Alman turistler yıllardır aradıkları şifayı Antalya’nın doğasında buldular
Ekonomi
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
01.06.2024 - 11:33, Güncelleme:
01.06.2024 - 11:15
Alman turistler yıllardır aradıkları şifayı Antalya’nın doğasında buldular
Alman turistler yıllardır aradıkları şifayı Antalya’nın doğasında buldular
Alman turisteler yıllardır aradıkları şifayı Antalya’da buldular. Mide, diyabet, sedef ve KOAH hastası olan Alman turistler Antalya’nın Akseki ilçesinde bulunan defne yaprağı, kekik, ada çayı, yaban mersini ve yaban zeytini yaprağından şifa buldular. Alman turistler bu bitkilerden yeniden almak için özel olarak Almanya’dan Antalya’ya gelerek Akseki turuna katılıp bu bitkileri temin ettiler.Side-Manavgat bölgesinde faaliyet gösteren turizm acentesi satış pazarlama sorumlusu Faruk Boztaş, Türkiye’ye gelen turistleri alternatif turizm kapsamında Akseki-İbradı-Ürünlü-Belenalan köylerine gelip, buradaki tarihi doğal güzellikleri ve Altınbeşik Mağarasını gösterdiklerini söyledi.Yıllardır bu bölgedeki yapmış oldukları çalışmalar neticesinde insanların yaban bitkilerini gösterme fırsatını da bulduklarını söyleyen Boztaş, “Geçen yıl bu bölgeye misafirlerimizi getirdiğimizde bazı misafirlerimizin mersin yaprağı, ada çayı, kekik, defne bitkilerini götürdüklerini tespit ettik. Daha sonradan bize bunlarla ilgili geri dönüşüm yazıları yazdılar. Bizde elimizdeki kaynaklara göre insanlara burada hangi bitkinin ne işe yaradığını tarif etmeye çalıştık. Bu kaynaklar tamamen Türkiye’de çalışılmış olan ve üniversitelerden gelen kaynaklar. Özellikle insanlara bu doğru bilgiyi insanlara doğru vermek açısından bu kitapları getirttirdik” dedi.“Defne yaprağı KOAH hastalığına iyi geldi”Geçen yıl Almanya’dan Türkiye’ye gelen ve Akseki turuna katılan hanımefendi eşinin KOAH hastası olduğunu, Akseki’nin Belenalan köyünden aldığı mersin yaprağı çayını kullandığını ve kendilerine defalarca mail atarak kendilerine bu yapraktan göndermelerini istediklerini anlatan Boztaş, “Bunu biz maalesef gönderemedik. Fakat kendisi yeniden Türkiye’ye geldi ve tekrardan bize ulaştı. Aslında onların amaçlarının aynı tura katılmak değil, Belenalan köyüne gelip bu bitkileri almak için geldiklerini söylediler. Kendilerinin Almanya’da birçok baharatçılarda aradıklarını ve Akseki’deki özelliklerde olmadığını söylediler. Kendisinin de aynı zamanda diyabet hastası olduğunu ve bunun içinde defne yaprağını belirli bir beslenme programını uygulayarak defne yaprağını takviye olarak kullandığını ve ilaçları tamamen bıraktığını söyledi. Kendisi artık herhangi bir ilaç kullanmadığını, adaçayı, kekik çayını da soğuk algınlığı, mide ve bağırsak rahatsızlıklarında kullandıklarını, bunların ilaçlardan daha iyi geldiğini söylediler. Biz bu bilgileri kendilerinden alıp daha sonrasında diğer misafirlerimize de ulaştırmaya çalışıyoruz. Bu bitkilerin gerçekten faydasını kendi üzerimizde de görüyoruz. Kendimizde kullanıyoruz. