Bursalı avukattan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’a suç duyurusu
Sağlık
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
28.08.2024 - 11:03, Güncelleme:
28.08.2024 - 10:51
Bursalı avukattan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’a suç duyurusu
Bursalı avukattan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’a suç duyurusu
Bursa Barosu avukatlarından Cüneyt Bülent Şeker, Türk Ceza Kanunu’nun 213., 214., 216 ve 217. maddesine göre halkı korkutucu açıklamalar yaptığı ve aşıya teşvik ettiği gerekçesiyle Prof. Dr. Mehmet Ceyhan hakkında suç duyurusunda bulundu. Bülent Şeker, "Türkiye’de bir tane vaka görülmüyor ancak Profesör Ceyhan bu hastalığın su çiçeği ve alerjiyle karıştırılabileceğini söylüyor. Amerikan ve Batı ilaçları ile aşılarına halkı yönlendirmeye çalışıyor" dedi.Avukat Cüneyt Bülent Şeker, Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’ın geçtiğimiz günlerde maymun çiçeği aşısı hakkında yaptığı açıklamalar yüzünden savcılığa suç duyurusunda bulundu. Av. Şeker, Prof. Dr. Ceyhan’ın Sağlık Bakanlığı tarafından bir tane bile vaka tespit edilmemesine rağmen yaptığı açıklamalarla insanları tedirgin ettiğini savunarak, ’insanların aşı olmak zorunda olduklarını ve aşı karşıtlarının devlet tarafından susturulması gerektiğini’ söylemesinin insanların kişisel özgürlüklerinin kısıtlanması anlamına geldiğini söyledi.Av. Şeker; Prof. Dr. Ceyhan’ın yaptığı açıklamalar hakkında, "Türkiye’de bir tane dahi vakaya rastlanmadığı biliniyor ama Mehmet Ceyhan, bu hastalığın su çiçeği ve alerjiyle karıştırılabileceğini, belirtilerinin çok net olmadığını söylüyor. Bu hastalık gibi yüzlerce hastalık çeşidi var. Sen ne yapıyorsun da bunun gibi bir sürü hastalık varken ortaya böyle bir şey çıkarıyorsun. Bizim bu hastalıkta kullandığımız ilaçların eski olduğunu ve bu hastalığın ilacının sadece Amerika’da olduğunu, bizim de diğer ülkeler gibi onlardan alıp stoklamamız gerektiğini söylüyorsun. Amerikan aşıları ne kadar güvenli olabilir. Bizim şu anda zaten Amerika ve Batı ile ciddi sorunlarımız var. Amerika’ya bu konuda güvenmenin mümkün olmadığı halde bunu adres gösteriyorsun. Mehmet Ceyhan çıktı, Sağlık Bakanlığı’nı yalanlayan ondan sonra bunun doğru olmadığını söyleyen, bunun büyüyeceğini, ondan sonra büyük bir pandemi haline gelebileceğini söyleyerek insanları öldürücülükle korkutan açıklamalar yapmaya başladı. İnsanlar artık bu yalanlara doydu. COVID 19 zamanında insanlar böyle bir şey görmemişti. Bu kadar fazla anlamamışlardı. Küçük bir azınlık vardı. Onlar büyük sıkıntı çektiler ama artık aşı olanlar da, koştura koştura aşıya gidenler de hem kendi üzerindeki hem de başkası üzerindeki etkilerden görüyorlar. Tabi bu aşılar lisanslı aşılar değildi. Biontech’in acil kullanım izni dahi yoktu o yüzden bunun bir kısmı etkilenirken bir kısmı etkilenmedi. Ancak bu etkilenmeyecekleri anlamına gelmiyor. Yani özellikle 3. doz biontech