İtalya’dan özel jetle deprem bölgesine yardıma koştu
Gündem
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
24.02.2023 - 16:00, Güncelleme:
24.02.2023 - 15:58
İtalya’dan özel jetle deprem bölgesine yardıma koştu
İtalya’dan özel jetle deprem bölgesine yardıma koştu
İş adamı Metehan Oğuz, deprem haberini alır almaz İtalya’dan özel jetle Kahramanmaraş’a giderek arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Bölgedeki izlenimlerini aktaran Oğuz, “Korku filmlerinden daha büyük bir afet vardı” dedi.Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaşandığı esnada iş görüşmesi için İtalya’nın Milano şehrinde olan iş insanı Metehan Oğuz, haberi alır almaz özel jet kiralayıp Türkiye’ye döndü. Oğuz, Kayseri’deki tanıdıklarıyla bir ekip kurarak Kahramanmaraş’a gitti ve önce yakınlarının kaldığı binada daha sonra ise diğer enkazlarda arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Depremin büyüklüğünü öğrendiği ilk anda içinde çalışmalara katılma isteği oluştuğunu söyleyen Oğuz, bölgeye nasıl ulaştıklarını ve orada yaşadıkları olayları anlattı. İş insanı Oğuz, Kahramanmaraş’ta korku filmlerinden bile daha vahim bir manzara ile karşılaştığını belirterek, tüm ekipleri yoğun bir çalışma içinde gördüğünü ifade etti.“10 kişilik bir ekiple Kahramanmaraş’a hareket ettik”Deprem haberini iş görüşmesi için gittiği Milano’da aldığını söyleyen Metehan Oğuz, “Yurt dışındaydım. İtalya Milano’da bir iş görüşmesindeydim. Sabah saat 4 sularında deprem uygulamasıyla uyandım ve Kahramanmaraş ve bölgesinde deprem olduğunu öğrendik. Deprem olduğunda her zamanki bir işte bir şehirde deprem oldu diye düşündüm ama tüm uluslararası kanallarda izlediğimizde depremin inanılmaz büyük olduğunu görünce bir şeyler yapmak zorunda hissettik doğal olarak. Yani tek bir şehir olsa tamam diğer şehirler yardımcı olur ama böyle 10 şehir ve böyle büyük bir coğrafyada meydana gelen böyle bir afette hepimizin bir şeyler yapması gerektiğini öngördüğümüz için bir an önce hareket etmeye isteği doğdu. Bu şekilde hareket ettik. Özel uçak kiralamak zorunda kaldık. Hızlı bir şekilde önce Kayseri’ye uçmaya çalıştık ama uçamadık. Tipiden dolayı kapalıydı Kayseri Havalimanı. Diğer havalimanları da depremden dolayı kapalıydı ve bundan dolayı Ankara Havalimanı’na indik ve oradan da kara yoluyla Kayseri’ye, Kayseri’den de Kahramanmaraş’a ulaştık. Kayseri’de arkadaşlarım ve akrabalarım vardı. Onlar orada enkaz kurtarma çalışmaları için gerekli olabilecek ekipmanları hazırlamaya başladılar. Bu hazırlıkları tamamladılar. Maraş’a doğru hazırlıklı bir şekilde yaklaşık 10 kişilik bir ekiple hareket ettik” dedi.“Korku filmlerinden daha büyük bir afet vardı”Oğuz, bölgeye ulaştığında gördüğü manzara karşısında hayrete düştüğünü belirterek, “Şehre girdiğimizde önce yeni binaların ayak olduğunu görüyorsunuz ama şehrin içine yaklaştıkça, eski binalara yaklaştıkça irili ufaklı artıyor ve daha sonra da zaten üçlü beşli ve hatta bazı yerlerde komple mahallelerin çöktüğünü görüyorsunuz. Bildiğiniz korku filmlerinden daha büyük bir afet var bölgede. Etrafta AFAD timleri vardı, Kızılay vardı ama afet o kadar büyük, o kadar çok enkaz var ki yani her binaya bir görevli bile olsa o kadar insan yoktur o kadar süre içerisinde toplanabilecek. Her binada mutlaka bir