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru saatte kullanıldığı zaman bu bitkiler tamamen şifa kaynağı olarak görülüyor” diye konuştu.“Akseki bölgesinde bulunan bitkiler şifa kaynağı”Rakım olarak Akseki bölgesinde bulunan bitkilerin daha şifalı olduğuna dikkat çeken Boztaş, “Biz sonuçta bitki uzmanı değiliz. Bu konuda Türkiye’de çok değerli hocalarımızdan bilgi alışverişinde bulunduk. Kendileri bize bunlarla ilgili kitaplar gönderdiler. O kitaplardan yola çıkarak gelen misafirlerimize taşımaya çalıştık ve bununla ilgili çok olumlu şeyler var. Özellikle Akseki bölgesinde bulunan bitkilerin yapılan araştırma sonucunda sadece bu bölgede toplanan bazı bitkilerin faydasının olduğunu tespit ettik. Kıyı şeridinde toplanan bir defneyaprağı ile Akseki’de topladığımız bir defneyaprağının aynı olmadığını gördük. Dolayısı ile buranın hem hava, hem iklim, hem de toprağındaki zengin mineralleri bu bitkileri tamamen beslediğini inanıyoruz. Bundan dolayı ülkemizde bulunan bitkileri aslında doğru kullanılıp insanlara doğru aktarılmasını ve bunun artık ileride bir ihracat için bire bir sebep olmasını öngörüyoruz. Bu şekilde olursa hem turizme deniz ve kum değil aynı zamanda sağlık turizmine de bir şekilde çevirebileceğimize inanıyoruz. Bu bölgede yaklaşık 4 yıldır bu şekilde çalışmamız var. Artık bu bölgenin insanların meyvesini topladığını görüyoruz. Bu bölgede bulunan insanlar, burada yaşayan insanlar, Yörüklerimiz bu işi benimsediler. Eskiden yanından geçtikleri bitkilere şimdi altın gözüyle bakıyorlar. Umarım ülkemiz açısından da faydalı bir gelişme olur” şeklinde konuştu.“Yeniden bitki almaya geldim”Almanya’da yaşayan ve yaşlılar evinde hemşire olan Mandy Freısleben, “Geçen sene bu turu yapmıştım. Bu bitkileri alıp Almanya’ya götürmüştüm. Bu bitkilerin aynısını Almanya’da çok aradım fakat kesinlikle bulamadım. Bitkilerden güzel beklentilerim oldu. Tekrardan bu yıl Almanya’dan gelerek aynı tura katıldım. Tek amacım ise aynı yerden bu bitkileri satın almak oldu. Kendim Adaçayı, defneyaprağı, mersin yaprağını çeşitli hastalıklar için kullandım. Bundan şifa buldum. Bunun için bu tura katılarak Akseki’den bu bitkileri bulup yeniden yerinde aldığım için mutluyum. Zeytin yaprağı çayını mide ve bağırsak sağlığı ve aynı zamanda zayıflamak için kullandık. Mersin yaprağını da KOAH hastalığı için kullandık. Defneyaprağını da kendimde diyabet olduğu için kullandım” diye konuştu.“46 yıldır hekimin yanında asistanlık yapıyorum”Almanya’dan gelen Lısa Wanıng (64) ise, “Eniştem geçen yıl burada tura katılmıştı. Bu turda bana hediye olarak mersin yaprağı getirdi. Kendimde yaklaşık 25 yıldır polen alerjisi vardı. Mersin yaprağı çayını içtikten sonra daha sonradan bende bulunan bu kronik rahatsızlığı tesadüfen tedavi ettiğini gördüm. Yılda birkaç defa Türkiye’ye geliyorum. Her sene gelmeye devam edeceğim. Özellikle bu çay için Akseki bölgesine geleceğim. Kendim 46 yıldır hekimin yanında asistanlık yapıyorum. Antialerjik haplar kullanıyordum. Onları kullanınca kendimi yorgun hissediyordum. Şu anda da normalde yazın ilkbahar döneminde Almanya’da polen alerjisinden dolayı dışarı çıkamıyordum. Bu çayı kullandıktan sonra böyle bir sorunum kalmadı. Oldukça mutluyum” dedi.