Gelecek gençlerle şekillenir. Gençliğiniz ne kadar canlı, diri, idealist, kültürlü, bilgili ve çalışkan olursa geleceğe bakışımız o kadar ümitlidir. Ümitlerimizin yeşermesi yukarıda belirtilen kavramların; gençlerde yerleşmesi, o kavramlara göre hayatlarının şekillenmesi ile ilgilidir.
Tarihe mal olmuş, Milletlerin en önemli görevlerinden ve ideallerinden birisi; yetişen nesillerine sahip çıkmasıdır. Tarihte İmparatorluk kurmuş, Devlet kurmuş; bir neslin torunları olarak; yetişen nesillerin, daha iyi bir tarih kültürüne sahip olması gerekir. Tarihini anlamak, işin en idealidir. Neslimizin öncelikle tarihi ile barışık olmasını istemeyen zihniyetin birinci önceliği tarih anlayışını yıkmak ve tarihteki bir, çok olay ile alay etmek, onu aşağılamaktır. Şanlı tarihi gerçekleri yeni nesillerden uzaklaştırmaktır. Bu aynı zamanda emperyalizmin bir taktiğidir. Tarihi ile barışık olmayan nesilleri tarih bilincinden uzaklaştırdıktan sonra; o boşluğu daha değişik şeylerle doldurmaktır. Böylece Tarihi ile bağı koparılan genç nesil her türlü tehlikeli fikre açıktır. Çünkü, Tarih anlaşılınca; içinde, Yüce Dinimiz, inancımız, ananemiz, geleneğimiz, kendisiyle gurur duyacağımız binlerce örneğimiz, kısacası, tüm değer yargılarımız, vardır. Karşımıza; Dostluğumuz, hoşgörümüz, adaletimiz kısacası binlerce olumlu örnek çıkacaktır. Böyle örneklerle dolu bir Tarihin genç nesiller tarafından algılanması da; birilerinin işine gelmeyecektir. Kötü amaçlı düşünce sahipleri için; bu Tarih olgusunun bilinmemesi gerekmektedir.
Bugün yaşantısı ile gurur duyacağımız şanlı tarihimizle; genç nesillerimiz ne kadar ilgilidir. Onların ışığında geleceğine ne kadar sahip çıkmaktadır, ortadadır. Neslimiz o kadar savunmasız ve korumasız bırakılmış tır ki; ne olduğu belli olmayan batı kültürünün temsilcisi olan bir müzik gurubunun söylediği parçanın içeriğinin çeşitli küfürlerle dolu olmasına rağmen; konserine koşarak gitmektedir. AFYON içmiş insanlar gibi kendilerinden geçmektedirler. Tarihi gerçeklerle, Dünyaya kendini müzik otoriteleri tarafından kabul ettirmiş olan müziğimizden haberleri bile yoktur. Hangi alana bakarsanız bakınız; bir örnek alma, özenme, taklit etme, hastalığı almış başını gidiyor. İşin en acısı ailelerin artık çocuklarına, nesillerine söz geçiremez olmalarıdır. Eğitim ve Öğretim açısından bu tür değerlere ne kadar önem verdiğimiz ortadadır. Hala Dini eğitim normal liselerde sıradan bir ders olarak işlenmektedir. Tarih bilincimiz yeteri kadar verilmemektedir. Edebiyatımız, ona eser vermiş örnek şahsiyetler, beslendikleri ana fikirleri ile; birlikte yeteri kadar işlenmemektedir. Mevlana‘nın , Yunusun insan sevgisinden bahsedilerek; onların şahısları alabildiğine yüceltilirken, asıl beslendikleri ana kaynaktan, onun yüceliğinden kimse bahsetmemektedir.Ya da bahsetmek işine gelmemektedir. Böyle, ortamda yetişmekte olan neslin kavram kargaşasına, düşürülerek, onun her alanda zayıf yetişmesi neticesinde; en ufak bir sarsıntıda yanlış fikirlerin, yaşantıların etkisinde kalmaktadır. Kısacası, savunmasızdır.
Bugün Dünya üzerinde bir güç olmak istiyorsak; yaşadığımız çağa damga vurmak istiyorsak; Milli ve MANEVİ değerlerine sahip çıkan, onu yaşama biçimi olarak kabul etmiş her alanda yeteri kadar bilgili, çalışkan nesiller yetiştirmeliyiz. Bu amacın tüm aileler tarafından; bir ilke olarak kabul edilip hayata geçirilmesi yeterli değildir. Bu amaç; Devlet destekli eğitim ve öğretimle de desteklenmelidir. Ancak o zaman geleceğinden emin, büyük bir ümitle, geleceğe bakan bir Millet olabiliriz…
Her zaman gençler ve onların yetişmesi ile ilgili konulara ve onlara bağlı olarak; Aile kavramı ile ilgili tüm sorunlara ve çözümlerine katkı sağlayan yazılarımıza devam edeceğiz. Sorumluluğumuz onu gerektirmektedir.