu’na haber verirler. Hayvancağızı gören Çapanoğlu Süleyman Bey hemen eşeğin sahibini buldurur ve adamı orada bulunanların içinde azarlar:                -Sen hiç Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz mısın? Bundan sonra bu hayvana günde beş okka arpa yedirip tımarını yapacaksın ve her hafta bana getirip göstereceksin, der.        Bu iyi bakım sonunda hayvan kısa bir süre içinde çok semirir ve tavlanır. Bir gün konağın önünde Bey’i beklerken eşek avazı çıktığı kadar anırır. Eşek anırdıkça sahibi de mahzun mahzun şöyle der:                -Tabii böyle anırırsın, çünkü arkanda Çapanoğlu gibi bir bey var… Şımar bakalım…             HDP diye bir parti var ülkemizde ve son genel seçimlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan düşmanlarının el ele vererek yüzde on barajını aşırtıp TBMM’ne 80 milletvekili ile soktukları parti… Kürt olduklarını ve Kürtlerin haklarını savunduklarını iddia eden bu parti mensupları aslında Müslüman Kürdü sevmez, barış isteyen Kürdü hiç sevmez, istismar edemediği Kürdü de sevmez, dağdaki çocuğunu isteyen Kürdü asla sevmez, Kürde yapılan hizmetleri hiç beğenmez. Bunların sevdiği Kürt ölü Kürt ve kandırılmış Kürtlerdir. Çünkü kandırılmış Kürtler; dağda terörist, evde köylü, hastanede yeşil kartlı, sınır ötesinde kaçakçı ve her yerde hain Kürtlerdir. Bunlar öldüğünde de bazı medya tarafından “Masum Vatandaşlar” olarak tanıtılırlar. Bakın, İran’da da Kürt var ve devletiyle iyi geçinir. Irak’ta da Kürt var ve devletini savunur. Suriye’de de Kürt var ülkesi için çalışır. Bizim Kürt vatandaşlarımız da vatanı ve milleti için çalışırlar. Mehmetçik’e ve polise saldıranlar aslında Kürt değil Kürt kimliğine bürünmüş Ermeni ve Yahudi asıllı kişilerdir.           Ya şunlara ne demeli? Son genel seçimlerde HDP yüzde on barajını geçince, o partiden olmamasına rağmen Çanakkale Belediye Başkanı “Şükür Pilavı” dağıttı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Başkan Yardımcısı olan bir kadın; “Önüme çıkan ilk Türk’ü öldürmek istiyorum. Türkiye işkence ülkesidir. Kürdistan’ın kurtuluşu herkesin kurtuluşu olacaktır. Ben kendimi son derece Kürt hissediyorum. Zaten anne tarafım Çerkez, ben kesinlikle Türk değilim. O konuda içim rahat…” deme cüretini gösteriyor. Çünkü arkalarında Çapanoğlu gibi Batı dünyası var. Benden de sabırlı olmamı, metanetimi korumamı istiyorlar. El insaf yahu…                Toplumun düzeni birlik, beraberlik ve millî ruhla sağlanır. Birlik ve beraberlik ise aynı duygu, düşünce ve inanç etrafında bütünleşmekle mümkündür.          Sevgi ve saygılarımla…