“12 yıldır sedef hastasıydım, yüzde 95 şifa buldum”Alman Ralf Eckhardt (68) “Geçen sene acente vasıtası ile tura katıldım. Bana bazı şifalı bitkiler bildirildi. En sonunda mersin yaprağının şifasını duydum. Kendim yıllardır sedef hastalığı ile mücadele ettim. Almanya’da birçok noktaya gittim. Herhangi bir şifa bulma şansım olmadı. Yaklaşık 12 yıldır bu hastalığı çekiyorum. Bu mersin yaprağını 3 hafta düzenli şekilde kullandım. Hastalığımın yüzde 95’ini iyileştirdi. Genç ya da yaşlı olması önemli değil. Bu hastalık herkesi bir şekilde bulabiliyormuş. Kendimde bu konuda şifa aramaya başladım. Sonunda buraya gelerek bu bitki ile tanıştım. Sonrasında 3 hafta düzenli kullandım. Tekrar bu bitkiyi aynı yerden aynı noktadan almak için buraya geldim. Hastalığıma arada bir sadece vücudumun bazı yerlerini nemlendirmesi için krem kullanıyorum. Karın bölgemden daha önce aynı hastalıktan tedavi oldum ve normal tıp tedavisi ile iyi oldu. Fakat sırt bölgesinde bugüne kadar herhangi bir şifa bulamamıştım. Bu bitkiden ise şifa buldum. Yeniden Türkiye’ye gelerek tura katıldım ve bu bitkiyi aldım” diye konuştu.
Alman turistler yıllardır aradıkları şifayı Antalya’nın doğasında buldular
Alman turisteler yıllardır aradıkları şifayı Antalya’da buldular. Mide, diyabet, sedef ve KOAH hastası olan Alman turistler Antalya’nın Akseki ilçesinde bulunan defne yaprağı, kekik, ada çayı, yaban mersini ve yaban zeytini yaprağından şifa buldular. Alman turistler bu bitkilerden yeniden almak için özel olarak Almanya’dan Antalya’ya gelerek Akseki turuna katılıp bu bitkileri temin ettiler.
Side-Manavgat bölgesinde faaliyet gösteren turizm acentesi satış pazarlama sorumlusu Faruk Boztaş, Türkiye’ye gelen turistleri alternatif turizm kapsamında Akseki-İbradı-Ürünlü-Belenalan köylerine gelip, buradaki tarihi doğal güzellikleri ve Altınbeşik Mağarasını gösterdiklerini söyledi.
Yıllardır bu bölgedeki yapmış oldukları çalışmalar neticesinde insanların yaban bitkilerini gösterme fırsatını da bulduklarını söyleyen Boztaş, “Geçen yıl bu bölgeye misafirlerimizi getirdiğimizde bazı misafirlerimizin mersin yaprağı, ada çayı, kekik, defne bitkilerini götürdüklerini tespit ettik. Daha sonradan bize bunlarla ilgili geri dönüşüm yazıları yazdılar. Bizde elimizdeki kaynaklara göre insanlara burada hangi bitkinin ne işe yaradığını tarif etmeye çalıştık. Bu kaynaklar tamamen Türkiye’de çalışılmış olan ve üniversitelerden gelen kaynaklar. Özellikle insanlara bu doğru bilgiyi insanlara doğru vermek açısından bu kitapları getirttirdik” dedi.