çalışma var ama bir binada belki 10 yerinden çalışmak gerekiyor. Bizim arkadaşlarımızın ve akrabalarımızın olduğu mahalleyi bildiğimiz için öncelikle o yola gittik. Ve o bölgede enkaza ulaştık. Enkazda bir kuzenimizin olduğunu biliyorduk. Ama neresinde nasıl bulacağımızı bilmiyorduk. O yüzden oradaki diğer depremzedelerin akrabalarıyla beraber o binada enkaz çalışmasına başladık. Öncelikle enkazın yola ve yolu kapatan kısmındaki kontrollü bir şekilde cadde üzerindeki enkazda da ekskavatör vasıtasıyla temizledik. Temizledikten sonra ana binaya kadar kontrollü bir şekilde ilerledik. Yaklaşık 6-7 saatlik çalışma sonucunda enkazın cadde kısmındaki büyük kısmını temizlemiş olduk ve ana bina yani binanın ana gövdesine ulaştık. Gövdeye ulaştığımızda artık ekskavatörle çalışmak riskliydi. Artık elle temizlemeye başladık. İlerlemek pek mümkün değildi” diye konuştu.“4 madenci arkadaş geldi ve yardım etti”Enkaz altındaki bir yakınının Zonguldak’tan gelen madenciler tarafından kurtarıldığını söyleyen Oğuz, “O ara bazı insanlar gelip gidiyordu. Bunlardan birisi de Zonguldak’taki madencilik firmasından gelen 4 arkadaşımızdı. ‘Biz burada madenciyiz ve enkaz çalışmalarına gönüllü olarak çalışmak istiyoruz’ dediler. Birden enkazdan ses geldi ve o sese doğru yöneldik. Tabii sesin kimin olduğunu bilmiyoruz. Ama tesadüf öncelikle kuzenimizin oğlunun cansız bedenine denk geldiler ve önce onu çıkarttılar. Daha sonra arkasından kuzenimizin olduğunu gördüğümüz ve yaralı olarak enkaz altında bacağı sıkışmış kişiyi çıkardılar. Kendisini kurtarmayı Zonguldak’tan gelen madenci arkadaşlar başardılar. Kendi madencilik teknik bilgilerini koydular ama yine de canlarını gerçekten tehlikeye atarak orada canlı arayışımı devam etti. Ama ancak uzun bir süre daha devam etmelerine rağmen 20’ye yakın vefat eden, bu apartmanda oturan depremzede insanları orada çıkartmayı başardı arkadaşlar. Biz tabii dışarıdan destek olduk ve getirdiğimiz makinemiz ekipmanlarla çok destek olduk. Etrafa da bayağı bir erzak dağıtımında yardımcı olduk. Çünkü 60-70 saat sonra artık bir canlı çıkartma ümidinizi yitiriyorsunuz. Daha çok oradaki depremzede arkadaşlara erzak ve diğer malzemelerin dağıtımıyla uğraştık sonra da bölgeden ayrıldık” ifadelerini kullandı.
İtalya’dan özel jetle deprem bölgesine yardıma koştu
İş adamı Metehan Oğuz, deprem haberini alır almaz İtalya’dan özel jetle Kahramanmaraş’a giderek arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Bölgedeki izlenimlerini aktaran Oğuz, “Korku filmlerinden daha büyük bir afet vardı” dedi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaşandığı esnada iş görüşmesi için İtalya’nın Milano şehrinde olan iş insanı Metehan Oğuz, haberi alır almaz özel jet kiralayıp Türkiye’ye döndü. Oğuz, Kayseri’deki tanıdıklarıyla bir ekip kurarak Kahramanmaraş’a gitti ve önce yakınlarının kaldığı binada daha sonra ise diğer enkazlarda arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Depremin büyüklüğünü öğrendiği ilk anda içinde çalışmalara katılma isteği oluştuğunu söyleyen Oğuz, bölgeye nasıl ulaştıklarını ve orada yaşadıkları olayları anlattı. İş insanı Oğuz, Kahramanmaraş’ta korku filmlerinden bile daha vahim bir manzara ile karşılaştığını belirterek, tüm ekipleri yoğun bir çalışma içinde gördüğünü ifade etti.