kullananlar bunun etkilerini hissettiler" şeklinde konuştu.Prof. Dr. Ceyhan’ın açıklamalarının insanları aşı olmaya zorladığını belirten Şeker, "Zaten pandemi deyince insanlar ekonomik kriz, aşı baskısı, eve kapanma, kavga, dövüş, sıkıntı anlıyor. Sadece bir söylem bile insanlardaki ekonomiyi bozmaya, sıkıntıya sokmaya yeter. Mehmet Ceyhan kalkıyor, pandemi aşılarından dolayı sıkıntılar olunca Almanya’da bir sürü dava kazanılıp da bu konudaki Türkiye’deki davalar da başlayınca işte ’bunu devlet yaptı’, ’bunu Sağlık Bakanlığı yaptı’ falan diyor. Evet Sağlık Bakanlığı’nın suçu vardır ama sayın Cumhurbaşkanı, ’aşıda gönüllülük esası vardır’ dedi. Bunlar o kadar büyük bir propaganda yaptılar ki insanlar korku içerisinde aşılara koştular, aşıları talep eder hale geldiler. Şimdi hangi hükümet olsa bu kadar talep olduktan sonra aşıları getirir, zararlarını ortaya koyar ve şunu yapardı, ’evet serbestsiniz ama aşı olmak istemeyene de zorunlu değil’ denilirdi. Ama algı operasyonuyla bunlar gibi yurt dışına bağlı oradan güç alan insanların oluşturduğu algıyla bir kısım hukukçu da buna katılıp aşı olmamanın suç olduğu gibi saçma sapan şeyler söylediler. ’Aşı olmayan vatan hainidir.’, aşı olmayanın zorla yere yatırılıp aşılanabileceğini söylediler. Böyle bir şey bütün insan haklarının yerle bir edilmesi demek. Zorunlu aşı, zorunlu tıbbi müdahale, zorunlu topuk kanı alınması demek insanın hayvan seviyesine hatta daha aşağı konuma düşmesi demektir. İnsanın en önemli özelliği vücut dokunulmazlığı vücut bütünlüğünün korunabilmesidir. İnsandan izinsiz böyle sudan sebeplerle aşı yapmaya kalkarsanız insan bir hiç durumuna düşer. Bu çok rahat bir şekilde kötüye kullanılabilir. Çünkü bu aşılar dışarıdan alınıyor ve bizde aşıları inceleyecek doğru düzgün laboratuvar bile yok" ifadelerini kullandı.
Bursalı avukattan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’a suç duyurusu
Bursa Barosu avukatlarından Cüneyt Bülent Şeker, Türk Ceza Kanunu’nun 213., 214., 216 ve 217. maddesine göre halkı korkutucu açıklamalar yaptığı ve aşıya teşvik ettiği gerekçesiyle Prof. Dr. Mehmet Ceyhan hakkında suç duyurusunda bulundu. Bülent Şeker, "Türkiye’de bir tane vaka görülmüyor ancak Profesör Ceyhan bu hastalığın su çiçeği ve alerjiyle karıştırılabileceğini söylüyor. Amerikan ve Batı ilaçları ile aşılarına halkı yönlendirmeye çalışıyor" dedi.
Avukat Cüneyt Bülent Şeker, Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’ın geçtiğimiz günlerde maymun çiçeği aşısı hakkında yaptığı açıklamalar yüzünden savcılığa suç duyurusunda bulundu. Av. Şeker, Prof. Dr. Ceyhan’ın Sağlık Bakanlığı tarafından bir tane bile vaka tespit edilmemesine rağmen yaptığı açıklamalarla insanları tedirgin ettiğini savunarak, ’insanların aşı olmak zorunda olduklarını ve aşı karşıtlarının devlet tarafından susturulması gerektiğini’ söylemesinin insanların kişisel özgürlüklerinin kısıtlanması anlamına geldiğini söyledi.
