Mustafa Armağan'ın "Atatürk'ün Hatırasına Alenen Hakaret" Davası
İSTANBUL (AA) - Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Armağan'ın, derginin mayıs sayısında yer alan yazısı nedeniyle ''Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret'' suçundan 1 yıl 6 aydan 4 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması istemiyle yargılanmasına başlandı.
Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmada sanık Armağan, "Derin Tarih" dergisinin 66 aydır yayın hayatında olduğunu ifade ederek, "Dergi 29 Nisan 2017 tarihinde bayilere verildi. Dergi basın savcısına ulaşmış olmasına rağmen hakkında işlem yapılmamıştı." dedi.
Özel bir televizyon kanalında konuşmacı olarak programa katıldığını anlatan şüpheli Armağan, şöyle konuştu:
"Program sırasında diğer konuğun Atatürk’ün aleyhindeki beyanlarından dolayı medyada yoğun bir kampanya başlatılarak, algı operasyonu yapılmak istendi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkımda takipsizlik kararı verildi. Algı operasyonunun bu şekilde boşa çıkması üzerine 'Derin Tarih' dergisinin Mayıs 2017 tarihli nüshası gündeme getirildi. 'Korku duvarını yıkmak' isimli kitabımda Atatürk’ün annesinin orijinal mezar taşının araştırma ve çabalar neticesinde İzmir Arkeoloji Müzesinde bulunduğunu tespit ettik. Davaya konu yazı şu anda sunduğum Rıfat N. Bali’nin kitabında İngilizce metin olarak yayınlanmıştır."
Latife Hanım’ın bir kısım mektuplarının Türk Tarih Kurumu’na devredildiğini, mahkeme kararıyla içeriğine 2030 yılına kadar ulaşılamama kararı alındığını anlatan Armağan, yazar İpek Çalışlar’ın "Latife Hanım" kitabında Türk Tarih Kurumunda Latife Hanım’a ait 200 mektubun varlığından bahsedildiğini savundu.
Bu kitaplarda bazı hususların sansürlendiğini ileri süren sanık Armağan, "Belgeleri sansürleyerek basanlar yerine sansürsüz basanlara dava açılmasını anlayabilmiş değilim. Yazı eleştirel mahiyettedir. Suç işleme kastım yoktur. Unsurları oluşmayan suçtan beraatimi talep ediyorum." ifadelerini kullandı.
Sanık Armağan’ın avukatları, Türk Tarih Kurumundan söz konusu mektupların içeriğinin mahkemeye gönderilmesini veya naip bir hakimle ilgili belgelerin incelenmesini talep etti.
Hakim Aşkın Kocamanoğlu, Latife Hanım’ın Türk Tarih Kurumuna teslim edilen mektuplarının içeriklerinin açıklanmasının 2030 yılına kadar ertelenmesinin ailesi tarafından istendiğini, bu durumun mahkeme kararıyla ileri tarihe ertelendiği anlaşıldığından mektupların Türk Tarih Kurumundan istenmesi veya naip hakimle araştırılması talebinin reddine karar vererek, Rıfat N. Bali’nin kitabının sayfalarının çevrilmesi için sanık tarafına süre verilmesine hükmetti.
Duruşma eksiklerin giderilmesi için ertelendi.
- "Ömrü savaş meydanlarında geçmiş asker ve devlet adamı"
Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ertuğrul Sarıyar tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheli Mustafa Armağan'ın "Derin Tarih'' isimli aylık basımı yapılan derginin genel yayın yönetmeni olduğu belirtilerek, derginin mayıs ayına ait 62. sayısının kapağında "Latife Hanım'ın 91 yıldır gizlenen mektubu'', ''Kemal Paşa çakma Napolyon'dur'' başlıklarıyla Latife Hanım'ın fotoğrafının yer aldığı hatırlatıldı.
İddianamede, derginin 38-53 sayfalarında şüpheli Armağan tarafından hazırlandığı anlaşılan ''Latife Hanım konuşursa neler olur?'' başlığı altında yazı dizisinin kaleme alındığı aktarılarak, dergide Cumhuriyetin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret içeren ifadelere yer verildiği gerekçesiyle soruşturma başlatıldığı, derginin mayıs ayı sayısının toplatılmasına, basım, yayın ve dağıtımının durdurulmasına, el konulmasına yönelik nöbetçi Bakırköy sulh ceza hakimliğince karar alındığı anlatıldı.
Derginin 42 ve 43. sayfalarında Latife Hanım ve Mustafa Kemal Atatürk'ün resimlerinin yan yana basılarak büyük puntolarla ''Kemal Paşa büyük asker değil'' başlığı, 46 ve 48. sayfalarında da büyük puntolarla yine Büyük Önder Atatürk ile ilgili başlıklar atıldığı belirtilen iddianamede, dergide yer alan şüpheli Armağan'ın yazısına dayanak yaptığı, Latife Hanım'ın Atatürk'e yazdığı iddia olunan mektupların aslının Türk Tarih Kurumunda bulunduğu ve içeriğinin henüz kamuoyuyla paylaşılmadığı tespitlerine yer verildi.
İddianamede, ''Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin 24 Mayıs 2006 tarihli kararında işaret olunduğu üzere, ceza hukukunda hukuka uygunluk nedenleri arasında sayılan haber verme hakkından yararlanabilmek için haberin gerçek olması, haberin bilinmesinde kamu yararı bulunması ve haberde küçültücü değer yargılarının bulunmaması gerekir. Gazetecinin bu hukuka uygunluk nedeninden yararlanabilmesi için haberi vermeden önce olayın doğru olup olmadığını araştırması gerekmektedir.'' denildi.
Şüpheli Armağan'ın 1926'da yayınlanmış yabancı bir gazeteyi ve bir yazarın kitabını referans göstererek tarihi belgeye dayanmayan adeta dedikodu şeklindeki bilgileri, okurlarını ve kamuoyunun dikkatini habere çekmek amacıyla büyük puntolarla verdiği belirtilen iddianamede, "Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, ömrü savaş meydanlarında geçmiş, tüm dünyanın tartışmasız kabul ettiği bir asker ve devlet adamı olan Mustafa Kemal Atatürk'ü itibarsızlaştırmaya yönelik suç kastı ile haberin yapıldığı anlaşılmıştır." değerlendirmesinde bulunuldu.
İddianamede, şüpheli Mustafa Armağan'ın "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret" suçundan 1 yıl 6 aydan 4 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.