“10 kişilik bir ekiple Kahramanmaraş’a hareket ettik”
Deprem haberini iş görüşmesi için gittiği Milano’da aldığını söyleyen Metehan Oğuz, “Yurt dışındaydım. İtalya Milano’da bir iş görüşmesindeydim. Sabah saat 4 sularında deprem uygulamasıyla uyandım ve Kahramanmaraş ve bölgesinde deprem olduğunu öğrendik. Deprem olduğunda her zamanki bir işte bir şehirde deprem oldu diye düşündüm ama tüm uluslararası kanallarda izlediğimizde depremin inanılmaz büyük olduğunu görünce bir şeyler yapmak zorunda hissettik doğal olarak. Yani tek bir şehir olsa tamam diğer şehirler yardımcı olur ama böyle 10 şehir ve böyle büyük bir coğrafyada meydana gelen böyle bir afette hepimizin bir şeyler yapması gerektiğini öngördüğümüz için bir an önce hareket etmeye isteği doğdu. Bu şekilde hareket ettik. Özel uçak kiralamak zorunda kaldık. Hızlı bir şekilde önce Kayseri’ye uçmaya çalıştık ama uçamadık. Tipiden dolayı kapalıydı Kayseri Havalimanı. Diğer havalimanları da depremden dolayı kapalıydı ve bundan dolayı Ankara Havalimanı’na indik ve oradan da kara yoluyla Kayseri’ye, Kayseri’den de Kahramanmaraş’a ulaştık. Kayseri’de arkadaşlarım ve akrabalarım vardı. Onlar orada enkaz kurtarma çalışmaları için gerekli olabilecek ekipmanları hazırlamaya başladılar. Bu hazırlıkları tamamladılar. Maraş’a doğru hazırlıklı bir şekilde yaklaşık 10 kişilik bir ekiple hareket ettik” dedi.
“Korku filmlerinden daha büyük bir afet vardı”
Oğuz, bölgeye ulaştığında gördüğü manzara karşısında hayrete düştüğünü belirterek, “Şehre girdiğimizde önce yeni binaların ayak olduğunu görüyorsunuz ama şehrin içine yaklaştıkça, eski binalara yaklaştıkça irili ufaklı artıyor ve daha sonra da zaten üçlü beşli ve hatta bazı yerlerde komple mahallelerin çöktüğünü görüyorsunuz. Bildiğiniz korku filmlerinden daha büyük bir afet var bölgede. Etrafta AFAD timleri vardı, Kızılay vardı ama afet o kadar büyük, o kadar çok enkaz var ki yani her binaya bir görevli bile olsa o kadar insan yoktur o kadar süre içerisinde toplanabilecek. Her binada mutlaka bir çalışma var ama bir binada belki 10 yerinden çalışmak gerekiyor. Bizim arkadaşlarımızın ve akrabalarımızın olduğu mahalleyi bildiğimiz için öncelikle o yola gittik. Ve o bölgede enkaza ulaştık. Enkazda bir kuzenimizin olduğunu biliyorduk. Ama neresinde nasıl bulacağımızı bilmiyorduk. O yüzden oradaki diğer depremzedelerin akrabalarıyla beraber o binada enkaz çalışmasına başladık. Öncelikle enkazın yola ve yolu kapatan kısmındaki kontrollü bir şekilde cadde üzerindeki enkazda da ekskavatör vasıtasıyla temizledik. Temizledikten sonra ana binaya kadar kontrollü bir şekilde ilerledik. Yaklaşık 6-7 saatlik çalışma sonucunda enkazın cadde kısmındaki büyük kısmını temizlemiş olduk ve ana bina yani binanın ana gövdesine ulaştık. Gövdeye ulaştığımızda artık ekskavatörle çalışmak riskliydi. Artık elle temizlemeye başladık. İlerlemek pek mümkün değildi” diye konuştu.
