Halkımızın büyük çoğunluğu Televizyon seyreder oldu. Bundan kaçış yoktur. Bunu iyi bilen ve Televizyonu her alanda yanlış ve kasıtlı olarak kötülüğe malzeme olarak, kullanmak isteyenler; bu durumdan en güzel şekilde istifade etmektedirler. Yapmış oldukları yayınlarda içkinin, her türlü bağımlılık maddesinin ve ahlaksızlığın alabildiğine reklamı yapılmaktadır. Tüketim çılgınlığı pompalanmaktadır. İsraf alenen teşvik edilmektedir. Genç nesiller, girdikleri kafe ve lokantalarda; yemeklerini yarım bırakarak gitmeyi alışkanlık haline getirmişlerdir. Böylece israf zirve yapmaktadır. Sonrada kuraklıktan, verimsizlikten şikayetçi oluyoruz. Arta bırakarak, çöpe attığımız gıdalardan, açlıktan ölen kaç kişiyi, hayata döndüreceğinin farkında mıyız?
Altını çizerek belirtiyorum. İnanın dostlar; TV seyretme işi; o kadar önemli bir konu ki; bir değil, beş değil yüzlerce, binlerce defa anlatmak lazımdır. İşin acı tarafı, her türlü sakıncalı yayınları yapan kimi TV kanalları; bu tür yayınları yapan kimi kuruluşlar; yapmış olduğu bazı söyleşilerde: bu tür sakıncalı yayınların insanlara verdiği zarardan bahseden uzmanları çıkararak, bir de konuşturuyorlar. Bu alanda söz sahibi olan tüm insanlar; bir tecavüz sahnesinin aile ortamında birlikte seyredilme, olayının olmamasının gerektiğinden bahsetmektedirler. Israrla bunlardan vazgeçilmesinden yanalar. Aile içi sapık ilişkileri gösteren, yayınlayan hatta bu yayınlarla dolayısı ile reklamını yapan, bu tür yayınların, kaldırılmasını istemektedirler. Sigaraya getirilen yasağa rağmen; içki reklamının zirve yapması manidardır. Aynı hassasiyetin içki alanında da gösterilmesi şarttır. Açık alanlarda veya kapalı alanlarda insanları özendirecek şekilde; içkiyi cezbedecek etkinliklerden korunmak lazımdır. Hatta kimi devlet memuru konumundaki dizi kahramanlarını sürekli ayyaş bir insan olarak göstermek neyin nesidir? Üstelik o sürekli sarhoş olan kahraman tipini insanlara empoze ederek, sarhoş olan bir memurun diğerlerinden daha temiz ve güvenli gösterilmesi de işin cabasıdır. Eski yeşilçam filmlerinin vazgeçilmez sahneleri; içki masalarıdır. Toplumu ahlaken nerelere götürdüklerinin farkında bile, değiller. Dizide, Memurun mu reklamı yapılıyor, içkinin mi? anlaşılır gibi değildir. Bu toplumu bu tür zararlı yayınlardan korumak birilerinin görevi olsa gerektir. Devletin bu alandaki denetim mekanizmaları çıksın ve o zaman bunların zararlı olmadığını söylesin. Yeşilay gibi kuruluşlar gereksizdir, desin. Bu şiddet, bu ahlaksızlık, bu bağımlılık yapan maddelerin reklamı, aile içi ters ilişkiler, cinayet v.s. nereye kadar… Kadın şiddetini önleyelim derken, sanki reklamı yapılmaktadır. Devletin mekanizmalarının denetleyemediği bu durumlar karşısında; bir de ailenin duyarsızlığı eklenince alın size onlarca olumsuz haber… Zaten toplumun bir kesimi Dini Kültür yapısı az olan, zayıf ve korumasız olan bir durumda olunca; bu tür tehlikeler her an kapınızı çalabilir. Güçlü aile yapısı imajı da zedelenmektedir. Üstelik alkol kullanımının, sürücü konumundaki şoförlerde sıfır olmasını gerektiğinin konuşulduğu şu günlerde umarım birileri de bu konulara el atar.
Atalarımızın günlük hayatında sıradan olan şeyler bizim için çok ender görünen olaylar oldu. Ne kadar kötü duruma düşmüşüz ki; doğru hareket yapan adam; dikkatimizi çekiyor. Aslında toplumun doğru hareketlere sürekli alışkın olması lazım ki; yanlış hareketler dikkat çeksin. Bu toplumun böyle olmasında; TV yayınlarının kontrolsüz şekilde topluma sunulmasından kaynaklandığı kanaatini taşıyorum. Bu olumsuzlukların toplumun sosyal hayatını getirdiği nokta ortadadır. Yoruma gerek yoktur.
İşte geldiğimiz nokta. Bu tür yanlış yayınların önüne engel koyamaz duruma geldiğimiz zaman; hayatımızın her alanında olumsuzluklara hazır olalım. Topluma kimleri nasıl, hangi hareketleri ile örnek göstereceğimizi iyi seçmeliyiz. Unutmayalım en güzel öğrenme metodu örnek alarak öğrenmedir. Devletin denetim kurumlarının bu konuda daha etkin olmasını bekliyoruz.