TERÖR SEVİLİR Mİ?
Evet, insanlara bu soruyu yöneltsek; hemen, herkes yürekten, içten bir sesle: hayır, der... O zaman, bu terör olayları, neden bitmez. Cevabı basittir. Aslında terörü sevmediğini söyleyen kimi taraflar; sözlerinin aksine, her türlü gücü ile; terörün arkasında olurlar ve onları severler. Onlarla, yani terör örgütü liderleri ile; açıktan yahut, gizli olarak görüşürler. Onlara hem madden, hem manen destek verirler. Neden? çünkü, yarar ilişkileri vardır. Menfaatler karşılıklıdır. Kendilerine boyun eğmeyen kimi kurumları, devletleri, şahısları; terör örgütleri aracılığı ile; hizaya getirmeye çalışırlar. O zaman tekrar soralım Terör sevilir mi? Cevap: Birileri tarafından sevilir... Hem de; sevenler; En fazla bağırarak; terörden nefret ettiğini söylerler. O söylemlerin arkası boştur. Terör örgütlerine silah vermeye devam ederler. Liderlerini veya kadrolarını devletlerinin sınırları içerisinde beslerler. Aranılan insanlar olmasına karşılık; onları bir devlet reisi gibi, ağırlarlar. Hadi bakalım, çık işin, içinden... Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu, hikayesi... Çok basit; İşte o zaman; Dünyanın hiç bir devleti, kurumu, gurubu; Terör örgütlerine, silah vermeyi bıraksın, lojistik desteği bıraksın, sahip çıkmayı bıraksın... çok kısa zamanda en acımasız örgüt bile, yıkılır gider... Bu işleri yapmadıklarına göre; Demek ki; birileri terörü seviyormuş... Bu sevgi ne zamana kadar devam eder. O örgütler, kendi canlarını yakana kadar... İşte o zaman; Tüm Dünyayı ayağa kaldırırlar... Önemli olan; kendi canlarını ölmesi, kendi canlarının yanmasıdır. Yoksa; o terör örgütleri başkalarının canlarını, sürekli yakarlar iken; Onlar, büyük bir keyifle; içkilerini yudumlamayı, tercih ederler. Ölenler can değildir. Sanki, bir film seyrediyor, edasında olurlar. Taa ki; kendi canları yanana kadar, kendi evlerinde acı hissedilene kadar... Bütün bu olaylar göstermektedir ki; DÜNYA devletleri açıkça, terör örgütlerini tanımlayıp; onları yok etme adına; çaba ve gayret sarf etmeyi ilke edinip, güçlerini birleştirerek aynı hedefe yönlendirmedikçe; Dünya terör olayları ile; sarsılmaya devam edecektir. Bu anlayışın, ne zaman hayata geçirileceğini kestirmek zordur. Hatta imkansızdır da, denebilir. Herkes, ayrı dilden konuşmaktadır. Herkes, söyleyeceği cümleleri kurar iken; kendine yakın olan terör örgütlerini, incitmemeye özen göstermektedir. O nedenle, ortak tavır, ortak duruş, hasretle ve özlemle beklenmektedir. Hal böyle olunca; terör örgütlerinin amacı olan; masum ve sıradan insanları öldürerek, korku salmak, düşüncesi gittikçe öne çıkacaktır. Sokaktaki insan; her adımında, yaşantısının her anında; bir terör olayı ile karşılaşabilir miyim? endişesi ile yaşayacaktır. Eğer, Terörden yakınan devletler bu yakınmalarında; ciddi iseler; öncelikle, kendi vatandaşlarının can emniyetini, her alanda korumak, zorundadırlar. Daha sonra başka insanların can emniyetini korumak adına; terör örgütlerine yardımdan, hatta sempatik bakmaktan vazgeçmek zorundadırlar... Yoksa; o terör bir gün kendilerini de; vurabilir. Kısacası; terörü sevmeyi gerçekten, yürekten ve samimi bir şekilde bırakacaklar. Onlara yüz vermeyecekler. Tebessüm dahi göstermeyecekler. İşte o zaman; terör örgütleri kendiliğinden yok olur, gider...