“4 madenci arkadaş geldi ve yardım etti”
Enkaz altındaki bir yakınının Zonguldak’tan gelen madenciler tarafından kurtarıldığını söyleyen Oğuz, “O ara bazı insanlar gelip gidiyordu. Bunlardan birisi de Zonguldak’taki madencilik firmasından gelen 4 arkadaşımızdı. ‘Biz burada madenciyiz ve enkaz çalışmalarına gönüllü olarak çalışmak istiyoruz’ dediler. Birden enkazdan ses geldi ve o sese doğru yöneldik. Tabii sesin kimin olduğunu bilmiyoruz. Ama tesadüf öncelikle kuzenimizin oğlunun cansız bedenine denk geldiler ve önce onu çıkarttılar. Daha sonra arkasından kuzenimizin olduğunu gördüğümüz ve yaralı olarak enkaz altında bacağı sıkışmış kişiyi çıkardılar. Kendisini kurtarmayı Zonguldak’tan gelen madenci arkadaşlar başardılar. Kendi madencilik teknik bilgilerini koydular ama yine de canlarını gerçekten tehlikeye atarak orada canlı arayışımı devam etti. Ama ancak uzun bir süre daha devam etmelerine rağmen 20’ye yakın vefat eden, bu apartmanda oturan depremzede insanları orada çıkartmayı başardı arkadaşlar. Biz tabii dışarıdan destek olduk ve getirdiğimiz makinemiz ekipmanlarla çok destek olduk. Etrafa da bayağı bir erzak dağıtımında yardımcı olduk. Çünkü 60-70 saat sonra artık bir canlı çıkartma ümidinizi yitiriyorsunuz. Daha çok oradaki depremzede arkadaşlara erzak ve diğer malzemelerin dağıtımıyla uğraştık sonra da bölgeden ayrıldık” ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaşandığı esnada iş görüşmesi için İtalya’nın Milano şehrinde olan iş insanı Metehan Oğuz, haberi alır almaz özel jet kiralayıp Türkiye’ye döndü. Oğuz, Kayseri’deki tanıdıklarıyla bir ekip kurarak Kahramanmaraş’a gitti ve önce yakınlarının kaldığı binada daha sonra ise diğer enkazlarda arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Depremin büyüklüğünü öğrendiği ilk anda içinde çalışmalara katılma isteği oluştuğunu söyleyen Oğuz, bölgeye nasıl ulaştıklarını ve orada yaşadıkları olayları anlattı. İş insanı Oğuz, Kahramanmaraş’ta korku filmlerinden bile daha vahim bir manzara ile karşılaştığını belirterek, tüm ekipleri yoğun bir çalışma içinde gördüğünü ifade etti.
“10 kişilik bir ekiple Kahramanmaraş’a hareket ettik”
Deprem haberini iş görüşmesi için gittiği Milano’da aldığını söyleyen Metehan Oğuz, “Yurt dışındaydım. İtalya Milano’da bir iş görüşmesindeydim. Sabah saat 4 sularında deprem uygulamasıyla uyandım ve Kahramanmaraş ve bölgesinde deprem olduğunu öğrendik. Deprem olduğunda her zamanki bir işte bir şehirde deprem oldu diye düşündüm ama tüm uluslararası kanallarda izlediğimizde depremin inanılmaz büyük olduğunu görünce bir şeyler yapmak zorunda hissettik doğal olarak. Yani tek bir şehir olsa tamam diğer şehirler yardımcı olur ama böyle 10 şehir ve böyle büyük bir coğrafyada meydana gelen böyle bir afette hepimizin bir şeyler yapması gerektiğini öngördüğümüz için bir an önce hareket etmeye isteği doğdu. Bu şekilde hareket ettik. Özel uçak kiralamak zorunda kaldık. Hızlı bir şekilde önce Kayseri’ye uçmaya çalıştık ama uçamadık. Tipiden dolayı kapalıydı Kayseri Havalimanı. Diğer havalimanları da depremden dolayı kapalıydı ve bundan dolayı Ankara Havalimanı’na indik ve oradan da kara yoluyla Kayseri’ye, Kayseri’den de Kahramanmaraş’a ulaştık. Kayseri’de arkadaşlarım ve akrabalarım vardı. Onlar orada enkaz kurtarma çalışmaları için gerekli olabilecek ekipmanları hazırlamaya başladılar. Bu hazırlıkları tamamladılar. Maraş’a doğru hazırlıklı bir şekilde yaklaşık 10 kişilik bir ekiple hareket ettik” dedi.