“Defne yaprağı KOAH hastalığına iyi geldi”
Geçen yıl Almanya’dan Türkiye’ye gelen ve Akseki turuna katılan hanımefendi eşinin KOAH hastası olduğunu, Akseki’nin Belenalan köyünden aldığı mersin yaprağı çayını kullandığını ve kendilerine defalarca mail atarak kendilerine bu yapraktan göndermelerini istediklerini anlatan Boztaş, “Bunu biz maalesef gönderemedik. Fakat kendisi yeniden Türkiye’ye geldi ve tekrardan bize ulaştı. Aslında onların amaçlarının aynı tura katılmak değil, Belenalan köyüne gelip bu bitkileri almak için geldiklerini söylediler. Kendilerinin Almanya’da birçok baharatçılarda aradıklarını ve Akseki’deki özelliklerde olmadığını söylediler. Kendisinin de aynı zamanda diyabet hastası olduğunu ve bunun içinde defne yaprağını belirli bir beslenme programını uygulayarak defne yaprağını takviye olarak kullandığını ve ilaçları tamamen bıraktığını söyledi. Kendisi artık herhangi bir ilaç kullanmadığını, adaçayı, kekik çayını da soğuk algınlığı, mide ve bağırsak rahatsızlıklarında kullandıklarını, bunların ilaçlardan daha iyi geldiğini söylediler. Biz bu bilgileri kendilerinden alıp daha sonrasında diğer misafirlerimize de ulaştırmaya çalışıyoruz. Bu bitkilerin gerçekten faydasını kendi üzerimizde de görüyoruz. Kendimizde kullanıyoruz. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru saatte kullanıldığı zaman bu bitkiler tamamen şifa kaynağı olarak görülüyor” diye konuştu.
“Akseki bölgesinde bulunan bitkiler şifa kaynağı”
Rakım olarak Akseki bölgesinde bulunan bitkilerin daha şifalı olduğuna dikkat çeken Boztaş, “Biz sonuçta bitki uzmanı değiliz. Bu konuda Türkiye’de çok değerli hocalarımızdan bilgi alışverişinde bulunduk. Kendileri bize bunlarla ilgili kitaplar gönderdiler. O kitaplardan yola çıkarak gelen misafirlerimize taşımaya çalıştık ve bununla ilgili çok olumlu şeyler var. Özellikle Akseki bölgesinde bulunan bitkilerin yapılan araştırma sonucunda sadece bu bölgede toplanan bazı bitkilerin faydasının olduğunu tespit ettik. Kıyı şeridinde toplanan bir defneyaprağı ile Akseki’de topladığımız bir defneyaprağının aynı olmadığını gördük. Dolayısı ile buranın hem hava, hem iklim, hem de toprağındaki zengin mineralleri bu bitkileri tamamen beslediğini inanıyoruz. Bundan dolayı ülkemizde bulunan bitkileri aslında doğru kullanılıp insanlara doğru aktarılmasını ve bunun artık ileride bir ihracat için bire bir sebep olmasını öngörüyoruz. Bu şekilde olursa hem turizme deniz ve kum değil aynı zamanda sağlık turizmine de bir şekilde çevirebileceğimize inanıyoruz. Bu bölgede yaklaşık 4 yıldır bu şekilde çalışmamız var. Artık bu bölgenin insanların meyvesini topladığını görüyoruz. Bu bölgede bulunan insanlar, burada yaşayan insanlar, Yörüklerimiz bu işi benimsediler. Eskiden yanından geçtikleri bitkilere şimdi altın gözüyle bakıyorlar. Umarım ülkemiz açısından da faydalı bir gelişme olur” şeklinde konuştu.
“Yeniden bitki almaya geldim”
Almanya’da yaşayan ve yaşlılar evinde hemşire olan Mandy Freısleben, “Geçen sene bu turu yapmıştım. Bu bitkileri alıp Almanya’ya götürmüştüm. Bu bitkilerin aynısını Almanya’da çok aradım fakat kesinlikle bulamadım. Bitkilerden güzel beklentilerim oldu. Tekrardan bu yıl Almanya’dan gelerek aynı tura katıldım. Tek amacım ise aynı yerden bu bitkileri satın almak oldu. Kendim Adaçayı, defneyaprağı, mersin yaprağını çeşitli hastalıklar için kullandım. Bundan şifa buldum. Bunun için bu tura katılarak Akseki’den bu bitkileri bulup yeniden yerinde aldığım için mutluyum. Zeytin yaprağı çayını mide ve bağırsak sağlığı ve aynı zamanda zayıflamak için kullandık. Mersin yaprağını da KOAH hastalığı için kullandık. Defneyaprağını da kendimde diyabet olduğu için kullandım” diye konuştu.