Av. Şeker; Prof. Dr. Ceyhan’ın yaptığı açıklamalar hakkında, "Türkiye’de bir tane dahi vakaya rastlanmadığı biliniyor ama Mehmet Ceyhan, bu hastalığın su çiçeği ve alerjiyle karıştırılabileceğini, belirtilerinin çok net olmadığını söylüyor. Bu hastalık gibi yüzlerce hastalık çeşidi var. Sen ne yapıyorsun da bunun gibi bir sürü hastalık varken ortaya böyle bir şey çıkarıyorsun. Bizim bu hastalıkta kullandığımız ilaçların eski olduğunu ve bu hastalığın ilacının sadece Amerika’da olduğunu, bizim de diğer ülkeler gibi onlardan alıp stoklamamız gerektiğini söylüyorsun. Amerikan aşıları ne kadar güvenli olabilir. Bizim şu anda zaten Amerika ve Batı ile ciddi sorunlarımız var. Amerika’ya bu konuda güvenmenin mümkün olmadığı halde bunu adres gösteriyorsun. Mehmet Ceyhan çıktı, Sağlık Bakanlığı’nı yalanlayan ondan sonra bunun doğru olmadığını söyleyen, bunun büyüyeceğini, ondan sonra büyük bir pandemi haline gelebileceğini söyleyerek insanları öldürücülükle korkutan açıklamalar yapmaya başladı. İnsanlar artık bu yalanlara doydu. COVID 19 zamanında insanlar böyle bir şey görmemişti. Bu kadar fazla anlamamışlardı. Küçük bir azınlık vardı. Onlar büyük sıkıntı çektiler ama artık aşı olanlar da, koştura koştura aşıya gidenler de hem kendi üzerindeki hem de başkası üzerindeki etkilerden görüyorlar. Tabi bu aşılar lisanslı aşılar değildi. Biontech’in acil kullanım izni dahi yoktu o yüzden bunun bir kısmı etkilenirken bir kısmı etkilenmedi. Ancak bu etkilenmeyecekleri anlamına gelmiyor. Yani özellikle 3. doz biontech kullananlar bunun etkilerini hissettiler" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Ceyhan’ın açıklamalarının insanları aşı olmaya zorladığını belirten Şeker, "Zaten pandemi deyince insanlar ekonomik kriz, aşı baskısı, eve kapanma, kavga, dövüş, sıkıntı anlıyor. Sadece bir söylem bile insanlardaki ekonomiyi bozmaya, sıkıntıya sokmaya yeter. Mehmet Ceyhan kalkıyor, pandemi aşılarından dolayı sıkıntılar olunca Almanya’da bir sürü dava kazanılıp da bu konudaki Türkiye’deki davalar da başlayınca işte ’bunu devlet yaptı’, ’bunu Sağlık Bakanlığı yaptı’ falan diyor. Evet Sağlık Bakanlığı’nın suçu vardır ama sayın Cumhurbaşkanı, ’aşıda gönüllülük esası vardır’ dedi. Bunlar o kadar büyük bir propaganda yaptılar ki insanlar korku içerisinde aşılara koştular, aşıları talep eder hale geldiler. Şimdi hangi hükümet olsa bu kadar talep olduktan sonra aşıları getirir, zararlarını ortaya koyar ve şunu yapardı, ’evet serbestsiniz ama aşı olmak istemeyene de zorunlu değil’ denilirdi. Ama algı operasyonuyla bunlar gibi yurt dışına bağlı oradan güç alan insanların oluşturduğu algıyla bir kısım hukukçu da buna katılıp aşı olmamanın suç olduğu gibi saçma sapan şeyler söylediler. ’Aşı olmayan vatan hainidir.’, aşı olmayanın zorla yere yatırılıp aşılanabileceğini söylediler. Böyle bir şey bütün insan haklarının yerle bir edilmesi demek. Zorunlu aşı, zorunlu tıbbi müdahale, zorunlu topuk kanı alınması demek insanın hayvan seviyesine hatta daha aşağı konuma düşmesi demektir. İnsanın en önemli özelliği vücut dokunulmazlığı vücut bütünlüğünün korunabilmesidir. İnsandan izinsiz böyle sudan sebeplerle aşı yapmaya kalkarsanız insan bir hiç durumuna düşer. Bu çok rahat bir şekilde kötüye kullanılabilir. Çünkü bu aşılar dışarıdan alınıyor ve bizde aşıları inceleyecek doğru düzgün laboratuvar bile yok" ifadelerini kullandı.
Avukat Cüneyt Bülent Şeker, Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’ın geçtiğimiz günlerde maymun çiçeği aşısı hakkında yaptığı açıklamalar yüzünden savcılığa suç duyurusunda bulundu. Av. Şeker, Prof. Dr. Ceyhan’ın Sağlık Bakanlığı tarafından bir tane bile vaka tespit edilmemesine rağmen yaptığı açıklamalarla insanları tedirgin ettiğini savunarak, ’insanların aşı olmak zorunda olduklarını ve aşı karşıtlarının devlet tarafından susturulması gerektiğini’ söylemesinin insanların kişisel özgürlüklerinin kısıtlanması anlamına geldiğini söyledi.