“Korku filmlerinden daha büyük bir afet vardı”
Oğuz, bölgeye ulaştığında gördüğü manzara karşısında hayrete düştüğünü belirterek, “Şehre girdiğimizde önce yeni binaların ayak olduğunu görüyorsunuz ama şehrin içine yaklaştıkça, eski binalara yaklaştıkça irili ufaklı artıyor ve daha sonra da zaten üçlü beşli ve hatta bazı yerlerde komple mahallelerin çöktüğünü görüyorsunuz. Bildiğiniz korku filmlerinden daha büyük bir afet var bölgede. Etrafta AFAD timleri vardı, Kızılay vardı ama afet o kadar büyük, o kadar çok enkaz var ki yani her binaya bir görevli bile olsa o kadar insan yoktur o kadar süre içerisinde toplanabilecek. Her binada mutlaka bir çalışma var ama bir binada belki 10 yerinden çalışmak gerekiyor. Bizim arkadaşlarımızın ve akrabalarımızın olduğu mahalleyi bildiğimiz için öncelikle o yola gittik. Ve o bölgede enkaza ulaştık. Enkazda bir kuzenimizin olduğunu biliyorduk. Ama neresinde nasıl bulacağımızı bilmiyorduk. O yüzden oradaki diğer depremzedelerin akrabalarıyla beraber o binada enkaz çalışmasına başladık. Öncelikle enkazın yola ve yolu kapatan kısmındaki kontrollü bir şekilde cadde üzerindeki enkazda da ekskavatör vasıtasıyla temizledik. Temizledikten sonra ana binaya kadar kontrollü bir şekilde ilerledik. Yaklaşık 6-7 saatlik çalışma sonucunda enkazın cadde kısmındaki büyük kısmını temizlemiş olduk ve ana bina yani binanın ana gövdesine ulaştık. Gövdeye ulaştığımızda artık ekskavatörle çalışmak riskliydi. Artık elle temizlemeye başladık. İlerlemek pek mümkün değildi” diye konuştu.
“4 madenci arkadaş geldi ve yardım etti”
Enkaz altındaki bir yakınının Zonguldak’tan gelen madenciler tarafından kurtarıldığını söyleyen Oğuz, “O ara bazı insanlar gelip gidiyordu. Bunlardan birisi de Zonguldak’taki madencilik firmasından gelen 4 arkadaşımızdı. ‘Biz burada madenciyiz ve enkaz çalışmalarına gönüllü olarak çalışmak istiyoruz’ dediler. Birden enkazdan ses geldi ve o sese doğru yöneldik. Tabii sesin kimin olduğunu bilmiyoruz. Ama tesadüf öncelikle kuzenimizin oğlunun cansız bedenine denk geldiler ve önce onu çıkarttılar. Daha sonra arkasından kuzenimizin olduğunu gördüğümüz ve yaralı olarak enkaz altında bacağı sıkışmış kişiyi çıkardılar. Kendisini kurtarmayı Zonguldak’tan gelen madenci arkadaşlar başardılar. Kendi madencilik teknik bilgilerini koydular ama yine de canlarını gerçekten tehlikeye atarak orada canlı arayışımı devam etti. Ama ancak uzun bir süre daha devam etmelerine rağmen 20’ye yakın vefat eden, bu apartmanda oturan depremzede insanları orada çıkartmayı başardı arkadaşlar. Biz tabii dışarıdan destek olduk ve getirdiğimiz makinemiz ekipmanlarla çok destek olduk. Etrafa da bayağı bir erzak dağıtımında yardımcı olduk. Çünkü 60-70 saat sonra artık bir canlı çıkartma ümidinizi yitiriyorsunuz. Daha çok oradaki depremzede arkadaşlara erzak ve diğer malzemelerin dağıtımıyla uğraştık sonra da bölgeden ayrıldık” ifadelerini kullandı.
İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanalından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhatap haberi geçen ajans olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.