“46 yıldır hekimin yanında asistanlık yapıyorum”
Almanya’dan gelen Lısa Wanıng (64) ise, “Eniştem geçen yıl burada tura katılmıştı. Bu turda bana hediye olarak mersin yaprağı getirdi. Kendimde yaklaşık 25 yıldır polen alerjisi vardı. Mersin yaprağı çayını içtikten sonra daha sonradan bende bulunan bu kronik rahatsızlığı tesadüfen tedavi ettiğini gördüm. Yılda birkaç defa Türkiye’ye geliyorum. Her sene gelmeye devam edeceğim. Özellikle bu çay için Akseki bölgesine geleceğim. Kendim 46 yıldır hekimin yanında asistanlık yapıyorum. Antialerjik haplar kullanıyordum. Onları kullanınca kendimi yorgun hissediyordum. Şu anda da normalde yazın ilkbahar döneminde Almanya’da polen alerjisinden dolayı dışarı çıkamıyordum. Bu çayı kullandıktan sonra böyle bir sorunum kalmadı. Oldukça mutluyum” dedi.
“12 yıldır sedef hastasıydım, yüzde 95 şifa buldum”
Alman Ralf Eckhardt (68) “Geçen sene acente vasıtası ile tura katıldım. Bana bazı şifalı bitkiler bildirildi. En sonunda mersin yaprağının şifasını duydum. Kendim yıllardır sedef hastalığı ile mücadele ettim. Almanya’da birçok noktaya gittim. Herhangi bir şifa bulma şansım olmadı. Yaklaşık 12 yıldır bu hastalığı çekiyorum. Bu mersin yaprağını 3 hafta düzenli şekilde kullandım. Hastalığımın yüzde 95’ini iyileştirdi. Genç ya da yaşlı olması önemli değil. Bu hastalık herkesi bir şekilde bulabiliyormuş. Kendimde bu konuda şifa aramaya başladım. Sonunda buraya gelerek bu bitki ile tanıştım. Sonrasında 3 hafta düzenli kullandım. Tekrar bu bitkiyi aynı yerden aynı noktadan almak için buraya geldim. Hastalığıma arada bir sadece vücudumun bazı yerlerini nemlendirmesi için krem kullanıyorum. Karın bölgemden daha önce aynı hastalıktan tedavi oldum ve normal tıp tedavisi ile iyi oldu. Fakat sırt bölgesinde bugüne kadar herhangi bir şifa bulamamıştım. Bu bitkiden ise şifa buldum. Yeniden Türkiye’ye gelerek tura katıldım ve bu bitkiyi aldım” diye konuştu.
Side-Manavgat bölgesinde faaliyet gösteren turizm acentesi satış pazarlama sorumlusu Faruk Boztaş, Türkiye’ye gelen turistleri alternatif turizm kapsamında Akseki-İbradı-Ürünlü-Belenalan köylerine gelip, buradaki tarihi doğal güzellikleri ve Altınbeşik Mağarasını gösterdiklerini söyledi.
Yıllardır bu bölgedeki yapmış oldukları çalışmalar neticesinde insanların yaban bitkilerini gösterme fırsatını da bulduklarını söyleyen Boztaş, “Geçen yıl bu bölgeye misafirlerimizi getirdiğimizde bazı misafirlerimizin mersin yaprağı, ada çayı, kekik, defne bitkilerini götürdüklerini tespit ettik. Daha sonradan bize bunlarla ilgili geri dönüşüm yazıları yazdılar. Bizde elimizdeki kaynaklara göre insanlara burada hangi bitkinin ne işe yaradığını tarif etmeye çalıştık. Bu kaynaklar tamamen Türkiye’de çalışılmış olan ve üniversitelerden gelen kaynaklar. Özellikle insanlara bu doğru bilgiyi insanlara doğru vermek açısından bu kitapları getirttirdik” dedi.