Av. Şeker; Prof. Dr. Ceyhan’ın yaptığı açıklamalar hakkında, "Türkiye’de bir tane dahi vakaya rastlanmadığı biliniyor ama Mehmet Ceyhan, bu hastalığın su çiçeği ve alerjiyle karıştırılabileceğini, belirtilerinin çok net olmadığını söylüyor. Bu hastalık gibi yüzlerce hastalık çeşidi var. Sen ne yapıyorsun da bunun gibi bir sürü hastalık varken ortaya böyle bir şey çıkarıyorsun. Bizim bu hastalıkta kullandığımız ilaçların eski olduğunu ve bu hastalığın ilacının sadece Amerika’da olduğunu, bizim de diğer ülkeler gibi onlardan alıp stoklamamız gerektiğini söylüyorsun. Amerikan aşıları ne kadar güvenli olabilir. Bizim şu anda zaten Amerika ve Batı ile ciddi sorunlarımız var. Amerika’ya bu konuda güvenmenin mümkün olmadığı halde bunu adres gösteriyorsun. Mehmet Ceyhan çıktı, Sağlık Bakanlığı’nı yalanlayan ondan sonra bunun doğru olmadığını söyleyen, bunun büyüyeceğini, ondan sonra büyük bir pandemi haline gelebileceğini söyleyerek insanları öldürücülükle korkutan açıklamalar yapmaya başladı. İnsanlar artık bu yalanlara doydu. COVID 19 zamanında insanlar böyle bir şey görmemişti. Bu kadar fazla anlamamışlardı. Küçük bir azınlık vardı. Onlar büyük sıkıntı çektiler ama artık aşı olanlar da, koştura koştura aşıya gidenler de hem kendi üzerindeki hem de başkası üzerindeki etkilerden görüyorlar. Tabi bu aşılar lisanslı aşılar değildi. Biontech’in acil kullanım izni dahi yoktu o yüzden bunun bir kısmı etkilenirken bir kısmı etkilenmedi. Ancak bu etkilenmeyecekleri anlamına gelmiyor. Yani özellikle 3. doz biontech kullananlar bunun etkilerini hissettiler" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Ceyhan’ın açıklamalarının insanları aşı olmaya zorladığını belirten Şeker, "Zaten pandemi deyince insanlar ekonomik kriz, aşı baskısı, eve kapanma, kavga, dövüş, sıkıntı anlıyor. Sadece bir söylem bile insanlardaki ekonomiyi bozmaya, sıkıntıya sokmaya yeter. Mehmet Ceyhan kalkıyor, pandemi aşılarından dolayı sıkıntılar olunca Almanya’da bir sürü dava kazanılıp da bu konudaki Türkiye’deki davalar da başlayınca işte ’bunu devlet yaptı’, ’bunu Sağlık Bakanlığı yaptı’ falan diyor. Evet Sağlık Bakanlığı’nın suçu vardır ama sayın Cumhurbaşkanı, ’aşıda gönüllülük esası vardır’ dedi. Bunlar o kadar büyük bir propaganda yaptılar ki insanlar korku içerisinde aşılara koştular, aşıları talep eder hale geldiler. Şimdi hangi hükümet olsa bu kadar talep olduktan sonra aşıları getirir, zararlarını ortaya koyar ve şunu yapardı, ’evet serbestsiniz ama aşı olmak istemeyene de zorunlu değil’ denilirdi. Ama algı operasyonuyla bunlar gibi yurt dışına bağlı oradan güç alan insanların oluşturduğu algıyla bir kısım hukukçu da buna katılıp aşı olmamanın suç olduğu gibi saçma sapan şeyler söylediler. ’Aşı olmayan vatan hainidir.’, aşı olmayanın zorla yere yatırılıp aşılanabileceğini söylediler. Böyle bir şey bütün insan haklarının yerle bir edilmesi demek. Zorunlu aşı, zorunlu tıbbi müdahale, zorunlu topuk kanı alınması demek insanın hayvan seviyesine hatta daha aşağı konuma düşmesi demektir. İnsanın en önemli özelliği vücut dokunulmazlığı vücut bütünlüğünün korunabilmesidir. İnsandan izinsiz böyle sudan sebeplerle aşı yapmaya kalkarsanız insan bir hiç durumuna düşer. Bu çok rahat bir şekilde kötüye kullanılabilir. Çünkü bu aşılar dışarıdan alınıyor ve bizde aşıları inceleyecek doğru düzgün laboratuvar bile yok" ifadelerini kullandı.
Bursa HABERİ
İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanalından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhatap haberi geçen ajans olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.