Hazreti Ömer, Cübbeliye türbeden selam yollamış. Cübbeli müritlerine veya arkadaşlarına anlatıyor:
Daha öncede size söylemiştim. Bir kere yurt dışı yasağım varken Efendi Hazretleri Umreye gitmişti. Döndüğünde bana, “Ahmed’e söyle talep ederse okusun” diye bir laf söylemişti.
Kaç kere Hazreti Osman ve Abdullah bin Ömer anhümayı ziyaretlerinde bana selamlarını ve tefsir hizmetlerimden memnuniyetlerini anlatmışlardı.
( Yani 1400 sene önce yaşayan sahabeler, şu anda Cübbelinin çalışmalarını izliyorlarmış ve Mahmut Efendi aracılığı ile Cübbeliye memnuniyetlerini bildiriyorlarmış.)
CÜBBELİNİN KİTABINDAN, İSMAİL NACAR ALINTI YAPIYOR
Tenasül uzvu için okunacak ayet: Yani bu iktidarı yerinde olsun diye dört teklif vardır. Bakara Suresinin 260. Ayeti kerimesini bir miktar suya okunur, sudan biraz alınarak (Affedersiniz) tenasül uzvuna serpilir ve suyun kalanı içilir.
Bahsi geçen Bakara 260. Ayetin meali: “Bir vakitte İbrahim, “Ey Rabbim bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” demişti. (Allah) “İnanmadın mı?” buyurdu. (İbrahim) “İnandım ancak kalbim iyice yatışsın diye” dedi. “Öyle ise kuşlardan dördünü tut da onları kendine çevir, iyice tanıdıktan sonra her dağ başına onlardan bir parça dağıt. Sonra da onları çağır, sana koşa-koşa gelsinler” buyurdu. Bil ki Allah, gerçekten her şeye gücü yetendir. Yaptığını sağlam yapar ve yaptığında bir hikmet bulunandır.
Cübbelinin kitabında tavsiye ettiği ile bu ayetin ne gibi bir alakası olur siz karar verin.
CÜBBELİNİN İFTİRASI: KUR’AN ANLAŞILACAK KİTAP DEĞİLDİR, BİZİ ARACI EDİNİN.
Sizden birisi de çıkar, ona dersiniz ki, “sende adam, bende adamım.” Hiç lüzum yok seni dinlemeye. Bende konuşurum kendi kendime. Böyle din olur mu? Mezhebi devreden çıkar, Mürşidi devreden çıkar, âlimi devreden çıkar, Veliyi devreden çıkar, araya vesile koymayın diyor. Aracıya gerek yok diyor. Direk Allah’a irtibat kurun diyor. Bağlarsan buranın cereyanını, direk patlat, buraya bağla, patlat.
Kardeşim arada baraj var, buradan oraya, oradan buraya, şuradan şuraya şu ışık gelene kadar dünya kadar irtibat var. Allah Peygamber gönderdi. O, zaman Kâbe’nin damına Kur’an indirirdi, siz buradan alın, okuyun derdi.
Ara cevap: Kur’anı kerim, Kaf Suresi, 56. Ayet: “Biz Peygamberleri, sadece müjdeleyici ve uyarıcı olarak göndeririz.”
Ebu Bekir Sıddık Araptı, Kureyşliydi, fasihdi, beliğdi. Hazreti Ömer ne kadar Arapça da zirveydi. Hazreti Ali, bunların hepsi şairdi. Arapça şiir söyleyecek kadar Arap edebiyatına vakıftı. Bunların hepsinin şiirleri var ama Kur’an geldiği zaman oradaki manaları kime soruyorlardı? Resulüllah (s.a) soruyorlardı. Kendileri Arap olarak biz burayı böyle anladık diyemezlerdi. Bugün Kur’an Resulüllah’ın hadisi şerifleri olmadan anlaşılacak bir kitap değildir.
KUR’AN ANLAŞILIR
Cevap: “Elbet biz, gönülden inanacak herkes için ayetlerimizi açık ve anlaşılır kılmışızdır. (Bakara 118)
“Size ayetlerimizi açıkladık, belki akıl erdirirsiniz. (Ali İmran 118)
“Bu Rabbinin doğru yoludur. Biz öğüt alacak bir kavim için ayetleri ayrıntılı olarak açıkladık. (Enam 126)
“Bu hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından ayetleri önce sağlam kılınmış, sonrada detaylandırılıp açıklanmış bir kitaptır.” (Hud 1)
“Allah anlayacak bir topluluk için ayetlerini açıkça beyan ediyor.”1 (Yunus 5)
“Kur’an uydurulabilecek bir söz değildir. Aksine Kur’an, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan; iman eden bir toplum için rahmet ve bir rehberdir.” (Yusuf 111)
“ Bunlar apaçık kitabın ayetleridir.” (Yusuf 1)
“İşte biz,(ibret almanız için gerekli olan) her şeyi açık ve net olarak önünüze koymuş bulunuyoruz.” (İsra 12)
“ And olsun bu Kur’an da düşünüp anlamaları için bunları açık-açık anlatıyoruz. Fakat bu sadece onların nefretini artırıyor.” (İsra 41)
“Biz bu kitabı sana sadece, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir topluma da rehber ve rahmet olsun diye indirdik.” (Nahil 64)
“Biz kitabı sana her şeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve müjde olarak indirdik.” (Nahil 89)
“Bunlar apaçık kitabın ayetleridir.” (Kasas 2)
“ Andolsun ki, size açıklayıcı ayetler, sizden önce gelip geçenlerden bir örnek ve saygılı olanlara bir öğüt indirdik.” (Nur 34)
Ve (Zümer 27), (Fussilet 3), (Zuhruf 2), (Kamer 17), (Hadid 17) daha birçok ayet bu gerçeği anlatıyor.