“Defne yaprağı KOAH hastalığına iyi geldi”
Geçen yıl Almanya’dan Türkiye’ye gelen ve Akseki turuna katılan hanımefendi eşinin KOAH hastası olduğunu, Akseki’nin Belenalan köyünden aldığı mersin yaprağı çayını kullandığını ve kendilerine defalarca mail atarak kendilerine bu yapraktan göndermelerini istediklerini anlatan Boztaş, “Bunu biz maalesef gönderemedik. Fakat kendisi yeniden Türkiye’ye geldi ve tekrardan bize ulaştı. Aslında onların amaçlarının aynı tura katılmak değil, Belenalan köyüne gelip bu bitkileri almak için geldiklerini söylediler. Kendilerinin Almanya’da birçok baharatçılarda aradıklarını ve Akseki’deki özelliklerde olmadığını söylediler. Kendisinin de aynı zamanda diyabet hastası olduğunu ve bunun içinde defne yaprağını belirli bir beslenme programını uygulayarak defne yaprağını takviye olarak kullandığını ve ilaçları tamamen bıraktığını söyledi. Kendisi artık herhangi bir ilaç kullanmadığını, adaçayı, kekik çayını da soğuk algınlığı, mide ve bağırsak rahatsızlıklarında kullandıklarını, bunların ilaçlardan daha iyi geldiğini söylediler. Biz bu bilgileri kendilerinden alıp daha sonrasında diğer misafirlerimize de ulaştırmaya çalışıyoruz. Bu bitkilerin gerçekten faydasını kendi üzerimizde de görüyoruz. Kendimizde kullanıyoruz. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru saatte kullanıldığı zaman bu bitkiler tamamen şifa kaynağı olarak görülüyor” diye konuştu.
“Akseki bölgesinde bulunan bitkiler şifa kaynağı”
Rakım olarak Akseki bölgesinde bulunan bitkilerin daha şifalı olduğuna dikkat çeken Boztaş, “Biz sonuçta bitki uzmanı değiliz. Bu konuda Türkiye’de çok değerli hocalarımızdan bilgi alışverişinde bulunduk. Kendileri bize bunlarla ilgili kitaplar gönderdiler. O kitaplardan yola çıkarak gelen misafirlerimize taşımaya çalıştık ve bununla ilgili çok olumlu şeyler var. Özellikle Akseki bölgesinde bulunan bitkilerin yapılan araştırma sonucunda sadece bu bölgede toplanan bazı bitkilerin faydasının olduğunu tespit ettik. Kıyı şeridinde toplanan bir defneyaprağı ile Akseki’de topladığımız bir defneyaprağının aynı olmadığını gördük. Dolayısı ile buranın hem hava, hem iklim, hem de toprağındaki zengin mineralleri bu bitkileri tamamen beslediğini inanıyoruz. Bundan dolayı ülkemizde bulunan bitkileri aslında doğru kullanılıp insanlara doğru aktarılmasını ve bunun artık ileride bir ihracat için bire bir sebep olmasını öngörüyoruz. Bu şekilde olursa hem turizme deniz ve kum değil aynı zamanda sağlık turizmine de bir şekilde çevirebileceğimize inanıyoruz. Bu bölgede yaklaşık 4 yıldır bu şekilde çalışmamız var. Artık bu bölgenin insanların meyvesini topladığını görüyoruz. Bu bölgede bulunan insanlar, burada yaşayan insanlar, Yörüklerimiz bu işi benimsediler. Eskiden yanından geçtikleri bitkilere şimdi altın gözüyle bakıyorlar. Umarım ülkemiz açısından da faydalı bir gelişme olur” şeklinde konuştu.
