Receb, şaban ve ramazan ayları, yüce Allah’ın ruhumuza ikram ettiği faziletli ve feyizli bir zaman dilimidir. Yapılan dileklerin dalga dalga Allah’a ulaştığı, dökülen pişmanlık göz yaşlarının günahları silip yok ettiği kandiller geçididir. Ancak şunu hiçbir zaman unutmamalıyız ki, manevi hayat süreklilik ve kararlılık ister.
Sevgili Peygamberimiz [sallallahu aleyhi vesellem], “Allah’ın en çok sevdiği (nâfile) ibadet, az da olsa devamlı olanıdır” (Müslim) buyurarak müminleri bu hususlarda daha dikkatli olmaya ve titiz davranmaya davet etmektedir. Kandil gecelerinde güzelce ibadet edip, ondan sonra bırakmak, çok fazla ibadet edip de sonra yorulup dermansız düşüp, ibadetten soğuyup kenara çekilmek doğru değildir. Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem], “İşlerin en hayırlısı orta yollu (mutedil) olanıdır” (Beyhakî) hadisiyle bizlere ifrat ve tefritten sakınmamızı tavsiye etmektedir.
Üç aylar ve mübarek geceler, öncelikle Rabbimiz’e, ailemize, milletimize ve ülkemize karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlatmalı, hatalarımızdan ve günahlarımızdan tövbe etmemize vesile olmalıdır.