“Yeniden bitki almaya geldim”
Almanya’da yaşayan ve yaşlılar evinde hemşire olan Mandy Freısleben, “Geçen sene bu turu yapmıştım. Bu bitkileri alıp Almanya’ya götürmüştüm. Bu bitkilerin aynısını Almanya’da çok aradım fakat kesinlikle bulamadım. Bitkilerden güzel beklentilerim oldu. Tekrardan bu yıl Almanya’dan gelerek aynı tura katıldım. Tek amacım ise aynı yerden bu bitkileri satın almak oldu. Kendim Adaçayı, defneyaprağı, mersin yaprağını çeşitli hastalıklar için kullandım. Bundan şifa buldum. Bunun için bu tura katılarak Akseki’den bu bitkileri bulup yeniden yerinde aldığım için mutluyum. Zeytin yaprağı çayını mide ve bağırsak sağlığı ve aynı zamanda zayıflamak için kullandık. Mersin yaprağını da KOAH hastalığı için kullandık. Defneyaprağını da kendimde diyabet olduğu için kullandım” diye konuştu.
“46 yıldır hekimin yanında asistanlık yapıyorum”
Almanya’dan gelen Lısa Wanıng (64) ise, “Eniştem geçen yıl burada tura katılmıştı. Bu turda bana hediye olarak mersin yaprağı getirdi. Kendimde yaklaşık 25 yıldır polen alerjisi vardı. Mersin yaprağı çayını içtikten sonra daha sonradan bende bulunan bu kronik rahatsızlığı tesadüfen tedavi ettiğini gördüm. Yılda birkaç defa Türkiye’ye geliyorum. Her sene gelmeye devam edeceğim. Özellikle bu çay için Akseki bölgesine geleceğim. Kendim 46 yıldır hekimin yanında asistanlık yapıyorum. Antialerjik haplar kullanıyordum. Onları kullanınca kendimi yorgun hissediyordum. Şu anda da normalde yazın ilkbahar döneminde Almanya’da polen alerjisinden dolayı dışarı çıkamıyordum. Bu çayı kullandıktan sonra böyle bir sorunum kalmadı. Oldukça mutluyum” dedi.
“12 yıldır sedef hastasıydım, yüzde 95 şifa buldum”
Alman Ralf Eckhardt (68) “Geçen sene acente vasıtası ile tura katıldım. Bana bazı şifalı bitkiler bildirildi. En sonunda mersin yaprağının şifasını duydum. Kendim yıllardır sedef hastalığı ile mücadele ettim. Almanya’da birçok noktaya gittim. Herhangi bir şifa bulma şansım olmadı. Yaklaşık 12 yıldır bu hastalığı çekiyorum. Bu mersin yaprağını 3 hafta düzenli şekilde kullandım. Hastalığımın yüzde 95’ini iyileştirdi. Genç ya da yaşlı olması önemli değil. Bu hastalık herkesi bir şekilde bulabiliyormuş. Kendimde bu konuda şifa aramaya başladım. Sonunda buraya gelerek bu bitki ile tanıştım. Sonrasında 3 hafta düzenli kullandım. Tekrar bu bitkiyi aynı yerden aynı noktadan almak için buraya geldim. Hastalığıma arada bir sadece vücudumun bazı yerlerini nemlendirmesi için krem kullanıyorum. Karın bölgemden daha önce aynı hastalıktan tedavi oldum ve normal tıp tedavisi ile iyi oldu. Fakat sırt bölgesinde bugüne kadar herhangi bir şifa bulamamıştım. Bu bitkiden ise şifa buldum. Yeniden Türkiye’ye gelerek tura katıldım ve bu bitkiyi aldım” diye konuştu.
Antalya HABERİ
İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanalından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhatap haberi geçen ajans olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.